Konuşmasına Hakkari'deki hain terör saldırısını lanetleyerek başlayan Balkız, "Özellikle Gar Katliamının duruşmasının görüldüğü şu günlerde, terörün kimi ne zaman vuracağı hiç belli değil" dedi.
İşte Ali Balkız'ın Kurultay hakkındaki değerlendirmeleri:
Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir yenilenmeye ihtiyacı var. Teraziye çıkmaya, temize çıkmaya ihtiyacı var. Bunun kişilerle alakası yoktur. Ne Genel Başkanımızın ne sayın İnce'nin şahsiyetinden kaynaklanan bir şey değil bu. Şahıslar üstü, yeni bir vizyona, yeni bir enerjiye, yeni bir harekete, yeni bir tüzüğe, yeni bir programa, yeni bir atılıma hele de ülkenin getirildiği şu yeni sistemde ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bunun yolu Kurultay'dan geçer. Kurultay istemek nasıl demokratik bir haksa, bunu yerine getirmek de Genel Merkez için bir görevdir. Sayın Genel Başkanımızın bu tartışmaları daha kırıcı noktalara ulaştırmadan, partimiz daha fazla hırpalanmadan, AKP'nin ağzına malzeme olmadan, sürekli kınadığımız yandaş medyanın köşelerine düşmeden sükûnetle, bu imzaların yeteri kadar olup olmadığına, imzaların geri çekilip çekilmediğine bakmaksızın Kurultay çağrısı yapmasını bekliyorum.
'CUMHURİYET HALK PARTİSİ BİR KİTLE PARTİSİDİR'
Bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakışmayan tartışmalar yapılıyor. Bu işler yapılırken kimi arkadaşlarımız, ki onları ayıplıyorum ben, insanların alevi olup olmadıklarını, sûnni olup olmadıklarını, inançlı olup olmadıklarını söz konusu yapıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi bir kitle partisidir. Her inançtan, her yaşam biçiminden, her etnisiteden insanların buluştuğu tüzüğü bağlayan sosyal demokrat bir partidir. Biz orada kimlik mücadelesi yaparsak, ki yapanlar var biliyorum ve onları kınıyorum, bu ayıptır.
Ben uzun yıllar Alevi ve Bektaşi Federsyonu'nun Genel Başkanlığını yaptım. Hangi politikacının alevi olduğunu bilmek gibi bir merakımız vardır ve doğaldır. Alevi olup olmadığını bilmediğimiz kimi şahsiyetler, kalkmışlar bugün Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinde alevilerle ilgili söz söylüyorlar, ayıp bir şey bu. Kimi alevi arkadaşlarımızın bu partiden, Parti Meclisi'nden, MYK''dan milletvekili listelerinden dışlandıklarını, atıldıklarını, yok sayıldıklarını; tane tane, bir bir, kurultay kurultay hepsini biliyoruz elbette. Bunları bir şikayet mevzusu da yapmıyoruz.
Oy veren aleviler, elbette oylarının peşine düşmek durumundadırlar. Yetkin olan aleviler; laik, partiyi bilen, siyaseti bilen, Türkçe'yi bilen, anayasayı bilen, yasaları bilen, iletişimi bilen, ekonomiyi bilen alevilerin elbette orada milletvekili, Parti Meclisi üyesi, Genel Başkan, MYK üyesi, grup başkanı olmak gibi hakları bu liyakatları üstünde elbette vardır ve olmalıdır. bu liyakatları sağlayan kriterleri yok sayılarak "o alevi mi" denilerek, onların dışlanması hiç hoş değil. Bu parti eğer bir sosyal demokrat parti ise, AKP'nin yurt genelinde yaptığı ayrıştırmayı, bu hastalığı partimize, bir mikrop gibi taşımak partiye, demokrasiye ve ülkemize ihanettir.