Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde düzenlenen Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.
Toplantıda Gül'ün yanı sıra Aydın Valisi Hüseyin Aksoy, Aydın Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Başkanı Ramazan Gürkan, milletvekilleri ve hukukçular yer aldı. Toplantıda konuşma yapan Adalet Bakanı Gül, hukuk devletinin bir grubun değil milletin kararı ve tercihi olduğunu söyledi. Gül, "Elinde çekiç olan, herkesi çivi gibi görür. Eski Türkiye'de hukukun eline çekiç verdiler ve herkesi çivi gibi gördü. Kimisini inancından, kimisini siyasi görüşünden, kimisini kılık kıyafetinden suçlayan bir hukuk vardı. Bugün ise sadece hukuk ve hukukun üstünlüğü var. Yeni Türkiye'de başka arayışlara yer yoktur. Biz insanımıza baktığımızda hak ve özgürlük görüyoruz. Sadece insanımızı öncelemeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde reformları hayata geçirmeye kararlıyız" dedi.
'İleriye gitmek bu millete sözümüzdür'
Gül, "Bu toprakların ruhu, milletin irfan ve bilgeliği vardır. Milletimiz tarih boyunca büyük bir destanı ortaya koymuştur. 90'lı yıllarda ise ayrımcılık, asimilasyon, faili meçhul cinayetlerin olduğu bir zulüm yaşandı. Milletimiz çok ağır bedeller ödedi. Ülkemizin müstesna yeri defalarca erozyona uğratıldı. Biz o karanlık döneme çok net biçimde cevap verdik. O cevap hukuk devletidir, hak ve özgürlüklerdir. Buradan artık geriye dönüş mümkün değildir. Bu noktadan ileriye gitmek bu millete sözümüzdür. Hukuk devleti ilkesini insan hak ve özgürlüklerini geliştirerek güçlendirebiliriz. Hukuk devleti bir grubun değil milletin kararı ve tercihidir" dedi.
'Mağdurun hakkı suç işlenir işlenmez doğar'
Bakan Gül, "Türkiye'nin yolu herkesin hakkını, hukukunu en yüksek standartlarda geliştirmektir. Bu çerçevedeki çalışmalarımızı tüm paydaşlarla sürdürmeyi hedefliyoruz. Tarih boyunca yenilik arayışları sanık hakları, savunma hakları çerçevesinde ilerlemiştir. Mağdur hakları ise 'sanık cezalandırılınca yerine gelir' düşüncesiyle ilerlemiştir. Oysa bir mağdurun hakkı suç işlenir işlenmez doğar. Bu sebeple adliyenin kapısı asla bir bilinmeze yol açmamalıdır. O kişi bir suçun mağduru ise belirsizlik yeni ve daha büyük bir mağduriyet anlamına gelmektedir" dedi.
'Hukuk dert olan değil derman olandır'
Adliyenin kapısının güven ve huzur vermesi gerektiğini söyleyen Gül, "Hukuk dert olan değil derman olandır. Hukuk yük olan değil yük alandır. Mağdurun hakkı yeni mağduriyetler yaşanmamasıdır. Adliyenin içinde devletin koruyan elini çekerseniz geriye soğuk bir bina kalır. Bir binayı adliye yapan tabelası değil o binanın içindeki adalet duygusunun temiz, hızlı ve adil bir şekilde karşılık bulmasıdır. Bir yargı mensubunu yargı mensubu yapan da cübbesi değildir. Dışarıda rüzgar hangi yönden eserse essin hakim dosyasına ve delillerine bakar. Mağdurun sesini duyan bir duruş o kişiyi gerçek anlamda hakim ve savcı yapar. Yargıya yapılacak en büyük iyilik tribün tezahüratının bir parçası olmaktan kaçınmaktır. Adaleti gerçekten isteyen bir kişinin yapması gereken süreci sabırla beklemektir. Hukuk sesi daha çok çıkanın değil haklı olanın yanındadır. Adalet sessiz kitlelerin sesidir" diye konuştu.
'Adalet tartışmaya nokta koyar'
Adaletin verdiği hükmün gecikmeksizin ve adil bir biçimde tecellisinin gerektiğini söyleyen Bakan Gül, "Adalet herhangi bir tartışmaya mahal bırakmaz. O tartışmaya nokta koyar. Adalet tereddüt etmez. Adalet bir skor işi değildir. Adalet 'şu kadar kişi yakalandı, tutuklandı' ibaresinden öte vatandaşların emanetidir. Bunun geri dönüşünü bir mağdurun gözlerinden okuyabilirsiniz. Yatağa bağımlı bir teyzemizin yanına adaleti götürmek gibi uygulamalar adaletin gerçek anlamda tecelli etmesine katkı sağlayan iyi uygulamalardır. Kağıt üzerinde kalan güzel söz ve temennilerin insana dokunmadıkça bir anlamı yoktur. Bu tür uygulamalar adalet sistemi için çok önemli kazanımlardır. Adaleti dar kalıplara, sıkı prosedürlere kurban etmemek çok değerlidir" dedi.
'Bu rakamlar dünya ortalamasının üstündedir'
İki temel belgenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından paylaşıldığını söyleyen Bakan Gül, "Birincisi güven veren ve erişilebilir adalete doğru 'Yargı Reformu ve Strateji Belgesi' ikincisi ise 'İnsan Hakları Eylem Planı'dır. Mevzuatta çok önemli değişiklikler yaptık ancak asıl olan zihinlerdeki reformdur. Yeni başlamasına rağmen müdürlüğümüz çalışmaları vatandaşlarımıza çok önemli katkılar sunmaktadır" diye konuştu.
Mağdura yaklaşım kılavuzundan da söz eden Bakan Gül, "Bir ortak standart oluşturmaya gayret gösterdik. Maddi durumu elverişli olmayan vatandaşlarımıza ücretsiz avukat desteği sağlama ve bu süreçte haklarının korunmasına destek olmak için bu yıl toplam 850 bin vatandaşımıza avukat desteği sağlamış bulunmaktayız. Yargılama giderlerinin karşılanması için de son iki yılda 44 milyon 577 bin lira kaynak ayırmış durumdayız. Son iki yılda adli yardım talep eden vatandaşlarımıza 343 milyon 337 bin liralık kaynak ayrılmıştır. Bu rakamlar dünya ortalamasının çok üzerindedir" ifadelerini kullandı.