Afganistan’daki gelişmeler Alman basınında yakından takip ediliyor. Freie Presse gazetesi, Afganistan konusunda istihbaratların ve uzmanların tamamen yanlış çıkan öngörülerine değiniyor.
Alman basınında yer alan değerlendirmelerde Afganistan'daki gelişmelere geniş yer ayrılıyor. DW Türkçe'nin haberine göre, Chemnitz’de çıkan Freie Presse gazetesi Afganistan konusunda istihbaratların ve uzmanların tamamen yanlış çıkan öngörülerine değiniyor:
'NATO misyonunun temel hedefiydi'
"Çekilmeye daha zaman olduğuna inanan sadece Alman hükümeti değil. Uzmanlar ve istihbaratların değerlendirmeleri tamamen yanlış çıktı ki onların tahminleri de muhtemelen yolsuz Kabil hükümetinin Afgan Ordusu'nun direniş göstereceğini ileri sürdüğü yalan verilerine dayanıyor. Afgan Ordusu’nu eğitmek ve donatmak, yıllarca süren NATO misyonunun temel hedefiydi ve bütün çabalar bir gecede havaya uçtu. Olanlar insanlık açısında bir trajedi, dış politikada ağır bir ipotek, ahlaki olarak da bir utanç."
Magdeburg merkezli Volksstimme gazetesi, Afganistan’da Taliban’ın yeniden iktidarı ele geçirmesinin sorumlusunun ülkenin yolsuz elitleri ve geleneksel liderleri olduğu yorumunu yapıyor:
'Afgan yolsuz elit kesim ile bile bile o oyunu sürdürmek olabilir'
"Afganistan’ın taş devrine dönmesinden uluslararası toplum, ABD veya Almanya sorumlu değildir. Afgan halkı gelişme kaydetme konusunda eline geçen fırsatı kaçırdı. 20 sene boyunca milyarlarca dolar oraya aktı, okullar ve alt yapı kuruldu, pek çok yabancı ülke vatandaşı Afganistan’ın güvenliği için hayatını kaybetti. Afganistan’ın siyasi elit kesimi ve geleneksel liderlerleri harcanan çabalardan birşey öğrenmedi ve yapılanları da koruyup kollayıp ileri taşımadı. Olanlardan da dolayısıyla sadece onlar sorumlu. Batılı politikacılara yöneltilecek tek suçlama ise yıllarca bu Afgan yolsuz elit kesim ile bile bile o oyunu sürdürmek olabilir."
‘Afganistan'a müdahale neredeyse 20 yıl sürdü’
Berlin'de yayınlanan Der Tagesspiegel gazetesindeki yorumda "İstihbaratların, orduların ve dışişleri bakanlıklarının çoğunun içine düşebileceği daha büyük bir rezalet olabilir mi?" diye soruluyor ve yorumda şöyle deniyor:
"Afganistan'a müdahale neredeyse 20 yıl sürdü. Görünen o ki ülkeyi de insanlarını da kimse anlayamamış. Suçlamaların odağında Joe Biden başkanlığındaki ABD yönetimi var. Demokrat Biden, Trump'a karşı, Senatör ve Başkan Yardımcısı olarak onlarca yıla dayanan güvenlik ve dış politikası tecrübesi olduğunu iddia ediyordu. 11 Eylül terör saldırılarının 20'nci yılında ABD askerlerini memlekete getirmiş olmayı, Afganistan misyonunu da sonlandırmayı hedefliyordu. Biden'in bu planı kabusa dönüştü. Afganistan'daki acılı insanların yüzlerine bakıldığında hissedilen utanç ve çaresizlik dolu bir öfke duygusu."
Münih'te çıkan Süddeutsche Zeitung'daki yorumda ise bundan sonra Batı'da yaşanması muhtemel sürece gönderme yapılıyor ve bunu "Batı'nın kırmızı çizgimiz oyunu" diye niteliyor.
"'Yakında kırmızı çizgimiz şurda, kırmızı çizgimiz burada, Taliban şurada sınırı aştı, burada insan hakları ihlalleri yaşandı' oyunu başlayacak. Ve Batı mecburen, 20 yıldır düşman ilan ettiği Taliban ile neden işbirliği yapmak zorunda kaldığına dair gerekçeleri sıralayacak, çünkü bundan başka seçeneği yok. Bir savaş daha da acı sonlanamazdı."
Hannoversche Allgemeine gazetesi ise özellikle Batı'nın yaşadığı güven kaybına dikkat çekiyor yorumunda:
"Taliban iktidara geri döndü. ABD, NATO ve Almanya kendini bu hezimetten uzun süre toparlayamayacak. Bundan sonra güvenlikten bahsettiklerinde de kimse onlara inanmayacak, çatışmaları çözebileceklerine güven duymayacak. Batı dramatik denecek biçimde otorite ve güven kaybı yaşadı."