Ali Erbaş hutbede "Bayramları hakiki manada bayram haline getirecek olan bizleriz. Öyleyse bayramın neşesini ve mutluluğunu herkesle paylaşalım. Paylaşarak iyi ve güzel olanı çoğaltalım. Acısı olanın acısını azaltalım. Yükü olanın yükünü hafifletelim. Derdi olanın derdine ortak olalım. Allah resulünün bir mümin, diğer bir mümin için birbirini destekleyen, bir binanın tuğlaları gibidir ilkesine sadakat gösterelim. Muhterem müminler. Bayramlar hatırlamaktır. Anne babamızdan başlayarak aile büyüklerimizi, eşimizi, dostumuzu, komşu ve akrabamızı ziyaret edelim. Öksüz, garip ve kimsesizleri sevindirelim. Hastaların Süleymaniye minberinden tüm insanlığa sesleniyorum. Ey insanlar! Allah dünyayı hepimiz için yaratmıştır. Ve dünya hepimize yeter. Geliniz, kimse kimseye haksızlık yapmasın. Herkes hakkına razı olsun. Benim daha iyi yaşamam için ötekinin elindekini de alayım. O ne olursa olsun felsefesiyle değil. Ötekinin de yaşayabilmesi için paylaşmam ve yardımlaşmam lazım felsefesiyle hareket edelim. Bu anlayışı her alanda hayata geçirirsek dünyada savaşlar, zulümler son bulur. Kadın, çocuk, milyonlarca masum insan yurdundan, yuvasından kaçarak başka sığınacak yerlere gitmek zorunda kalmaz. Farklılıklar, çatışma sebebi değil. Zenginlik vesilesi olur. Tüm insanlar dokunulmaz haklarını doya doya yaşar. İbadet özgürlüğünün ve mabet dokunulmazlığının korunması toplumsal barışa ve dünya barışına katkı sağlar" dedi.
'İngilizce hutbe, hem cemaat için, hem de dünyaya bir mesajdı'
Camiden çıkarken gazetecilere açıklama yapan Erbaş "Bu yıl Ramazan çok bereketli geçti. Teravih Namazları çok coşkulu geçti. 2 yıl Teravih Namazı'nı camilerde kılamamıştık. Onun özlemini bu sene gidermiş olduk. İngilizce kısmı özet ve bir paragraftı. Cemaat içerisinde Türkçe bilmeyenler var hem onlar için hem de dünyaya mesaj verdik. Bayram Müslümanlar için olduğu kadar bütün insanlık için de bir sevgi günleridir" dedi.