Kültürel, tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan ilçede, özellikle yaz aylarında çok sayıda düğün ve kına gecesi organizasyonları düzenleniyor.
Aylar öncesinden hazırlıklara başlayan aileler, misafirlere ikram etmek için coğrafi işaretli Şorbik çorbası, pilav ve hoşaf pişiriyor.
Gelinin ata bindirilmesi, damadın dam başına çıkıp gelinin başına elma atması ve gelinin damat evine girerken kapı eşiğine bırakılan cam bardağını kırması gibi unutulmaya yüz tutmuş adetlerin bazı ailelerce yaşatıldığı ilçede, geleneksel düğünler renkli ve eğlenceli geçiyor.
Son yıllarda ilçede evliliğe adım atan bazı çiftler de düğünlerde otomobil yerine eski zamanlarda uygulanan atla gezme geleneğini tercih edip farklı bir heyecan yaşıyor.
Gelinin bindiği at özenle süsleniyor
Düğünde görev alan kişilerce süslenen ata bindirilen gelin, daha sonra atın yularından tutan yöresel kıyafetli damat ve sağdıç ile davetliler eşliğinde sokaklarda gezdiriliyor.
Bu esnada davulcu ve zurnacılar da Devzer, Çırpe, Keçke, Koşalma, Saha Ağa, Tello, Temir Ağa, Ağır Bar, Karaçor ve Deliloy gibi düğün ezgilerini çalıyor.
Renkli anların oluştuğu etkinliğe katılan davetliler de halay çekip gönüllerince eğleniyor.
Düğününde atlı gelin geleneğini canlandıran Anıl Duman, AA muhabirine, gelinlerin atla gezdirilmesini çocukluk yıllarında çok gördüğünü söyledi.
Gelenek ve görenekler unutuluyor
Ovacık'ta gelenek ve göreneklerin giderek unutulduğunu belirten Duman, "Bu vesileyle ilçemizdeki atlı gelin geleneğini yaşatmak için eşimle bir karar aldık. Gerekli çalışmaların ardından eşimi düğünümüzde davul zurna eşliğinde atla gezdirdik." dedi.
Duman, yaptıkları etkinlik sayesinde atlı gelin geleneğinin yeniden hafızalarda yer edindiğini vurguladı.
İlçe sakinlerinden çok güzel dönüşler aldığını anlatan Duman, "Bundan sonraki süreçte evlenecek olan arkadaşlarım ve hemşehrilerimden geleneklerimize sahip çıkıp kültürümüzü yaşatmalarını istiyorum." ifadelerini kullandı.
Almanya'dan gelin geldi, Tunceli'deki düğününde ata bindi
Almanya'da yaşayan Berfin Yalğin Duman da yurt dışında doğup büyümesine rağmen memleketi Tunceli'den kopamadığını belirtti.
Düğününde ata binmek için yıllardır hayal kurduğunu söyleyen Yalğin, "Teyzem de 45 sene önce evlendiğinde ata binmişti. Hep inancımızı ve kültürümüzü yaşatmak istiyorum. Düğünümde ata bindiğimde geçmişe yolculuk yapmış gibi oldum ve bu durum beni çok mutlu etti. Eşimin ailesi bana beyaz atı ve prensimi de getirdiler, inanılmaz bir duygu yaşadım." diye konuştu.