Hiranur Vakfı'nın kurucularından olan Yusuf Ziya Gümüşel'in kızını 6 yaşındayken 29 yaşındaki Kadir İstekli isimli müridiyle 'evlendirmesine' tepkiler sürüyor.
Halk TV'de Medya Mahallesi programını hazırlayıp sunan Ayşenur Arslan, istismara tepki gösterdi.
6 yaşındaki çocuğun istismarı üzerine hedef şaşırtarak, gazetecileri suçlayanlara yanıt veren Arslan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu istismar bizim iddiamız değil, 6 yaşındaki çocuk ya da çocuk mu bebek aslında 6 yaşında düşünsenize sokağa yanız bırakamazsınız, uyku saat için hatırlatmak, hatta 'hadi canım' diye zorlamak istersiniz bunu yaparsınız. Daha çocuk bile değildir. Okuma yazmayı bilmiyordur. Dünya hakkında neredeyse hiçbir fikri yoktur. Ölüm gibi hayat gibi hele evlilik gibi yaşamsal konularda en ufak bir fikri yoktur ama siz onu bir erkeğe gelin diye verirsiniz. Bunun adına da evlilik dersiniz öyle mi? 6 yaşındaki bebek davasında bütün bunları çok konuştuk öncelikle ben, başından beri bu haberi ekrana taşıyan bir gazeteci olarak şunu söylemek istiyorum; Bu bizim iddiamız değil. Programı açarken hep söylediğim ifadeyle size seslenmek istiyorum. Hanımefendiler, beyefendiler bunlar bizim iddiamız değil. Bunlar Timur Soykan’nın iddiası değil. Sadece Timur Soykan’ın bir gazetecilik başarısı göstererek bir gazeteci sıfatıyla savcının hazırladığı ve mahkemenin de kabul ettiği, dolayısıyla davaya dönüştürdüğü iddianamenin anlattıkları. Bunlar İddianamedeki tanıkların ses kayıtlarının bize söyledikleri. Oysa birilerinin işine geliyor tabii. Bilmezlikten geliyorlar. Vay efendim, Timur Soykan neler söylüyor, Vay efendim Murat Ağırel, Ayşenur Arslan, Emin Çapa, Şule Aydın… Hayır! Mahkemenin dava konusu haline getirdiği iddianamede bunlar söyleniyor. Dolayısıyla bu durumdan vazife çıkartarak bize saldırmaya, Timur Soykan’ı, Murat Ağırel’i tehdit etmeye, sosyal medyada linç girişimlerine karşı durmak gerekiyor. Yalan söylüyorlar, hedef şaşırtıyorlar ve zaten düşmanlıklarını bir de bu vesileyle dile getiriyorlar."
Arslan, Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık'ın istismarı kabul etmesi üzerine yine de ''Bu siyasetin gündemi olmasın'' ifadesini kullanmasına da tepkisiz kalmadı.
'Bu olay siyasetin gündemi olmamalıymış, neden?'
"Sadece o mu? Sosyal politikalar bakanı Derya Yanık da 'Tamam burada istismar var' dedi çok şükür, eksik olmasın kabul etti. Ama 'Bu siyasetin gündemi olmasın' dedi. Neden? Bir çocuğun hayatının elinden alınması toplumsal bir mesele değil mi? Siyasetin gündemi ne olacak Allah aşkınıza? Soruyorum size, Kıyafet neden siyasetin gündemi? LGBT, insanların doğuştan gelen yönelimleri neden siyasetin gündeminde? Üstelik bir çocuğun senelerce tecavüze uğraması gerçekten siyasetin gündeminde olması gerekirken, kendi rızasıyla, kendi isteğiyle, kendi iradesiyle varoluşunu dışa vurup, bu konuda bütün güçlüklere rağmen hayatıyla barışmış insanlardan esas siyasete ne? O onu giymiş bu bunu giymiş… Size ne? Yok, bu siyasetin konusu olmayacakmış. Neden? Çünkü ellerini yıkayıp ayrılacaklar. Tıpkı bir zamanlar Ensar Vakfı’nda erkek çocuklarına tecavüz olaylarında 'canım bir defadan ne olur' diye Ensar’ı korumaya çalışanlar, Ensar’ı korumak için millet meclisinde sıraya girenler gibi, Derya Yanık hanımefendinin selefleri gibi… Daha öteye de giden var. Örneğin Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, dedi ki… 'Özellikle bu 6 yaşındaki bebeğin anlattıklarına cevap olarak sonra kardeşlerinin söylediklerini okuyunca benim aklıma 28 Şubat soruları geldi' dedi. Oradan komplo çıkarttı. Nasıl ya? Timur Soykan komplocu öyle mi? Gerçeklerle yüzleşin."
Arslan sözlerini şöyle sürdürdü;
Bir de bundan hareketle hep şunu söylüyorlar. 'Tarikatlara cemaatlere bulaşmayın kardeşim bunlar münferit olaylar” nasıl bir münferit olaysa bu, bale kursunda bazı çağdaş kurumların kurslarında hiç olmaz bunlar ama merdiven atı cemaatlerde, hadi adını koyalım tekke ve zaviyelerde -güya kapatıldı- küçücük çocukların dünyayla ilişkileri kesilip, gözleri neredeyse kapatılıp zihinleri karartılıp nelerle karşılaşılıyorlar… Adını koyacağız, tartışacağız onlar da kapılarını açacaklar. Denetimse denetim, özürse özür."
'Kimse bu ülkenin insanlarına din vaaz edemez'
''Yok öyle efendim, bu ülkede dini kurum diye bir şey yok. Kimse bu ülkenin insanlarına din vaaz edemez, ahlak hiç vaaz edemez. 6 yaşındaki bebeğin hikâyesi bize hiçbir şey değilse bun anlatsın.''