Toplantıya, Kazdağları ve Murat Dağı’nda siyanürle altın aranmasına dair AKP Grup Başkanı Murat Özcan’ın sözleri dikkat çekti. Özcan, “Siyanüre karşıysanız arabaya da binmeyeceksiniz. Şimdi bazıları ‘Ne alakası var kardeşim’ diyebilir. Ancak alakası var. Demir-çelik endüstrisinde ve bazı maden sektörlerinde siyanür belli bir oranda kullanılıyor. Siyanürün doğaya salınımı diye bir şey söz konusu değildir. Türkiye’de 300 bin ton siyanür kullanılıyor. Çok ciddi rakamdır. Yüzde 15’i maden aramasında kullanıyor. 285 bin ton siyanür maden arama dışında kullanılıyor. Tabii ki siyanürü alıp, olduğu gibi toprağa salarlarsa durum değişir. Ancak altın arayan şirketlerin üretim süreçleri sıkı bir şekilde denetleniyor ve siyanürü olduğu gibi tabiata salmadıklarını bilmemiz lazım. O dediğiniz 19’uncu yüzyılda filan oluyordu. Tabii bu durum her türlü maden çalışmasına yeşil ışık yakılacağı anlamına gelmemeli. İnsanların toprağa, suya ve doğaya ihtiyaç olacağı kadar başka hiçbir şeye ihtiyacı olmayacağı aşikardır” dedi.
Sözcü’den Kemal Atlan’ın haberine göre Özcan, gerek Odunpazarı gerekse Büyükşehir Belediyesi’nin doğaya karşı korumacı kültürünün bir parçası olmak istediğini ifade ederek, “Bir eleştiri getirirken arkasından bir çözüm de getirmek gerekiyor. Peki, biz bu ülkede maden aramayacak mıyız? Maden kaynaklarımızı çıkarmayacak mıyız? Bu zenginliklerimizden faydalanmayacak mıyız? Özellikle bir algı var, siyanürle altın arama mevzusu. Kaymaz’da bir altın madeni var ve yıllardan beri işliyor. Bir gün çay içmeye gidelim oraya. Dünya farklı bir teknikle maden çıkarıyor da biz mi farkında değiliz. 8 milyar dolar parayı her yıl altın ithalatına ödeyen bir ülkeyiz. Altın madenini çıkaralım mı çıkarmayalım mı? Soru bu. Doğayı koruyarak çıkaralım, hemfikirim” diye konuştu.
“DOĞA OLAYLARIYLA DALGA GEÇMEDEN ÇALIŞMAK LAZIM"
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ise, “Kaymaz’da Karakaya dağları yok olmakta. Siyanür tehlikeli değildir. Teknik olarak itirazım yok. Bir çözümü bulunmalıdır. Oraya yığılan toprak, dağı kapatmak üzere. Avrupalı bunu yapıyor ama kendi ülkelerinde yapmıyor. Bu tür tehlikeli işleri yapmıyor. Kendi madenini çocuğu gibi korurken, bizimkileri hoyratça kullanmakta. Zamanında Çan termik santrali, örnek bir termik santral olarak gösterildi. Eskişehir Valiliği buraya vatandaşlarımızı götürdü. 2 yıl sonra patlama oldu. Çökme oldu. Örnek olamayacağı anlaşıldı. Doğa olaylarıyla dalga geçmeden çalışmak lazım. Ülke olarak akıllı olmalıyız. Bu sadece sizin ya da bizim değil, geleceğimizin zenginlikleri. Bu madenleri keşke biz çıkarsak. Kanadalı değil biz çıkaralım” dedi.