Ramazan Süzen
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 1 Ağustos 2024 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren karar kapsamında taşımalı eğitim için gerekli olan mesafeyi 50 kilometreden 30 kilometreye düşürdü. Söz konusu kararın iktidarın kamuda tasarruf tedbirleri kapsamında alındığı belirtildi. Ancak bu karar beraberinde çok sayıda mağduriyeti de beraberinde getirdi.
30 KİLOMETRE ALTI OLMASINA RAĞMEN SERVİS YOK
Adıyaman merkeze bağlı bazı köyler, okul ile köy arasındaki mesafe yaklaşık 20 kilometre olmasına rağmen taşımalı eğitim verilmedi. Servisleri olmadığı için çocuklarını okullara gönderemeyen depremzede aileler, bu mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor.
Hala 6 Şubat depreminin psikolojisini üzerinden atamadıklarını belirten aileler, çocuklarını okuldan sonra yanlarında görmek istiyor.
Adıyaman merkeze bağlı Kuşakkaya köyü muhtarı Hasari Oğuz, bölge insanının çoğunun depremzede olduğunu, taşımalı eğitim kalktığı için maddi anlamda zor durumda olan ailelerin çocuklarını okula gönderemediğini söyledi. Konu hakkında şikayetlerini dile getirmek için Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gittiklerini belirten Oğuz, yetkililerin kendilerine şikayetlerin değerlendirildiğini söyleyerek geri gönderdiklerini sözlerine ekledi.
"ÇOCUKLARIM HER GÜN AĞLIYOR"
Lise çağında olan 2 kız çocuğunu taşımalı eğitim kalktığı için okula gönderemeyen Bilal Aslan ise, "Evimiz ağır hasarlı olduğu için hala çadırda kalıyoruz. Yeni evlerimizin temeli daha yeni atıldı, en az 1 sene daha sürer, bunca sorunun üstüne bir de servis sorunu ile uğraşıyoruz" dedi.
Bölgedeki insanların hala deprem korkusunu üstünden atamadığını vurgulayan Aslan, "Burada hala her gün deprem oluyor. Depremde çok can verdik, her gün gözyaşı döküyoruz onlar için. Çocuklarımız gözümüzün önünde kaybolduğunda tedirgin oluyoruz. Çocuklarımızın da bu yüzden bizden ayrılmasını istemiyoruz. Devlet pansiyonlarına yerleştirmek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Servisçilerin istediği aylık tutarı ödeyemeyeceğini ifade eden Aslan, çocukların haklı olarak yokluktan anlamadığını, her gün okula gitmek için ağladıklarını sözlerine ekledi. Bu sorun çözülmediği takdirde çocuklarını okula gönderemeyeceğini söyleyen Aslan, devletten en azından depremzede aileler için bir adım atmasını istedi.
AİLELER KENDİ İMKANLARIYLA SERVİS TUTMAYA ÇALIŞIYOR
Adıyaman merkeze bağlı Kuşakkaya köyünde servisçilik yapan Yusuf Cengiz, halktv.com.tr'ye yaptığı açıklamada, kararın servisçileri ekonomik yönden etkilediği kadar, depremde evini kaybetmiş, ekonomik olarak zor durumda olan onlarca ailenin çocuklarını okula gönderememesine neden olduğunu belirtti.
Cengiz, söz konusu karar yüzünden Yukarı Kuşakkaya Dardığan, Çınarık, Yaylakonak, Çamyurdu, Düzağaç, Çınarık, Büklüm, Tekpınar ve Çokpınar köylerinde yaşayan vatandaşların kız çocuklarını okula gönderemediğini kaydetti.
Konuya itiraz etmek için muhtarların Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurduğunu belirten Cengiz, Müdürlüğün muhtarlara kararın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından incelendiği, şikayetlerin değerlendirildiği ve yakın zamanda bir karar alınacağını söyledi. Cengiz, çocuklarının devlet pansiyonlarında kalmasını istemeyen ama aynı zamanda çocuklarının okumasını isteyen ailelerin, kendi imkanlarıyla servis tuttuklarını aktardı.
"KIZIMI OKULA GÖNDEREMİYORUM"
6 Şubat depremlerinde evi ağır hasar aldığı için konteynerde yaşayan Yukarı Kuşakkaya köyünden Faik Limon ise, lise eğitimi gören kız çocuğunu taşımalı eğitim kaldırıldığı için okula gönderemediğini belirtti. Limon, "Depremde evimiz ağır hasar aldı, şu anda konteynerde yaşıyoruz. 5 çocuk okutuyorum. Liseye giden kızımı taşımalı eğitim olmadığı için okula gönderemiyorum" diye konuştu.
Kendi imkanlarıyla bir servisçi ile aylık 1800 TL karşılığında anlaşıklarını belirten Limon, "Depremzedeyim, çiftçilik ile uğraşıyorum, maddi anlamda zor durumdayım, servisçi ile anlaştık ama daha ödemesini yapmadık, ben her ay bu parayı veremem. Devletten en azından depremzede alileler için bir şeyler yapmasını bekliyoruz" dedi.
"AYLIK 5 BİN TL LAZIM"
Taşımalı eğitim kalktığı için kızını okula gönderemeyen velilerden olan Orhan Abacı ise yaşanan durumdan şikayetçi olduğunu dile getirdi. Servis olmadığı takdirde kendi imkanlarıyla servis tutmak zorunda kalacağını ifade eden Abacı, "Servisçi aylık 2 bin TL istiyor. Hadi servis parasını hallettim, çocuğun harçlığı için de aylık en az 3 bin TL harcamam gerekecek. Aylık toplam 5 bin TL maliyeti oluyor. Bu şartlar altında çocuğumu okutmamın imkanı yok" ifadelerini kullandı.