Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Veli Saçılık, Burdur Cezaevinde 2000 yılındaki Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevi duvarını yıkmak isteyen dozerin kepçe darbesi sonucu bir kolunu kaybetmişti. Yeniden yargılandıktan sonra beraat eden ve memuriyete kabul edilen Saçılık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda sosyolog olarak çalışırken 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile gerekçesiz biçimde ihraç edilmişti.
Yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkıldı
Resmi Gazete’de yayınlanan AYM kararına göre, kendisi gibi KHK ile ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevine destek vermek için Ocak 2018’de Yüksel Caddesine gelen Saçılık ve beraberindekiler polis müdahalesiyle gözaltına alınarak minibüse bindirildi. Polisin gözaltı işlemleri sırasında bir eylemciyi ittirerek minibüse bindirmeye çalışması üzerine polise tepki gösteren Saçılık, sert müdahale ile karşılaştı. Polis, Saçılık’ın yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıktı. Biber gazının etkisiyle Saçılık minibüsten inse de bir kez daha yakalandı. İfadesinin ardından Saçılık, kötü muamele iddiasıyla polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Polislerin ifadesi dahi alınmadı
T24'ün haberine göre, şikayet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Saçılık’ın karara yaptığı itiraz Sulh Ceza Hakimliğince reddedildi. Bunu üzerine Saçılık, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Dosyayı değerlendiren Yüksek Mahkeme de hak ihlaline hükmetti. AYM kararında, Saçılık’ın şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, bilirkişi raporları ile kamera görüntüleri arasında çelişkiler olmasına karşın, bu çelişkilerin giderilmediği, olaya müdahale eden polislerin ifadesinin dahi alınmadığına dikkat çekildi. Saçılık’ın, kötü muamele iddialarına ilişkin görüntülerin savcılık tarafından incelenmediği kaydedilen kararda, savcılığın “polisin zor kullanma yetkisi” kapsamında hareket ettiği gerekçesiyle takipsizlik verdiğine değinilerek, polisin orantılı bir güç kullanıp kullanmadığına ilişkin değerlendirmede bulunulmamasına da dikkat çekildi. Kararda, etkin bir soruşturma yürütülmemesi nedeniyle “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının usul boyutunun” ihlal edildiği kaydedildi.
10 bin lira manevi tazminat
Ankara Valiliği’nin darbe girişimi sonrasında 11 ay boyunca kesintisiz biçimde toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasakladığı, idarenin de savunmasında bu karara değindiğine dikkat çekilen kararda, Saçılık ve beraberindekilerin düzenlediği eylemlerin kamu düzenine ilişkin ne gibi bir kaygı yarattığıyla ilgili somut bir değerlendirmenin olmadığı da vurgulandı. Kararda bu nedenle Saçılık’ın “toplantı ve gösteri yürüyüşü” hakkının da ihlal edildiği ifade edildi. Saçılık’a 10 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştıran Yüksek Mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması ve kötü muamele iddialarının araştırılması amacıyla, kararın bir örneğinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetti. Karar uyarınca, polisler hakkında bir kez daha soruşturma başlatılacak.