Çelik'in açıklamasından satır başları şu şekilde:
''Suriye topraklarında milli güvenliğimize yönelik tehdit organizasyonunun boşa çıkarılması ile tamamlanmıştır.
Pozisyonumuz hem ABD hem Rusya tarafından teyit edilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yürütülen Bu müzakere süreci tüm dünya tarafından başarı olarak kabul edilmiştir.
30 km derinlikte terör örgütü unsurları olmayacaktır. Mültecilerin güvenli, ve gönüllü bir şekilde dönüşü için ortak çalışmaların yapılacak olmasıdır. Terör örgütü üzerine kurulan planlar boşa çıkarılmıştır. Türkiye amaçlarına ulaşmıştır.
Bunun açık bir başarı olduğu dünyadaki yayın organlarının manşetlerinde görülüyordu.
BUnun açık kaybedeni terör örgütüdür. Kaybetmeye devam edecektir. Türkiye’ye karşı sözler edenler bir kere daha mahcup olmuşlardır.
Mazlum halkları koruma mücadelesi olduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Sonuçta Türkiye geçmişte yapılmış hataların tekrarlanmasını önleyerek, sahada DEAŞ’la en güçlü veren Türkiye aynı mücadeleyi PYD terör örgütüne karşı vermiştir.
En üzücü tarafı şudur. Dünyadaki bir takım aşırı sağcı gruplar, Türkiye düşmanları eleştirirken Türkiye birlik bütünlük içinde duruşunu gerçekleştirmiştir.
Terör örgütüne yakın siyasi odakları kayda değer bulmuyoruz. CHP’nin ortaya koyduğu tavır trajik bir tavırdır. Türkiye bir başarıya imza atarken Salı günü Soçi’de CHP genel Başkanı bir siyasi sabotaj gerçekleştirmeye çalışıyor.
Türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanına karşı yabancı bir devlet başkanının diplomatik sınırları aşan bir mektubu CHP Genel Başkanı kendi grubundan okuyor. Daha önce bu genel başkan FETÖ’nün tapelerini okumuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamı devletimizin vemilleitmizin birliğini temsil eder. Dünyanın neresinden gelirse gelsin saygı sınırlarını aşan her mesaj yok hükmündedir. Bu mektubu unutmadık Gereken zamanda gereken şekilde karşılığı verilecektir demiştir Cumhurbaşkanımız.
Kılıçdaroğlu'nun bu mektubu dillendirmesi trajedinin aynı şekilde sürdüğünü göstermektedir.
Dünyanın her yerinden mesaj gönderildiğinde Türkiye’nin bu mesajı kabul edip etmediği önemlidir. Türkiye’nin buna nasıl karşılık verdiği meselesinde karşı tarafın yanında yer alıyor CHP.
Burada açık bir seviye sorunu olduğunu ifade etmek isterim.
Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefinin nasıl korunduğunu aziz milletimiz net bir şekilde görerek tespit etmektedir.
Gerekirse askeri harekat, diplomasi en zirve noktasında gerçekleştirerek net bir şekilde ortaya konulmaktadır.''