Pilot ilin İstanbul olduğu çalışmada 81 ilden ve 250 atık su arıtma tesisinden numune alındı. Araştırmanın bilimsel danışmanı olan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi, sonuçları DHA'ya anlattı.
Kocamemi şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul’da ilk nisan ayında numuneleri aldık. Nisan ayında atık sularda konsantrasyonlar düşüktü. Sonra mayıs ayında bu konsantrasyonlardaki yükselişi, vakalar ile birlikte gözlemledik. Haziran ayı itibariyle vakalarda düşüş oldu, bununla birlikte konsantrasyonlarda da düşüş oldu. Halen biz İstanbul’da rutin numune almaya devam ediyoruz. Şu anki durumu soracak olursanız, İstanbul’da şu an aldığımız örneklerde virüsü tespit edemiyoruz ama tespit etme, etmeme sınırında gibiyiz. Yani şunu söyleyebiliriz, biz her ne kadar bunu şu anda daha atık sularda gözlemlemiyor olsak bile İstanbul’da vaka sayısı artma eğiliminde gibi görünüyor.”
Kocamemi, analiz sürecinde gelinen nokta hakkında da bilgi verdi: “81 ilin 52 tanesi tamamlanmış durumda. Tesis olarak bakıldığında da, 250 tesisten 130’u tamamlanmış durumda. Tabii bunlar, haziran ayını temsil ediyor. Numuneler alındığı gibi analiz edilemiyor çünkü laboratuvar sayısı kısıtlı. Analizlere bakıldığında atık suda SARS-CoV2’yi en yoğun olarak biz bugüne kadar, Konya ilinde gözlemledik. Konya ilini takip eden İstanbul’du. İstanbul ve Konya açık ara diyelim, onları takiben ise Bursa, İzmit, İzmir ve Antalya’nın bazı bölgelerinde virüs konsantrasyonlarına gözlemlenebilir mertebede rastladık. Ama şunu belirtmek istiyorum, gözlemlenemiyor olması virüsün olmadığı anlamına gelmiyor. Tabii ki bu ölçüm metodunun bir dedeksiyon limiti var. Bu limitin altında olanları biz gözlemleyemiyoruz diyoruz.”
Turistik bölgeler
Haziran ayı itibariyle turistik bölgelerden numune almaya odaklandıklarını dile getiren Kocamemi şunları söyledi: “İlk önce bütün Antalya’yı taradık ve bazı atık su arıtma tesislerinde virüse rastladık. Ama hepsinde değil, çok az bir bölgede. Muğla ve Aydın bölgesinde yani Bodrum, Göcek, Datça, Marmaris, Fethiye, Ölüdeniz’den numuneler aldık. Haziran ayı itibarıyla, bunlar dedeksiyon limitinin altında çıktı. Şimdi önümüzdeki haftadan itibaren bu illerden rutin olarak, numuneler alarak inceleyeceğiz. Ama haziran ayı itibarıyla, bu bölgelerde atık sularda ciddi anlamda bir SARS-CoV2 konsantrasyonu gözlemlenemedi. Antalya’da ise sadece belirli bölgelerde gözlemlendi. Ama daha tesisler dolmamıştı.”
Ordu ve Samsun
Kocamemi Türkiye genelindeki durumu ise şöyle değerlendirdi: “Güneydoğu Anadolu’da hiçbir yerde dedeksiyon limitinin üzerinde çıkmadı. Karadeniz Bölgesi’nde sadece Ordu ve Samsun’da gözlemledik. İç Anadolu’da hatta Türkiye genelinde en belirgin Konya’da gözlemledik. İstanbul’dan da çok daha fazlaydı ama bugün Konya’dan İstanbul’a yeni numuneler geldi. Hatta vakalar fazla olduğu için gönderilecek eleman bulunamadı ve numuneleri müdür getirdi. Çünkü Konya’yı gerçekten yakın takip etmek gerekiyor ama belki de azalmıştır. Ben haziran verilerden bahsediyorum. Ege’de İzmir’de birkaç yerde çıktı ama ciddi anlam ifade eden bir sonuç çıkmadı. Türkiye geneline bakıldığında, haziran ayı itibariyle belirli lokasyonlarda vakalar daha fazla görünüyor. Ama şimdi bayram gelecek, yasaklar bitti. Bundan sonrasında takip bence çok daha önemli”
'Atık suda canlı değil'
Çalışmanın önemli bir aşaması olan, virüsün atık sularda canlı olup olmadığı araştırmalarının devam ettiğini vurgulayan Kocamemi, şu ana kadar çıkan sonucun sevindirici olduğunu belirtti: “Yapmış olduğumuz analizlere göre çoğunluğunda bu virüs inaktif çıktı. Ama bu her yerde inaktif olacak demek değil çünkü çalışmalar devam ediyor. Yüzde yüz inaktiftir dememiz için, daha fazla veriye ihtiyacımız var. Ama şu ana kadar çıkan veriler bize, atık suda virüsün canlı olmadığını gösteriyor. Ama bizim grup olarak isteğimiz, atık su arıtma tesislerinin özellikle sulama amaçlı kullanılan çıkış sularında dezenfeksiyonun uygulanması. Çünkü Türkiye’de her tesiste dezenfeksiyon yok, belirli tesislerde var. Bu dezenfeksiyon için hangi metodun uygun olduğu noktasında da biz grup olarak çalışmalar başlattık. Dünyada pek çok metot var, ülkemizde de ağırlıklı olarak ultraviyole kullanılıyor. Bu çalışmanın da çatısı kuruldu.”