İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polisler, 2012 yılında 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda yaşanan olaylara ilişkin 14 Mayıs 2012Paylaşma ve Dayanışma Derneği’ne baskın düzenledi. Hakkında yakalama kararı bulunan Furkan Çelik’i gözaltına almak isteyen polislerle çıkan tartışma sırasında Oğulcan Akdoğan ve Deniz Benol da gözaltına alındı.
Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre gözaltı sırasında “Katil polis hesap verecek” sloganı atan üç kişiye İstanbul 36’ncı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından ‘hakaret’ suçlamasıyla 13 ay 3 gün hapis cezası verildi. Ayrıca üç isme de ‘Memurlara görevlerini yaptırmamak için direnme’ suçunu işledikleri gerekçesiyle 7 ay 15 gün hapis cezası verildi ve iki hükmün de açıklanmasının geri bırakılması kararlaştırıldı.
AYM, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti
Bir üst mahkemenin cezaya ilişkin yapılan itirazı reddetmesi üzerine Deniz Benol Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Mart 2019’da yapılan başvuruyu karara bağlayan AYM üç ismin hakaret suçundan cezalandırılmalarına neden olan sloganın görevli polisleri hedef aldığını “kuşkulu” olarak niteleyerek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. AYM’nin kararında şu ifadelere yer verildi: “Yakalama ve gözaltı sırasında kullanılan kalıplaşmış sloganlar, kitlesel eylemler yapan grupların kolluk güçleri ile karşılaştıkları durumlarda sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlamda ‘Katil polis hesap verecek’ şeklindeki sloganın genel nitelikli olduğu değerlendirilmiş ve başvuru konusu olayda görev yapan polislerin kişisel şeref ve itibarına yönelik olmadığı kabul edilmiştir. Bu kapsamda derece mahkemelerinin başvuruya konu olayın somut koşullarını gözetmediği, hakaret olarak kabul edilen sözlerin söylendiği bağlam gözetilmeksizin değerlendirme konusu yapıldığı sonucuna varılmıştır.”
Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine yönelik kararının ardından üç kişi yönünden polislerin şikayeti sonrası açılan ‘hakaret’ davası bugün (17 Aralık) yeniden İstanbul 36’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme üç sanığın da ‘hakaret’ suçlamasından beraatine karar verdi.
‘Kararın karşılık bulmasını bekliyoruz’
Üç sanık yönünden verilen beraat kararını değerlendiren sanık avukatlarından Erselan Aktan, “Anayasa Mahkemesi’nin kararı, yerel soruşturma ve yargılama makamlarının devlet ve onun kurumlarını, kamu görevlilerini eleştiren ve ifade özgürlüğü kapsamında kalan düşünce ve açıklamalarını vatandaşın aleyhine yorumlayıp demokratik alanı daraltmamaları gerektiğine dair önemli bir hatırlatmadır” dedi.
Aktan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kararla birlikte benzer yargılamalara son verilmesi, devam edenlerin de beraatle sonuçlanması gerekir. Yerel soruşturma ve yargılama makamları, uzun süredir buna benzer nitelikteki hemen her iddiayı, suç duyurusunu iddianameye dönüştürüyor, Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili düzenlemelerini, Yargıtay kararlarını görmezden gelerek mahkûmiyet kararları veriyordu. Bu karar, bu yönde açılan ve kolaylıkla mahkûmiyet kararları verilen soruşturma ve davalar için bu denli basitlik ve yasal unsur eksikliğiyle mahkûmiyet kararı verilemeyeceği yönünde önemli bir hatırlatmadır. Kararın, derece mahkemelerinde de bir an önce karşılık bulmasını bekliyoruz.”