AYM, sendikanın aldığı grev kararının hükümet tarafından ertelenmesi nedeniyle iş yavaşlatma eylemine katılan bir işçinin işten atılmasının hak ihlali olduğuna karar verdi.
Birleşik Metal İş sendikasına üye bir işçinin açtığı davada karar oy birliğiyle alındı.
İş yavaşlattığı için işten atılmıştı
2015 yılında metal iş kolunda faaliyet gösteren bir iş yeri ile sendika arasında gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde sonuç alınmayınca gerçekleştirilmek istenen grev, hükümetin "grev erteleme" kararı nedeniyle uygulamaya konulamamıştı.
Erteleme kararı üzerine iş yerindeki işçiler, iş yavaşlatma eylemi gerçekleştirmişti. İş yeri bunun üzerine 30 işçiyi işten atmıştı. İş mahkemesi işe iade kararı verirken, sendikal tazminat talebi ise reddedilmişti.
İşveren kararı Yargıtay’da temyize götürürken üst mahkeme iş akdinin feshini haklı bulmuştu.
AYM'ye bireysel başvuruda bulundu
Söz konusu işçi Yargıtay kararının ardından AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, işçinin sendika hakkının ihlal edildiğine karar vererek tazminata hükmetti. Mahkeme kararında, sendika hakkının ihlal edildiğini belirterek 18 bin TL tazminata hükmetti ve davanın iş mahkemesine yeniden gönderilmesine karar verdi.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Anasaya’nın 54. maddesinin birinci fıkrasına göre TİS görüşmeleri sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptir. Dolayısıyla grev hakkı, işçilerin ekonomik ve sosyal taleplerini dile getirmelerini sağlayan en güçlü iş mücadelesi araçlarından biridir.
Bu bağlamda Anayasa’mın 54. maddesinin dördüncü fıkrasında grevin ertelenebileceği haller ve işyerlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Anayasal güvence altına alınan grev hakkının taşıdığı önem dikkate alındığında hakkı sınırlayıcı zorlayıcı nedenin inandırıcı biçimde ve açıklıkla ortaya konması gerekmektedir. Aksi halde anayasal bir hak olan grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılması fiilen anlamsız hâle gelmektedir.
Bu itibarla işçilerin ekonomik, sosyal ve çalışma koşullarını etkileyen uygulamalara yönelik kısa süreli, demokratik bir hakkın kullanımı niteliğindeki protesto eylemlerine tolerans gösterilmelidir.
İncelenen başvuruda Yargıtay, yalnızca grev erteleme kararının varlığı nedeniyle başvurucunun kanunsuz eylemde bulunduğunu ve iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini belirtmiş; daha ileri bir değerlendirmede bulunmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin başvuruya konu grev erteleme kararına ilişkin sendika hakkının ihlal edildiği sonucuna varması ve başvurucunun katıldığı eylemin de TİS’e ilişkin uyuşmazlıkların dile getirilmesi amacına yönelik, kısa süreli ve barışçıl olduğu göz önünde bulundurulduğunda anılan eylem sendika hakkı kapsamında değerlendirilmelidir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut başvuruda işveren tarafından başvurucunun sendika hakkına yapılan müdahalenin onun ve başkalarının sendika haklarını kullanmaları üzerinde caydırıcı bir etkiye neden olacağı, buna karşın derece mahkemelerince söz konusu anayasal hakkın gerektirdiği etkili bir yargısal inceleme yapılmaması nedeniyle devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getiremediği kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan gerekçeyle Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”