Arka camdaki 'kanseri yendim' ilanı: Bir şehir tanımadığı adam için kornaya bastı

Edirne trafiğinde genellikle öfkeyi temsil eden korna sesleri, bu kez 28 yaşındaki Mimar Ahmet Can için çaldı. Üç aylık ağır kemoterapi sürecinin ardından kanseri yenen Can, bağışıklık sistemi nedeniyle insanlara sarılamasa da, eşinin arka cama astığı "Kutlamak için kornaya basın" notuyla, bir zaferi tüm şehre duyurdu.

Trafikteki korna sesi, genellikle şehir hayatının kaosu, sabırsızlığı veya öfkesini temsil eder. Ancak geçtiğimiz hafta sonu Edirne caddelerinde yankılanan kornalar, metal yığınlarının arasından yükselen kolektif bir kutlamanın, sağlığına kavuşan genç bir adam için çalınan bir zafer marşının notalarıydı.

28 yaşındaki mimar Ahmet Can’ın kullandığı aracın arka camına iliştirilen el yazısı bir not, sürücüleri direksiyon başında bir anlığına duraksattı: "Kanseri yendim, kutlamak için kornaya basabilirsiniz."

Ekim ayında başlayan ve kemoterapi ünitelerinin steril sessizliğinde geçen zorlu bir sürecin ardından, Ahmet Can ve eşi Melis Aksu, iyileşme haberini izole bir odada değil, kentin sokaklarında, tanımadıkları insanlarla paylaşmayı seçti.

PATOLOJİ RAPORUNDAN ASFALTA İNEN SEVİNÇ

Ahmet Can’ın hayatı, geçtiğimiz Ekim ayında testis kanseri teşhisiyle ani bir viraja girdi. Tümör üzerinde yapılan patoloji testlerinin "kötü huylu" olduğunu doğrulamasıyla başlayan süreç, üç ay süren yoğun bir kemoterapi tedavisini beraberinde getirdi. Modern tıbbın kanserle mücadelesindeki ağır silahları, genç mimarın vücudundaki kanserli hücreleri hedef alırken, Can için de fiziksel ve psikolojik bir dayanıklılık testi başladı.

Önceki gün yapılan son testler, beklenen haberi getirdi: Kanser hücreleri tamamen temizlenmişti. Tıbbi zafer, Can’ın en büyük destekçisi olan eşi Melis Aksu’nun organize ettiği bir "sosyal kutlama" ile taçlandı. Bağışıklık sistemi henüz toparlanma aşamasında olduğu için fiziksel temastan ve kalabalık kapalı ortamlardan kaçınmak zorunda olan çift, kutlamayı camın ve metalin güvenli mesafesinden, trafiğe taşıdı.

"İLAÇLARIN DIŞINDAKİ ÇARE"

Tedavi sürecinin, sadece tıbbi protokollerden ibaret olmadığını vurgulayan Ahmet Can, kemoterapinin "tahmin edilemeyecek kadar yorucu" etkilerine dikkat çekti. Can, iyileşme sürecindeki en kritik değişkenin, eşinden gördüğü manevi destek olduğunu belirtti.

Ahmet Can, o zorlu günleri şu sözlerle özetledi:

"Ne zaman modum düşse veya kendimi çok yorgun hissetsem, eşim hep bir şekilde elimden tutup beni ayağa kaldırdı. Bence tüm hastalıkların çaresinde ilaçların dışında sevgi ve iyilik çok önemli."

Eşi Melis Aksu için ise bu süreç, geçmiş travmalarla yüzleşme anlamı taşıyordu. 7-8 yıl önce ailesinden iki kişinin daha kanserle mücadele ettiğini ve sürecin zorluğunu yakından bildiğini belirten Aksu, "Süreç zorluydu ama beraber atlatınca kolay geçti. Ahmet'in çok kısa sürede iyileşmesi en büyük karımız oldu" ifadelerini kullandı.

SOSYAL MEDYA TRENDİNDEN TOPLUMSAL DAYANIŞMAYA

Melis Aksu’nun sosyal medyada gördüğü kutlama videolarından esinlenerek hazırladığı pankart, Edirne halkı nezdinde karşılık buldu. Aksu, "Bağışıklığı düşük olduğu için sevdiklerimizle sarılıp kutlayamıyoruz. Böyle bir yöntem seçtik ve hiç tanımadığımız insanlar durup tebrik etti" diyerek, dijital dünyadaki bir trendin, sokaktaki gerçek bir dayanışmaya nasıl dönüştüğünü anlattı.

Edirne trafiğinde oluşan spontane konvoy ve korna sesleri, Ahmet Can’a hastalığı yendiğini bir kez daha hissettirdi. Genç mimar, yaşadığı deneyimi ve geleceğe dair umudunu şu sözlerle noktaladı:

"Umarım tüm bu süreçten geçen insanlar da bu şekilde üstesinden gelir."

Türkiye Haberleri