Yaklaşan Almanya Federal Meclis seçimleri öncesi, Başbakan Angela Merkel'in Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU)'nun güç kaybettiği görülürken aşırı sağ parti AFD'nin yükselişi sürüyor
Almanya 24 Eylül'de gerçekleştirilecek olan Federal Parlamento Seçimleri'ne odaklanırken Avrupa ve dünya kamuoyunun seçimlere olan ilgisi her geçen gün artıyor.
Avrupa'nın en kritik bölgesinde yapılacak seçimler sadece Almanya'yı değil, güncel sorunların birçoğuyla ilgili sonuçları da belirleyecek.
61 milyon 500 bin kayıtlı seçmen bulunan Almanya'da halkın temayülleri üzerine yapılan araştırmalar sonucu mevcut Şansölye Merkel'in partisi CDU'nun ilk sıradaki yerini korumasına kesin gözüyle bakılırken bir önceki seçime göre birkaç puan kaybı yaşaması bekleniyor.
Yüzde 71,5 katılım oranıyla 2013 seçimlerinde dört parti yüzde 5'lik seçim barajını geçerken bu sayının 2017 seçimlerinde altı partiyi bulması bekleniyor. Şansölye Angela Merkel'in partisi CDU'nun milletvekili sayısında azalma olmasına kesin gözüyle bakılırken bu durum Angela Merkel'in Meclis'teki mevcut gücünü kaybetmesi ve kan kaybı olarak yorumlanıyor.
MERKEL'İN SON DURUMU
2013 yılında Almanya'da yapılan genel seçimlerde yüzde 41,5 oy alarak 630 kişilik parlamentoda 311 vekil kazanarak birinci parti olan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), seçimlerde tekrar ilk parti olma konusunda en büyük aday konumunda.
Alman basınında yer alan haberlerde ekonomik istikrar konusunda Alman halkı tarafından her fırsatta güvenoyu aldığı belirtilen Merkel'in göç politikasıyla ise başı dertte.
Ülkeye aldığı 1 milyonun üzerindeki göçmen sebebiyle sık sık eleştirilen Merkel, "açık kapı politikası" adı verilen göçmen politikası nedeniyle geçtiğimiz yıl Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde yapılan seçimde üçüncü parti konumuna düştü.
Bölgede CDU tarihinin en düşük oy oranına düşmesi sonrasında parti üyeleri Merkel'e mülteci politikasını değiştirmesi yönünde çağrıda bulunurken Merkel aynı zamanda yakın zamanda meclisten geçen eşcinsel evlilik konusundaki görüşleriyle de sıklıkla eleştiriliyor.
EN GÜÇLÜ MUHALEFET YİNE SDP
En güçlü muhalefet partisi olan Martin Schulz'un SDP'si 2013 seçimlerinde yüzde 25,7 oy alarak 193 milletvekiliyle parlamentoda temsil ediliyor. İşçi kesiminin partisi olarak bilinen Sosyal Demokrat Parti (SDP), Merkel'in göç politikasını ise sert bir dille eleştiriyor.
Kontrolsüz bir şekilde 1 milyondan fazla mültecinin Almanya'ya geldiğini sıkça hatırlatan partinin lideri Schulz, Merkel'in o zamanlar Avusturya sınırını açarak hata yaptığını tekrarlamıştı. Schulz, "Temelinde iyi niyetli olan bu girişim, maalesef Avrupa'daki ortaklarımızın onayı alınmadan yapıldı. Şimdi harekete geçmezsek, bu durum tekrar edebilir" şeklinde Merkel'in göç politikasını doğru bulmadığını belirtmişti.
Sol Parti (Die Linke) ise 2013 seçimlerinde yüzde 8,6 oy alarak 64 milletvekili kazanmıştı. Radikal sol parti olarak da bilinen partinin kapitalist ekonomik düzene karşı çıkan eski bir siyaset anlayışı izlediği düşünülüyor. Ülkenin sınır ötesi askeri misyonlarına karşı çıkan tek büyük parti olan Die Linke, aynı zamanda NATO'nun dağıtılmasını istiyor.
Die linke ayrıca 10-11 Haziran 2017 tarihlerinde Almanya’nın Hannover kentinde düzenlediği iki günlük kongresinde terör örgütü PKK’ya destek olacağını belirterek 24 Eylül günü yapılacak olan genel seçimler için hazırladıkları programa “PKK yasağının kaldırılması” maddesinin koydu.
Eş Başkanlığını Türk kökenli Cem Özdemir'in yaptığı Yeşiller Partisi ise yüzde 8,4'lük oy oranı alarak Alman Federal Meclisi'nde 63 sandalye kazanmış durumda. Eğitim seviyesi yüksek ve şehirli seçmenlerin desteğini alan Yeşiller, son dönemde iktidar partisi CDU'yla yaptığı ortak çalışmalar nedeniyle sert eleştirilerle karşı karşıya kaldı.
Yeşiller, son dönemde iktidar ortağı olabilmek için ilkelerinden taviz vermekle sert bir şekilde eleştirilirken 2 Şubat 2016'da Yeşiller Partisi eş Başkanı Cem Özdemir tarafından parlamentoya sunulan "Ermeni olaylarının Soykırım olarak Tanınması" adıyla yapılan oylama sonrasında "sözde Ermeni soykırımı" yasası kabul edilmişti.
ALMANYA'DAKİ TÜRKLER KİME OY VERECEK?
Almanya'da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türk vatandaşından yaklaşık 1 milyon 200 bini eylül ayında yapılacak Federal Meclis seçimlerinde oy kullanacak. Berlin ile Ankara arasında her geçen gün artan siyasi gerilimin oy verme kriterlerinde etkili olması beklenen Türklerin her zaman olduğu gibi "sol partiler" denen gruba oy vermesi bekleniyor.
Türkiye'nin AB üyeliğine destek veren SDP'nin önceki yıllarda olduğu gibi Türklerin oylarını toplaması beklenirken Merkel'in partisi CDU'ya ise oy vermelerinin beklenmediği belirtiliyor.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU)'ya kültürel politikaları ve çifte vatandaşlığı reddeden görüşleri nedeniyle eleştirel bakıldığını belirtilirken 2013 Federal Meclis seçimlerinde Türk kökenli seçmenlerin yüzde 64'ünün oylarını SPD'ye verdiği Şansölye Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik'e (CDU) oy verenlerin oranının ise sadece yüzde 7 olduğu düşünülüyor.
Mevcut parlamentoda 11 Türk kökenli vekilden 5'i SPD milletvekili olarak göze çarparken Yeşiller Partisi ise 3 Türk kökenli milletvekiliyle temsil ediliyor.
SEÇİM TAHMİNLERİ
Almanya Federal seçimleriyle ilgili 7 farklı şirketin yaptığı seçim anketlerinde ise Angela Merkel'in liderliğindeki CDU'nun birinci parti olmasına kesin gözüyle bakılırken oy kaybı yaşadığı da gözlerden kaçmıyor.
2013 yılında yüzde 41,5 oy alan Merkel'in CDU'sunun yüzde 39 oy alması öngörülürken meclisteki sandalye sayısında azalma olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Önceki seçimde yüzde 25,7 oy alan Sosyal Demokrat Parti (SDP)'nin ise yüzde 24 oy alması beklenirken Sol Parti (Die Linke) ve Yeşiller Partisi'nin mevcut oy oranlarını koruyarak yüzde 8-9 bandında gezmesi öngörülüyor.
"Bundestagswahl 2017"nin en önemli konusu ise 2013 seçimlerinde barajı geçemeyen iki partinin bütün seçim anketlerinde barajı geçeceğinin tahmin edilmesi olarak göze çarpıyor.
2013 seçimlerinde büyük hayal kırıklığı yaşayarak yüzde 4,8 oy alan ve Meclis'in dışında kalan liberal görüşlü Hür Demokratik Parti (FDP)'nin bu seçim döneminde yaptığı çalışmalar sonucu seçim barajını geçmesi bekleniyor.
Önceki dönemlerde Türkiye'nin AB üyeliğine destek veren fakat 2017 seçimlerinde parti programlarından çıkaran FDP'nin, 2009 seçimlerinde aldığı yüzde 14,6'lık oy oranına tekrar ulaşması beklenmezken Christian Lindner liderliğindeki partinin yapılan anketlerde yüzde 8-9 bandında oy alacağı öngörülüyor.
İşletme sahipleri tarafından tercih edilen FDP'nin parti programındaki en önemli mesele bireysel hak ve özgürlüklerin korunması olarak göze çarpıyor. Aynı zamanda Avrupa odaklı bir parti olan FDP, AB ile bağların daha da güçlendirilmesini savunurken Genel Başkan Christian Lindner, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili “Türkiye’nin AB üyeliği bu nedenle hayal gücünün ötesinde” şeklinde açıklama yapmıştı.
YÜKSELEN PARTİ AFD
Son dönemde hızla yükselişini sürdüren ve Genel Başkanı Frauke Petry ile büyük sempati kazanan ırkçı parti Almanya için Alternatif (AFD), ülkede Yeşiller dışındaki tüm ana akım partilerin seçmeni tarafından pozitif bakılırken oy verme gitmeyen seçmenleri de kendilerine destek vermeye ikna etmiş durumda.
Yapılan eyalet seçimlerinde 16 eyaletten 10'unda temsil hakkı kazanan AFD'nin, yapılan kamuoyu araştırmalarında ülkede üçüncü parti olma yolunda ilerlediğini gösteriyor.
Bir önceki seçimden 4 ay önce kurulmasına rağmen yüzde 4,7 oy alarak yüzde 5'lik seçim barajını geçemeyen AFD'nin, yapılan tüm anketlerde 2017 seçimlerinde barajı geçerek yüzde 7-9 bandı arasında oy alarak 60-70 arasında milletvekili sayısıyla parlamentoda temsil edileceği tahmin ediliyor.
Sadece 4 yıl önce kurulan Aşırı sağ parti AFD, İslam ve yabancı karşıtı açıklamalarıyla dikkat çekiyor. Artan terör olayları ve göçmen meselesi nedeniyle yükseldiği düşünülen parti, her geçen gün destekçilerini arttırıyor.
Kadın seçmenlere yönelik yaptıkları çalışmalarla da öne çıkan AFD, 2016'da Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesini ve İngiltere'nin AB'den ayrılma kararını memnuniyetle karşılayan tek büyük Alman partisi olarak da dikkat çekiyor.