Arınç'tan Gökçek'e: Parsel numarasını söylememe gerek yok

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, TV5’te yayınlanan Ankara Bürosu programında gazeteci Muhammed Vefa ve Bünyamin Güler’in sorularını yanıtladı.

Bülent Arınç, CIA eski Başkanı Henry Barkey ile görüşmesini, Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı Melih Gökçek için söylediği  ‘Ankara’yı parsel parsel sattı’ ve ‘KHK faciadır’ sözlerine açıklık getirdi.  

Parsel numarasını söylememe gerek yok 

“Haziran 2015 yılında konuştum. O dönem yaptığım açıklamalar meydanda. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Ama ben kendi kendime söz verdim. Bundan sonra ne Gökçek adını ağzıma alacağım ne de onla ilgili bir şey konuşacağım. Çünkü herkesin bildiğini ayrıca benim söylememe gerek yok. Ankara’da neler yaşandığını, kimin kimlerle ne yaptığını ya da yapmadığını bilir insanlar. Bunu illa sen söyleyeceksin, benim söylediklerim zaten ortada herkes biliyor. Kendisi de dedi; ben o dönem bütün dindar cemaatlere arsa da verdim şunu da verdim. Şimdi olayın boyutu böyle! Benim kalkıp parsel numarası söylememe gerek yok. Yargıya da intikal etmiş durumlar. O yüzden ben kapattım konuyu. O kendisi açmaya çalıştı. Hüseyin Gülerce ile bir program yapıyorlardı. TGRT’deydi bende mecburen bağlandım; bunun yalan olduğunu söyledim. Hüseyin Gülerce’nin her şeyinin yalan olduğu gibi.”

Sen 1 trilyon versen orada konuşamazsın 

“2013 yılının Kasım ayıydı. Ben Amerika’da defalarca konuşmalar yaptım. Buraları irtibatlı kuruluşlar. SETA zaten bizim bir kuruluşumuz. İngiltere’de Chatham House’’da konuştum. Burada konuşmak her kişinin karı değildir. Alman Parlemontosunda konuşma yaptım. Benim o zaman ki görevim şuydu; yurt dışında Türkiye’deki yatırım imkânlarını düşünen, Türkiye’nin perspektifini öğretmek isteyenler Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i davet ederlerdi. Finans gurupları diyelim. Onlar giderlerdi ama 2013’ten itibaren dediler ki bu sadece finansla ilgili değil. Türkiye’deki siyasi istikrarı görmemiz gerekiyor dediler. Bunu da en iyi anlatacak olan Bülent Arınç’tır dediler. Bende davet üstüne davet almaya başladım. Chatham House’’da 2014’ün şubatında konuşmuşum. Şimdi bazılarına göre Chatham House’a katılmak çok büyük suçmuş. Ahmak bunlar. Sen 1 trilyon versen gidip orada konuşamazsın. Orada konuşacak adam gibi adam davet ediyorlar. Türkiye ne hale geldi. Bu trol kafa gerçeklerin üzerini örttüğünü zannediyor.”

Barkey bizim için muteber bir adamdır 

Twitter’da gördüm. Parkey arkası dönük oturuyor. Sağ tarafımda Washington Büyükelçimiz Namık Tan var. Türkiye’den gelen birkaç arkadaş daha var. Henry Barkey’in olduğuna bende kanaat getirdim. T24 yapmış o haberi. Burada benim bir suçum yok. Suç kabul edilirse. Büyükelçi yanımda, SETA’da konuşma yapıyorum. SETA’nın temsilcisi de orada. Eğer  Barkey tehlikeli bir adamsa onların davet etmemesi gerekir. Davet listesini ben hazırlamadım, SETA hazırladı.  Barkey bugün suçlanan bir adam ise ben onu 2013 yılında toplantıya geldiği zaman tanımadım ki, Refah Partisi döneminde Türkiye’ye geldi. Ben tanımazdım onu Dengir Fırat getirdi. Bize, Refah Partisi’nin Türkiye için şans olduğunu ama askeri müdahalenin buna müdahale edeceğini, hatta Anayasa Mahkemesi’ni o dönem kapatacağını bunun istihbaratını aldığının bunun için ne yapılacağını konuşuyordu. Bizim için muteber bir adamdır. AK Parti’nin kuruluşundan önce de Türkiye’ye geldi. O dönemde muteber bir insandı. AK Parti’nin kuruluşunu önemsiyordu. Hakkımızdaki önyargıların silinmesi gerektiğini de söylüyordu. Cumhurbaşkanımız daha o dönem milletvekili ve başbakan değilken batı ülkeleri ve ABD’de üst düzey ziyaretler yaptı. Bu bizim bir iftiharımızdır. Dış dünyanın bizim hakkımızdaki önyargılarını değiştirebilir miyiz diye gayret ettik. Barkey’de onlardan biriydi.”

Kavala ile görüşmesi suç olarak gösterilmemeli

“Barkey’in Osman Kavala ile ne görüştüğünü ben bilmem. Osman Kavala ile hayatta hiç görüşmedik. Bir el sıkmamız da mümkün değil. Ama Henry Barkey’in onunla görüşmesi ve içeriğini bilmemekle beraber bir suç olarak gösterilmemesi gerekir. Nasıl bizim toplantımıza geldiği gibi bir suç değilse. Soros ile ilgili durumlar var. Tabii, bunlar benim kabul edemediğim şeyler. Soros bir ara Türkiye’de muteber biriydi. Açık Toplum Vakfı vardı. Bunun temsilcilerinden biri Can Peker’di.”

Dağa mı çıksın?

“Beraat etmiş, hakkında takipsizlik kararı verilmiş veya hakkında hiçbir dava açılmamış insanlar sadece ihraç edilmekle kalmadı. Yurtdışına yasağı var, pasaportlarına el kondu vs. şimdi böyle bir adamı düşünün iş arıyor ve iş bulamıyor. Kimse buna iş vermiyor. ‘Yurtdışına gideyim bari yurtdışında nevalemi çıkarayım, 3 tane çocuğum var, 5 tane bakmakla zorunlu olduğum insan var.’ Yurtdışına çıkamıyor. Ben de isyan ediyorum; Bu adam dağa mı çıksın? Bunlar da inançlı insanlar. Bir yargı kararına biz itibar etmeyeceksek neye itibar edeceğiz? Anayasanın o maddesi orda; Yargı kararları bütün kurumları bağlar diyor. Ben diyorum ki arkadaşlarıma dostlarıma, bu işle ilgili olanlara; En basit bir işi teklif ediyorum size. Beraat edenleri, takipsizlik kararı alanları veya soruşturma geçirmeyenleri görevlerine iade edin. Bu insanları tekrar topluma kazandırmamız lazım”

Açık olan BankAsya'ya para yatırmak neden suç olsun?

“Adaletin zıddı zulümdür. Azı çoğu olmaz. Ayet-i Kerime; ‘Sizin bir topluluğa olan, bir kavme olan veya bir kişiye olan nefretiniz sizi adaletten ayırmasın.’ Biz bu adamları sevmiyoruz ama topluca bakamazsın. Babanın suçundan evladı suçlamak da mümkün değil. Suçta cezada şahsilik prensibi vardır. Bugün en zor hâkimlerimizin savcılarımızın işi. Yargıtay Allah onlardan razı olsun. Yargıtay’ımızda gerçek hukukçular var. Suçu sabit olmuşsa onamayı veriyorlar. Suçu sabit olmayana ise yine evrensel bir hukuk kuralı vardır; şüpheden sanık yararlanır. Son güne kadar açık olan Bankasya’daki hesap hareketliliği niye suç olsun? Son güne kadar aktif olan bir sendika üyeliği niye suç olsun? Silahlı terör örgütü olmanın suç unsurlarının olup olmadığına bakıyor Yargıtay. Ben onları selamlıyorum. 

Bir kesim rövanş hazırlığı içerisinde

“Yargıtay bazı kararları bozmaya başladı. O bozmalar üzerinden şimdi yerel mahkemeler de daha isabetli kararlar vermeye başladı. Bu birilerinin hoşuna gitmiyor. Bir kesim istiyor ki onlar bir rövanş hazırlığı içerisinde ‘bize zamanında şöyle yapmışlardı biz de onların hepsine böyle yapacağız.’ Sana kim yaptıysa hesabını ondan sor. Günahsız bir insana niye bu kadar kinle bakıyorsun?”
 

Türkiye Haberleri