Türkiye ekonomisi zorlu bir süreçten geçerken, ekonomideki durgunluğun birkaç yıla yayılan kronik bir hal alıp almayacağı merak konusu olmaya devam ediyor. 2018'in son çeyreğinde küçülmesi beklenen Türkiye ekonomisindeki yavaşlamanın 2019'un ilk yarısında da etkisini göstereceği öngörülüyor. Ekonomi yönetimi ise 31 Mart seçimlerine gidilen süreçte, şirketler için açıkladığı destek paketleri ile yükselen işsizliğin toplum üzerindeki etkilerini hafifletmeye çalışıyor. Son olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dün 2019 yılı için gerçekleştirilecek 'istihdam seferberliği' kapsamında 2.5 milyon kişiye istihdam sağlanacağını açıkladı. DW Türkçe'ye konuşan uzmanlar ise, Albayrak'ın açıkladığı istihdam hedefine ulaşmanın mümkün olmadığı görüşünde.
Ekonomi küçülmeye gidiyor
Türkiye'de her yıl iş gücü piyasasına yaklaşık 800 bin yeni kişi katılıyor. Türkiye'de işsizliğin gerilemesi için ise ülke ekonomisinin yılda ortalama yüzde 6 büyümesi gerekiyor. Ancak son açıklanan veriler gösteriyor ki, Türkiye ekonomisi 2018'in son çeyreğinde ve 2019'un ilk çeyreğinde küçülme tehlikesi ile karşı karşıya. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından hazırlanan "Ekonomik Büyüme ve Tahminler: Şubat 2019" raporuna göre, Türkiye ekonomisi 2018'in son çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,8 küçülecek. Hükümet ise Yeni Ekonomi Programı'nda 2018 yılı için yüzde 3,8 büyüme hedefi koymuştu.
'Albayrak'ın dili sürçmüş olmalı'
Türkiye'de en yüksek büyümenin olduğu 2010'da bile yüzde 9'u aşan büyüme ile yaklaşık 1,2 milyon yeni istihdam yaratıldığını hatırlatan BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, 2015, 2016 ve 2017'de ise Türkiye'nin toplam büyümesinin yüzde 20'ye ulaştığını ve bu dönemde yaratılan yeni istihdamın 2,3 milyona ulaştığına işaret ediyor. Gürsel, "Şimdi nasıl yalnızca 1 yılda 2,5 milyon yeni istihdam yaratılacak? Bunun için Türkiye'nin 2019'da yüzde 20 büyümesi lazım. Böyle bir şey mümkün değil" diyor.
Türkiye'nin önümüzdeki 3 yılda her yıl kabaca yüzde 6 büyümesi halinde ancak 2,5 milyon yeni istihdam sağlamanın söz konusu olabileceğini kaydeden Prof. Gürsel, "Bana öyle geliyor ki Bakan Albayrak'ın sözleri bir dil sürçmesi. Çünkü ekonomik veriler açısından bunun başka türlü bir izahı yok" diye konuşuyor.
İşsiz sayısı 4 milyona ulaştı
Türkiye'de işsizlik oranı, Kasım 2018'de bir önceki yılın aynı ayına göre 2 puan artarak yüzde 12.3'e yükseldi. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 706 bin kişilik artışla 3 milyon 981 bin kişi olarak kayıtlara geçti. Ekonomik büyümenin öncü verisi sayılan sanayi üretimi ise Aralık 2018'de önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,8 azalarak sanayide çarkların beklentilerden daha sert bir fren yaptığını ortaya koydu.
Türkiye'de istihdamın artması için üretimin artması gerektiğini, üretimin artması için de iç ve dış talebin artması gerektiğini vurgulayan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe, "Son açıklanan sanayi üretim verileri, bize Türkiye'de üretimin büyüdüğünü değil, ciddi oranda daraldığını gösteriyor" diyor.
'Hükümet kendi programı ile çelişiyor'
Albayrak'ın açıkladığı yeni istihdam seferberliği paketinin 'gerçekçi' olmadığını dile getiren Prof. Karatepe, "2,5 milyon yeni istihdam hedefinin tutturulması ne bu yıl ne de 2020'de mümkün görünmüyor. Geçmişte de istihdam seferberlikleri yapıldı ve 1 milyon hedefi konmuştu. Bu çabalar hayata geçmiş olsaydı zaten bugün işsizlik sorununu konuşuyor olmazdık" diyor.
Albayrak'ın yeni istihdam yaratılması konusundaki açıklamalarının hükümetin 2019-2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomik Program (YEP) ile de çelişkili olduğunu savunan Karatepe, "Albayrak'ın birkaç ay önce açıkladığı YEP'te 2019'da işsizliğin düşmeyeceği, hatta artacağı öngörülüyordu. Dolayısıyla aslında hükümet bile işsizliğin düşmesini beklemiyor. Hal böyleyken nasıl 2,5 milyon yeni istihdam yaratmaktan bahsediliyor, anlamakta güçlük çekiyorum" şeklinde konuşuyor.
'Şirketler seçimden önce risk almaz'
Hükümetin şirketlere vereceği yeni destek paketine göre, Nisan sonuna kadar işe alınan yeni çalışanın üç ay boyunca maaşı, vergi ve sigorta primlerini devlet üstlenecek. İzleyen 9 ayda da çalışanın prim ve vergileri devlet tarafından ödenecek. Böylelikle yeni teşvikle istihdam edilecek her bir kişinin bir yıl içindeki 19 bin 419 liralık işveren maliyetini devlet karşılamış olacak. Yeni 2,5 milyon istihdam yaratılması halinde, bunun bütçeye maliyeti ise yaklaşık 50 milyar TL'yi bulacak.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, özel sektöre verilen istihdam teşviklerinin ise şirketlerin yeni işe alımlar konusunda harekete geçmesi için yeterli olmadığını söylüyor. Şirketlerin 31 Mart seçimlerinden sonra piyasalarda ne olacağını bilmediğini, dolayısıyla herkesin beklemede olduğunu ifade eden Prof. Günçavdı, "Böyle bir dönemde şirketlerin yeni işe alımlara kapı aralaması kolay gözükmüyor. Şirketler birkaç aylığına bu teşvikleri alacak ama sonra ne olacağı belli değil. Kimse bu riske girmez. Albayrak'ın bu açıklamasının seçime yönelik ve altı boş bir açıklama olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuşuyor.
Kamu alımları artacak mı?
Peki hükümet, yükselen işsizliğin önüne geçebilmek için kamu personel sayısını artırma yoluna gidebilir mi?
Hükümetten yapılan son açıklamalara bakılırsa, bu yönde bir çaba olduğu görülüyor. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı 2019'da toplam 40 bin öğretmenin atamasının yapılacağını açıklarken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise dün yaptığı açıklamada ülke genelinde 15 bin yeni polis alınacağını, İstanbul'da ise 1200 yeni bekçi istihdam edileceğini söyledi. Prof. Dr. Öner Günçavdı, Türkiye'de kamu hizmetlerinde çalışan işgücünün yetersiz olduğunu ve kamuda yeni personel alımına ihtiyaç olduğunu dile getiriyor. Prof. Günçavdı'ya göre, mevcut ihtiyaca karşın bütçe sorunları nedeniyle 2,5 milyon kişiyi kamu personeli olarak ataması ise mümkün değil. Günçavdı, "Hükümetin böyle bir dönemde bütçe dengesini bu kadar etkileyecek bir adım atabileceğini düşünmüyorum" diyor.
DW Türkçe