Başkent Ankara’da 15 Aralık 2025 tarihinde hava sahasının kapatılmasına ve uçuşların aksamasına neden olan insansız hava aracı (İHA) olayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) gündemine geldi. CHP Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, olayın başkent güvenliği açısından kritik soru işaretleri barındırdığına dikkat çekti.
SAVUNMA SİSTEMLERİ VE 'ERKEN TESPİT' TARTIŞMASI
İktidar kanadından sıkça dile getirilen "yerli ve millî savunma sanayii" ile "entegre ve katmanlı hava savunma" söylemlerini hatırlatan Zeynel Emre, yaşanan son olayın bu iddialarla çelişen yönlerine vurgu yaptı. Emre, başkent semalarında bir İHA'nın krize neden olmasının, erken tespit, kurumlar arası koordinasyon ve müdahale kapasitesi konularında kamuoyunda endişe yarattığını belirtti. CHP’li vekil, olayın sadece teknik bir arıza olarak değil, tüm boyutlarıyla aydınlatılması gereken bir güvenlik meselesi olduğunu savundu.
BAKANLIK "KONTROLDEN ÇIKTI" DEMİŞTİ
Önergede, Millî Savunma Bakanlığı’nın olay günü yaptığı açıklamalara da atıfta bulunuldu. Bakanlık, söz konusu İHA’nın kontrolden çıktığını, alınan alarm tedbirleri kapsamında başkentteki hava trafiğinin yönlendirildiğini ve aracın meskûn mahal dışında düşürüldüğünü duyurmuştu. Zeynel Emre ise bu açıklamanın ötesine geçilerek, kritik tesislerin korunması ve hava sahası güvenliği açısından daha şeffaf bir bilgilendirme yapılması gerektiğini ifade etti.
BAKAN GÜLER'DEN YANIT BEKLEYEN 4 KRİTİK SORU
Zeynel Emre, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’e yönelttiği önergede, olayın arka planını aydınlatmak adına şu dört temel başlıkta açıklama talep etti:
- Müdahale süreci: İHA’nın radarlarda ilk tespit edildiği andan, etkisiz hâle getirilmesine kadar geçen süre ne kadardır? Bu süre zarfında erken müdahale kapasitesi tam olarak işletilebilmiş midir?
- Aidiyet bilgisi: Düşürülen hava aracının hangi ülkeye veya kuruma ait olduğu tespit edilmiş midir? Eğer tespit yapıldıysa, ilgili taraf nezdinde herhangi bir diplomatik veya askerî girişimde bulunulmuş mudur?
- Provokasyon ihtimali: Özellikle Karadeniz’deki artan gerginlik ve bölgesel güvenlik riskleri göz önüne alındığında, bu olayın bir "keşif", "yoklama" veya "provokasyon" girişimi olma ihtimali değerlendirilmiş midir?
- Güvenlik raporu: Olayın hemen ardından, Ankara hava sahasının ve şehirdeki kritik tesislerin korunmasına yönelik mevcut hava savunma ve karşı-İHA tedbirleri gözden geçirilmiş midir? Konuyla ilgili bir sonuç raporu hazırlanmış mıdır?
"KAMUOYUNUN BİLGİ ALMA HAKKI VAR"
Soru önergesinin gerekçesinde, ulusal savunma politikalarının şeffaflığına dikkat çeken Emre, Türkiye’nin hava sahası güvenliğini doğrudan ilgilendiren bu tür olaylarda kamuoyunun doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı.