Takan, "Davutoğlucular ile Babacancılar birbirine girdi" başlığıyla yayımlanan yazısında Babacan'ın istifası hakkında Ankara'da yaşananlara dair bir değerlendirme yaptı.
İşte Takan'ın o yazısı;
Yedek akçe Ali Babacan'a yaradı
Haftaya son sürat girdik...
Sabah, Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınması ile ilgili tartışmaları takip ediyor, gerçek perde arkasını araştırıyorduk, elde ettiğimiz duyumlarla ilgili teyitlerin peşindeydik gelişmeler güm diye peş peşe patladı. Sırayı bozmayalım;
Gündem, geçtiğimiz Cumartesi günü, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın R. Erdoğan tarafından görevinden alınma haberi ile alabora olmuştu. Hafta sonunu, Erdoğan-Damat Berat Albayrak- Murat Çetinkaya üçlüsü hakkında ortaya atılan iddialarla geçirdik. AKP kanadından pompalanan haberlerde, Çetinkaya'nın görevden alınmasının nedeni olarak faiz indirimine karşı direnişi gösteriliyordu.Görevden alınma işleminin kanunlara uygun olarak yapıldığı iddia ediliyordu. Kulislere ise, Çetinkaya'nın yedek akçe yüzünden koltuğundan olduğu, eski Merkez Bankası Başkanı'nın Erdoğan ve Berat Albayrak'a karşı yedek akçenin bütçeye devredilmesi konusunda direndiği ve o yüzden kafasının koparıldığı iddiaları yansıyordu. Cumartesi ve Pazar günleri, iddiaları teyit mesaisi yaptık ama verimli olmadı.Dün sabah, işe erken koyulduk. Ulaştığımız güvenilir kaynaklar da kavganın ardındaki asıl gerçeğin yedek akçe kapışması olduğunu teyit ediyordu. Merkez Bankası'nın yedek akçesinin bütçeye devredileceğine ilişkin ilk haber 27 Haziran'da duyulmuştu. Konuyla ilgili düzenlemenin TBMM'ne gelmesi beklenirken 6 Temmuz'da Murat Çetinkaya görevden alındı. Derken;8 Temmuz sabahı AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, ekonomi ağırlıklı yeni bir torba yasanın ayrıntılarını açıkladı. Haberlerde varlık barışının süresinin 6 ay daha uzatıldığı ön plana çıkarıldı ama kulislerde dolaşan yedek akçe kavgasının ne sonuca ulaştığı çok sırıtıyordu. Mehmet Muş, şöyle diyordu;
" Merkez Bankası'nın kanununda değişikliğe gidiyoruz. Yedek akçe olarak ayrılan oranları Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getiriyoruz. Kanunda belirtilen düşüşler yapıldıktan sonra yüzde 10 olarak yedek akçenin ayrılmasını teklif ediyoruz. Bu aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale gelmiş olacaktır. Gene zorunlu karşılıklarla ilgili pasif tarafında değil, aktif tarafına da bakmak suretiyle bu karşılıkların belirlenmesi adına Merkez Bankası'na bazı yetkiler vermeyi teklif ediyoruz."
Gazetecilerden soru almayı reddeden (!) Mehmet Muş, sözlerini " Merkez Bankası Başkanı'nın görev değişikliğinin kanunsuz değil" diye bitiriyordu. Ankara kulisleri bu açıklamaya rağmen, "Çetinkaya, sorumluluk almadı. Yedek akçe Sonbahar'a kadar idare eder. Sonbahar!dan sonrası tufan olur", "Çetinkaya TÜİK'de yapıldığı gibi, Merkez Bankası göstergeleri ile oynamayı reddetti " iddiaları ile çalkalanmaya devam ediyordu...
Aradığımız teyidi açık kaynaktan bulmuş olduk. R.Erdoğan, Varlık Fonu'ndan sonra Merkez Bankası Başkanlığını da üstlendi!..
***
Hareketli hafta başı, öğle saatlerinde , Abdullah Gül ile birlikte hareket eden Ali Babacan'ın AKP'den istifa ettiği haberi ile daha da hararetlendi. İddialar birbirini kovaladı ... Ali Babacan ile birlikte hareket edenlerin istifa edeceği saatten tutunda sayılarına kadar... AKP içinden kopacak "muvazzaf milletvekili" sayısında da borsa oldukça hareketliydi. Şu satırların kaleme alındığı ana kadar AKP içinden herhangi bir yetkiliden Babacan'ın istifası hakkında bir değerlendirme gelmedi. Herhalde, Erdoğan'ın Saraybosna'dan dönüşü veya oradan yapılacak açıklama beklenecek.
Olaya farklı bir cepheden bakalım dedik. Ahmet Davutoğlu'nun Ali Babacan ve Abdullah Gül tarafından istenmediğini ifşa eden "O AKP'li isme" ulaştık. Bakın!..Neler söyledi YENİÇAĞ'a;
"Neden Davutoğlu, Ali Babacan'ı istemez?..
Ali Babacan gibi Bilderberg'e gitmedi de ondan. Daha millî kalıyor. Davutoğlu, hatalı bir takım uygulamalar yapmış olabilir. Hatalı olmak başka bir şey, suç işlemek başka bir şey. Suç işlemek demek yolsuzluk yapmak, liyakatsiz atama yapmak, buna benzer işlerdir. Baktığınız zaman hatalı olabilir. Hata yapmıştır. Bana göre hatadır, size göre değildir. Size göre hatadır, bana göre değildir. Bu değişir. Ama tekrar söylüyorum, hatalı olmak başka, suçlu olmak başkadır.
Davutoğlu, 'daha İslamcı kalıyormuş' deniyor. Böyle şey olur mu?.. Bir kere bunu söyleyenler İslamiyet ile siyasal İslamcılığı birbirine karıştırıyorlar. Bunları söyleyenler, Davutoğlu'nun yaptıklarını yapmıyorlar mı? Yapıyorlar ama neden bunu söylüyor?.. Mesele bu. Davutoğlu için bir şey bulunmak mı isteniyor, anlamadım ki? Babacan istifa etmişse bu başka konu. Babacan, daha çok farklı bir çizgide gidiyor. Bunun nedeni, Abdullah Gül ve Beşir Atalay'ın çizgisinin etkisinde kalmasından kaynaklanıyor...
Biz, Türk milleti, halk ne istiyorsa onu yaparız. Milletle bütünleşiyoruz.
Halk, millet ekonominin düzelmesini istiyor?
Şimdi ben soruyorum, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset ve Ekonomi Bilimi bölümünü bitirmiş, hocalık yapmış biri mi ekonomiyi düzeltir, yoksa ODTÜ endüstri mühendisliğinden mezun olmuş, endüstri mühendisi mi ekonomiyi düzeltir? Bunun cevabını millet versin bana göre. Her şey ortada. Babacan, ekonomiyi bilen bir insan ama yeter mi ayrı konu, küçümsemek istemem. "
Ali Babacan'ın AKP'den istifası sonrasında genel olarak siyaset kulisleri temkinli bir bekleyiş içerisindeydi. "Bekleyip, bileşenleri görmek lazım" deniyordu. Neyse o "bileşenler"!?..