AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, katıldığı bir televizyon programında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı gündeme getirdi.
Kurtulmuş, “Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır” dedi.
Kadınlar, sözleşmenin önemine dikkat çekerek sık sık uygulanması noktasındaki eksiklikleri gündeme getirirken, iktidara yakın medya kuruluşları tarafından sözleşme hedef gösteriliyor.
Özgür Özel'den tepki: Tarihi bir hata
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel bugün yaptığı konuşmada Kurtulmuş'un sözlerine tepki gösterdi. Açıklamayı "Dev bir geri adım" olarak değerlendiren Özel, "Bu kadar çok kadına yönelik şiddetin arttığı bir süreçte Kurtulmuş'un ifadeleri talihsizliğin ötesindedir. Son derece tarihi bir hata olarak görürüz" ifadelerini kullandı.
Özel şöyle konuştu:
"Dev bir geri adım haberi bugün Numan Kurtulmuş’tan geldi. Samimi söyleyeyim, ‘18 yılda AKP Türkiye’nin göğsünü kabartacak bir adım attı mı’ deseniz, İstanbul Sözleşmesi. Türkiye ilk imzayı atan ülke oldu. Biz o zamanlar destek verdik, katkı sağladık, 2012’de Meclis’ten geçerken oy verdik. 2014’ten beri uygulanmasının takipçisi olmaya çalışıyoruz. Bugün Numan Kurtulmuş, ‘büyük hata yaptık, imzayı geri çekeceğiz’ diyor. Bu çok büyük geri adımdır. Bu açıklamanın hızlı şekilde geriye alınması gerekir. Bu kadar çok kadına yönelik şiddetin arttığı bir süreçte Kurtulmuş’un ifadeleri talihsizliğin ötesindedir. Son derece tarihi bir hata olarak görürüz. Böyle bir sözleşmeden geri adım atmasını kabul etmiyoruz"
İstanbul Sözleşmesi hakkında
İstanbul Sözleşmesi olarak anılan “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme.
İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak anılıyor.
11 Mayıs 2011’de imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi, 10 ülkenin belgeyi onaylamasının ardından, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmişti.
TBMM İstanbul Sözleşmesi’ni 14 Mart 2012’de kabul etmiş, böylece sözleşmeyi onaylayan ilk ülke Türkiye olmuştu.
Sözleşme ne diyor?
İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, kadınlara yönelik şiddetin faillerin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için titizlikle hazırlanmış bir metin. Sözleşme metni bu konularda getirdiği yüksek ve detaylı standartları içeren hükümlerin yanı sıra bir de Sözleşmenin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek için oluşturulacak ve kadına yönelik şiddet alanında uzman üyelerden oluşan GREVIO (Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu) adlı organın kuruluşunu, görevlerini ve işleyişini düzenleyen hükümler içeriyor.
GREVIO, taraf devletlerin sözleşmenin getirdiği standartlara uyup uymadıklarını belirlemek için raporlama usulünü kullanıyor. 4 Mayıs 2015’te 10 üyesi seçilerek oluşturulan ve Türkiye’nin adayı Feride Acar’ın başkanlık yaptığı GREVIO’nun ilk değerlendirme dönemi 2016 yılında başladı. Sözleşmedeki usul uyarınca her bir taraf devletin kendisine verilen süre içerisinde GREVIO’nun gönderdiği anket formunu yanıtlaması gerekiyor.
Bu ilk dönemde GREVIO taraf devletlerde İstanbul Sözleşmesinin uygulanma alanıyla ilgili bir durum tespiti yapmayı amaçlıyor. GREVIO’nun bu anket formuna verilen yanıtlara, taraf devletlerin temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşmelere ve ilgili ülkenin sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanacak gölge raporlara dayanarak hazırlayacağı denetleme raporunu internet sitesi aracılığıyla kamuoyuyla paylaşması ile ilk periyottaki değerlendirme süreci tamamlanacak.
GREVIO Türkiye’ye ilk değerlendirme sürecine ilişkin anket formunu Ocak 2017’de gönderdi. GREVIO’nun web sitesinde yayınlanan takvime göre Türkiye’nin Mayıs 2017 içerisinde raporunu sunması gerekiyor. GREVIO’nun nihai raporunu ise Haziran 2018’de açıklaması öngörülüyor.
Bu ilk değerlendirme süreci çerçevesinde GREVIO Türkiye’nin 2014-2015 arasında kadına yönelik şiddet alanında veri toplamadan önlemeye, kadınların korunmasından faillerin soruşturulmasına, maddi hukuk hükümlerinden göç ve iltica politikalarına kadar çok geniş bir alanda ve son derece kapsayıcı bir perspektifle İstanbul Sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri uyarınca neler yapıp ettiğini ve hangi noktada olduğunu öğrenmeyi amaçlıyor.