Aysun Yıldırım dosyası cinayet mi intihar mı? Dikkat çekici telefon detayı

İstanbul Sefaköy’deki özel bir şirkette çalışan 27 yaşındaki Aysun Yıldırım, 20.02.2018’de işyerinin 3. katından, 16,35 metreden “düşerek” yaşamını yitirmişti.

İstanbul Sefaköy’deki özel bir şirkette çalışan 27 yaşındaki Aysun Yıldırım, 20 Şubat 2018'de işyerinin 3. katından, 16,35 metreden düşerek yaşamını yitirmişti. Yıldırım'ın ölümü kayıtlara şüpheli olarak geçmişti. BirGün'den Erk Acarer, Aysun Yıldırım dosyasındaki telefon detayına dikkat çekti. Buna göre, Aysun'un "intihar ederken" telefonunu yanına aldığı söylenirken telefonda tek bir noktadan basınç gördüğü ortaya çıktı.

Düştüğü yerde kan izi olamayan Yıldırım’a ilişkin “Olay Yeri” incelemesinde çantasından cep telefonu çıkmadı. Ancak telefonu sonradan, bir poşette, çantası içinde aileye teslim edildi.“Biri neden telefonuyla intihar eder?” şaibesi yerini koruyor. Ayrıca telefonun nasıl ve kim tarafından teslim edildiği de merak konusu. Önemli ayrıntılardan biri ise Yıldırım’ın “atladığı-atıldığı” pencerenin bulunduğu ofis odası fotoğraflarında şarj cihazının görülmesi.

Telefonun şarj cihazından ayrılarak alınması muhtemel. “Biri neden telefonuyla intihar eder?” sorusunu biraz daha ileri götürmek mümkün. Aysun Yıldırım, şarjı olmadığı için ailesini ofis telefonundan arayıp “biraz” geç kalacağını söylüyor. “Biri neden şarjı olmayan telefonunu yanına alıp intihar eder?”

Önemli detaylardan biri Yıldırım’ın telefonunun basınç uygulanarak bir noktadan kırılmış olması ile ilgiliydi. Savcılık ne bunu ne de telefondaki mesajları dikkate almadı. Yıldırım’ın telefonuna ilişkin görüntüler de ortaya çıktı. Fotoğraflarda telefona bir notadan basınç uygulandığı açıka görülüyor. Buna göre, telefonun yüksekten düşerek kırılmış olabilme ihtimali çok az. Genç kadına ait cep telefonunun, biri tarafından çarpma ya da darp ile kırılmış olma olasılığı çok daha yüksek. Olay yeri inceleme raporunda ise Aysun Yıldırım’a ait tüm kişsel eşyaların kaydı tutulmuş. Ancak telefonun kaydı bulunmuyor.

Aysun Yıldırım’ın, iş yeri sahibin arkadaşı O.T. ile gönül ilişkisi vardı. O.T. evliydi. Yıldırım bunu sonradan öğrendi ve onu terk etmek istedi. Ancak O.T. boşanacağını söyledi. Yıldırım ise sadece bu koşulda görüşebileceklerini ifade etti. Dosyada tanık olarak yer alan O.T. kendiliğinden mesajları ibraz etmişti. Savcılık makamı, bunlar arasındaki “Allaha Emanet Ol” mesajını intihar nedeni için yeterli saydı. Oysa herkes tarafından günlük dilde kullanılan bu mesaj sonrasında da konuşma akıyor, Yıldırım’ın “Allaha emanet ol” mesajının ardından şu cümleler geliyordu:

“-Allah’a emanet ol

-Ama bana gelene kadar yazma arama

-Yalvarırım

-Bari bunu yap…”

Dosya avukatı Rukiye Leyla Süren, etkin soruşturmanın yapılmadığını vurgulayıp bir kez daha eksiklere dikkat çekiyor:

*Bir kış günü camın açık olması mümkün değil, cam sonradan açılmış ama ne jaluzi ne PVC’de Aysun’a ait parmak izi yok,

*Aysun’un iş yeri çevresine ait 4 ifade çelişkili,

*Adli TIP ve Olay yeri inceleme raporlarını “Şüpheli” diye yazmış. Adli TIP bir yıl saklamak kaydı ile Aysun’dan DNA örneği almış, Bu örneklerin, işyeri çevresinde bulunan kişilerle karşılaştırılması lazım,

*Savcılık tarafından HTS ve baz istasyon kayıtları istenmeli,

*Aysun’un telefonu ile ilgili fiziki araştırma da yapılmalı (Nasıl kırılmış olabileceğine dair.),

“Bu dosyanın yeniden açılması şart” diyen Süren şunları söylüyor: “Olayın sadece yüzde 5 oranında intihar ihtimali taşıdığına yönelik ciddi şüphelerimiz var. İntihar olsa bile araştırılsın, ‘İntihar’ denilsin. Ailenin de kamuoyunun da beklentisi bu.” Süren işin peşini bırakmayacaklarını belirterek, 27 Şubat Çarşamba günü 19:30’da Aysun’un çalıştığı iş yerinin önünde eylem yapacaklarını duyuruyor: “O iş yerinin kapısına dayanacağız!’”

Türkiye Haberleri