Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi Ankara'da 'Türk hükümetinden hukukun üstünlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını' istedi. Komite Gezi davasından beraat ettikten hemen sonra 15 Temmuz soruşturması kapsamında tutuklanan Osman Kavala'yla ilgili gelişmelerin Türkiye'de "hukukun üstünlüğü ve adil yargılama hakkı" konusundaki "ciddi sorunları" ortaya koyduğu iddiasında bulundu. Komite ayrıca, HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmamasının da bu tespiti güçlendirdiğini açıkladı.
DW Türkçe'den Hilal Köylü'nün haberine göre, Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi 2020 yılının ilk ziyaretini Ankara'ya yaptı. Heyet, Ankara'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Dışişleri ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleri, Adalet Bakanlığı yetkilileri, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kayyum atanarak görevinden alınan eski Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk ve gazetecilerle görüştü.
Görüşmelerde en çok Türkiye'de hükümetin seçilmiş belediyelere yaptığı kayyum atamaları, Osman Kavala davasında yaşanan gelişmeler, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü ile Suriye’de yaşananlar üzerinde duruldu.
Sekiz kişilik heyetin, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'den en büyük beklentisinin "yargı bağımsızlığı konusunda acil adım atılması" olduğunu hükümet yetkililerine doğrudan ilettiği öğrenildi. Bu beklenti anlatılırken en çok HDP'nin tutuklu eş genel başkanı Selahattin Demirtaş davası ile iş insanı Osman Kavala'yla ilgili gelişmeler örnek gösterildi.
'AİHM kararları gözardı edildi'
Komitenin görüşmeleri hakkında gazetecilere bilgi veren komite başkanı ile David McAllister ve Sergey Lagodinsky "Maalesef Kavala davasında yaşananlar Türkiye’de yaşanan yargı bağımsızlığı sorununu ortaya koydu. Türkiye AİHM kararların uygulamalı ve Kavala'yı da, Demirtaş'ı da serbest bırakmalı" mesajı verdi.
McAlister, "Kavala'nın beraatinin ardından tutuklanması kabul edilemez. Türk yargısı AİHM kararlarını gözardı etti" derken, Lagodinsky "Türkiye, AİHM kararlarına saygı göstermeli. Kavala davasıyla birlikte yaşananlardan çok endişeliyiz. Kavala'nın da, Demirtaş'ın da serbest bırakılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
McAlister, Kavala'nın Gezi davasından beraatine karar veren hakimler hakkında soruşturma açılmasının da 'yargı bağımsızlığıyla ters düştüğünü' anlatırken, "Türkiye'de herhangi bir delil olmadan insanların tutuklandığını görüyoruz. Bu da bize adil yargılamanın olmadığını gösteriyor. Türkiye'de acil yargı reformuna ihtiyaç var. Bir an önce yargı bağımsızlığının teyit edilmesi gerekiyor" diye konuştu.
Türk hükümetinin yargı bağımsızlığını güçlendirmek adına hazırladığı ilk yargı paketinin kendilerinde 'hayal kırıklığı yarattığını' söyleyen ise Sergey Lagodinsky oldu. Lagodinsky, Türk adalet bakanlığı yetkililerinden ikinci yargı paketinin hazırlandığı yönünde bir bilgi aldıklarını ancak bu paketin ne zaman kamuoyuna duyurulacağını, içeriğinin ne olduğu konusunda bilgi edinemediklerini söyledi. "Hep birlikte bekleyip, göreceğiz" diyen Lagodinsky, bu paketin evrensel hukuk ilkelerine uygun olmasının tek beklentileri olduğunu dile getirdi.
'Güven tesis etmemiz gerekir'
Türkiye'nin AB'ye üye bir ülke olduğunu ancak üyelik müzakerelerinin durduğunu hatırlatan McAlister, Avrupa Parlamentosu'nda bu konuda yapılan tüm tartışmalarda Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğu fikrinin ağır bastığını anlattı. "Birlikte çalışmalıyız, diyalog kurmalıyız. Aramızdaki güveni yeniden tesis etmemiz gerekir" diyen McAlister, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu en kısa sürede Avrupa Parlamentosu'nda görmek istediklerini dile getirdi.
'Sondaj faaliyeti gerginliği tırmandırıyor'
Çavuşoğlu'nun bu davete henüz olumlu bir yanıt vermediğini aktaran McAlister, Türkiye ile gümrük birliğinin güncellenmesi, Türk vatandaşlarına vize serbestisinin sağlanması konularında AB'nin ilerleme sağlayamadığından yakındı. Bunun nedeninin de Kıbrıs konusunda yaşanan sorunlar olduğunu hatırlatan McAlister, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmalarını durdurmak yerine beş sondaj faaliyetini yürütmeyi tercih ettiğine dikkat çekti. McAlister "Bu da gerginliği dindirmek yerine tırmandırıyor. Türkiye'nin BM'nin deniz hakları hukukunu ihlal ederek Libya'yla da anlaşmalar yapması kabul edilmiyor" eleştirisini de getirirken, Türkiye'yle AB arasındaki bu sorunu çözmek için bir orta yol arayışını sürdüreceklerini söyledi.
Avrupa Parlamentosu heyeti, yerine kayyum atanarak görevden alınan eski Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk'le görüşmelerine ilişkin de bilgi verdi. Kayyumlara ilişkin İçişleri Bakanı Soylu'dan "Güvenlik gerekçesiyle kayyum uygulaması var. Amacımız terörle mücadele" açıklaması aldıkları öğrenilen heyet, bu açıklamanın kabul edilemez olduğunu Ahmet Türk'e iletip, Türkiye'de kayyumlarla görevden alınmış belediye başkanlarına desteklerini her platformda dile getirecekleri mesajını gazetecilerle de paylaştı.
Heyet üyesi Sergey Lagodinsky, "Demokratik ülkelerde seçilmiş bütün belediye başkanlarının görevde olması gerekir. Demokrasilerde kayyum olmaz. Bu mesajımızı Ankara’daki tüm görüşmelerimizde dile getirdik. Türkiye’deki kayyum uygulamaları bizi çok endişelendiriyor. Güvenlik endişeleri ile yurttaşların haklarının bir dengeye oturtulması şart" mesajı verdi.