Meral Akşener: Sayın Cumhurbaşkanı’nın, bugün sosyal medyada yaptığı bir paylaşımla, milletimizin yarısına hakareti kabul edilebilir bir davranış değildir. Türk devlet geleneğinden biliriz ki; Cumhurbaşkanı milletine hakaret etmez. Bu ayıptır, yanlıştır. Ancak, bu dilin ve üslubun nedenini biliyoruz. Bu dil, kirli bir ittifakı aklama çabasıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Twitter hesabından Cumhur İttifakı ile “zillet ittifakı” şeklinde tanımladığı Millet İttifakı’nı kıyaslayan bir görsel paylaşmış, görselde; Erdoğan’ın, “Bugün Türkiye’de iki ittifak karşı karşıyadır.” sözlerine yer verilerek Millet İttifakı için çok sert sözler sarf etmişti.
“BU AYIPTIR YANLIŞTIR”
Bu paylaşıma ilk tepki İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den geldi. Yazılı olarak yaptığı açıklamasına “Bildiğiniz gibi yakın bir zamanda milli iradenin kararı için sandığa gideceğiz. Böyle zamanlarda siyasetin ve siyasetçinin dili sertleşir. Ancak, siyasetin doğasında olan bu durumun bir sınırı vardır. Bu sınır öncelikle millete saygının gereğidir.” sözleri ile başlayan Akşener “Sayın Cumhurbaşkanı'nın, bugün sosyal medyada yaptığı bir paylaşımla, milletimizin yarısına hakareti kabul edilebilir bir davranış değildir. Türk devlet geleneğinden biliriz ki; Cumhurbaşkanı milletine hakaret etmez. Bu ayıptır, yanlıştır. Ancak, bu dilin ve üslubun nedenini biliyoruz. Bu dil, kirli bir ittifakı aklama çabasıdır.” dedi.
“İYİ PARTİ GERÇEĞİ BİLİYOR”
Meral Akşener sözlerini şöyle sürdürdü “Beka gibi önemli bir gerekçeyle, asla izah edemeyecekleri bir ittifakı, izah etme çabasıdır. Daha önce de sordum; ‘Birbirlerine bu kadar ağır hakaret etmiş iki siyasetçiyi bir araya getiren nedir?’ Biliyoruz ki, onları buluşturan, ülkenin ve milletin değil, koltuklarının bekasıdır. Bu gerçeği perdelemek için, bu ittifakı, ülkenin bekası diye izah etmeye çalışıyorlar. Aziz Milletim; Beka meselesi olan bir ülkede, kirli ittifaklara kılıf uydurmak yerine, seferberlik ilan edilir. Beka meselesi olan bir ülkenin tank fabrikası yabancılara satılmaz. Böyle afaki konuşmalar işe yaramaz. Buyrun buradan çağrı yapıyorum;
Madem beka meselemiz var, öncelikle milli savunma sanayimizi muhafaza edelim. Adapazarı'ndaki tank fabrikasını yabancılara satmayın. O fabrikayı millet kendi imkanlarıyla kurdu. Gelin, altınızdaki o lüks uçağı satın. 500 milyon dolar oradan gelsin. Kampanya başlatın, biz de millet olarak üstünü tamamlayıp, size o parayı verelim. Stratejik fabrikamız milletin malı olmaya devam etsin. Bu beka konusunda atılmış somut bir adım olur. Milletin bekası da dedikodularla değil, böyle somut adımlarla korunur. Seçim meydanlarında, kirli ittifaka kılıf uydurmak için ‘beka-beka' demenin, ülkemize de milletimize de bir faydası yok.
Aslında bu beka mevzuu nedir biliyor musunuz? Sayın Bahçeli “Haliç'e persil-tursil doldurup sayın Erdoğan'ı yıkayacağım” diyordu. Sanıyorum o tursil-persil elinde kaldı, şimdi kirli ittifakı temizleyebilmek için, beka diye bir deterjan uydurdular, onu kullanıyorlar. Bunlar suni gündemler. Biz milletin ekonomik durumuyla ilgiliyiz. Çarşıyla-pazarla ilgiliyiz. Hanelerimizin bekasıyla ilgiliyiz. Bir ülkenin hanelerinin, mutfaklarının bekası tehlikedeyse, ülke tehlikededir. Gerisi laf-ı güzaftır. İYİ Parti bu gerçeği biliyor ve milletimizin gerçek gündemiyle, ekonomiyle meşgul oluyor.” (Sözcü)