Aşı olmayan işten atılabilir

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Uşan, işçinin sağlık hakkının kişisel olduğunu ve bunun 'özel alan' anlamına geldiğini; ancak işverenin de çalışma hayatında hem işçilerini hem de müşterilerini koruma yükümlülüğü olduğunu söyledi. Prof. Dr. Uşan, işverenin aşı olmayan çalışanın tazminatını vererek iş akdini sonlandırabileceğini belirtti.

Anayasa Mahkemesi tarafından düzenlenen, 'Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı' sempozyumun birinci oturumunda 'Özel Hukuk İş İlişkileri' kapsamında 'Özel Hayata Saygı' konusu ele alındı. Oturum Başkanı Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Uşan, Covid-19 pandemisi nedeniyle işverenlerin çalışanlarına aşıyı zorunlu tutmalarına ilişkin konuştu. Prof. Dr. Uşan, işçinin sağlık hakkının kişisel olduğunu, bunun 'özel alan' anlamına geldiğini belirtti. Uşan, "Dolayısıyla bu konu korunmaya muhtaçtır. Diğer taraftan işverenin teşebbüs ve çalıştırma özgürlüğü var. Ve çalışma hayatı esnasında hem diğer işçilerini hem de müşterilerini koruma yükümlülüğü var. Burada iki özgürlüğün ve iki hakkın çatıştığını, çarpıştığını söylemek doğru olsa gerek diye düşünüyorum. Siz çalışacaksınız, çalışırken sağlığınız da korunacak" dedi.

'Geçerli fesih nedeni oluşturur' 

Prof. Dr. Uşan, bir fabrika ortamında sıkı ve yakın bir çalışma ilişkisi söz konusuysa, burada işverenin, işçisini aşıya zorlamasını yerinde bulduğunu ifade ederek, "Hukukumuzda iki tür fesih söz konusu var. Bir tanesi haklı nedenle, diğeri geçerli nedenle fesih. Bu tartışılabilir. İşveren 'ben iş sağlığı güvenliği tedbirlerini almak zorundayım, hem işçi olarak sizin sağlığınıza ilişkin hem diğer işçilerin sağlığına ilişkin tedbir alacağım hem de müşterileri sağlık açısından korumak zorundayım' der. Siz tek kişi olarak dışarıdan bir hastalık getirip bunu bulaştırabilirsiniz. Bu durum doğrudan doğruya 'haklı fesih' sebebi demek çok doğru olmayabilir; ama 'geçerli fesih' nedeni oluşturur. Yani tazminatlarını ödeyip, işten çıkarma hakkını kullanabilir işveren" diye konuştu.

'Pozisyona bakmak lazım' 

Ancak böyle durumda pozisyona bakmak gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Uşan, "Çok böyle afaki bir şekilde 'aşı olmadınız kardeşim güle güle' demek çok uygun değil. Pozisyona bakmak lazım. İşçinin diğer işçilerle, müşterilerle irtibatı var mı buna bakmak lazım. Çünkü diğer işçiler hastalandıkları zaman işçiler ve mahkeme, işverene iş sağlığı ve güvenliği açısından ne tedbir aldığını sorabilir. Doğrudan doğruya hemen 'aşı olmadı' diyerek çalışanı işten çıkarmak haklı olmayabilir. Somut olayın şartlarına bakmak gerekir. Bu anlamda diğer işçilerle temas var mı, iş yerindeki pozisyonu değerlendirilmelidir. Bunun sonucunda işçi aşı olmayı reddediyorsa belki tazminatı ödenerek işten çıkarmak menfaatler dengesine daha uygundur" dedi.

'Eve kamera kişilik hakkının ihlali' 

Prof. Dr. Uşan, pandemi ile birlikte daha çok yaygın hale gelen evden çalışma ile işverenlerin çalışanların özel alanına müdahale edemeyeceğini söyleyerek, şöyle konuştu:

"Bizim mevzuatta uzaktan çalışmaya ilişkin bir düzenleme yapılmıştı. Buna ilişkin bir yönetmelik çıkarılması bekleniyordu. Pandemi ile birlikte yakın tarihte böyle bir yönetmelik yürürlüğe girdi; ama işin bu pozisyona geleceğini iş hukukçular olarak bizler de düşünmüyorduk. Çünkü evde çalışıyorsunuz. Bunun işçi açısından sıkıntılı tarafları var. Mesai mefhumu kalmadı. İşveren 'Bir mail gönderiyorum size gece, siz ona bakacaksınız, yapacaksınız' diyor. Normal iş yerinde çalıştığın zaman giriş çıkış saati, yemek saati bellidir. Gönderilen işe kaç saat ayırmak gerekiyor, bunun bir tespiti henüz yok. Öğle tatili, ara tatil var, bunun bir tespiti yok. Evde çalıştığın zaman ev yükümlülükleri var. İşverenin iş yerinde kamera koymasına müsaade ediliyor. Ama evde nasıl yapılacak? Yapmaya kalkarsa ne olacak? Bunun çok kolay yapılabileceğini düşünmüyorum. Kişilik hakkının ihlali anlamını taşır. Son dönemde bunun da çok yaygınlaşacağı anlaşılıyor. İşverenin masraftan kurtulması için de bir yol oldu bu evden çalışma. Hal böyle olunca işverenler denetim yetkisini böyle uzaktan kamera ile vesaire yapma konusunda yetkili değillerdir."

'Evin odaları denetlenemez' 

İşverenin evden mesaisini sürdüren çalışanı kontrol etmek isteyebileceğini aktaran Prof. Dr. Uşan, "İşin açıkçası bu konuda boşluklar var ve yönetmelik buna çözüm getiremedi. İleri dönemlerde çok sık problem yaşayacağımızı düşünüyorum. Hareket noktası olarak dürüstlük kuralı almak lazım. Yani işveren onu ne için denetleyecek? Çalışanın masadan kalkmaması için mi yoksa çalışmasını mı denetleyecek? Denetleme uzaktan çalışmalarda verilen işlerin o mesai süresi içerisinde yapılması kadar olması lazım. Bunun denetlenmesi mümkün; ama evin odalarına girip bilgisayar ortamı ve benzeri çok da kolay denetlenemez. Mesai süresi içerisinde işe odaklanmak lazım. Süreye ya da fiziki mekana değil. Biz de uzaktan ders verebiliyoruz. Bu dersi yayladan, araçtan verebiliriz. Buna engel bir şey yok. Ama ben engel olmak zorunda değilim. Skype ya da mobil telefonu açarım. Burada hareket noktasını işin yapılıp yapılmadığına çevirmek lazım" diye konuştu.

DHA

Türkiye Haberleri