Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmasının AB'yi kaygılandırdığını belirtti. Von Der Leyen, "Bu sözleşmeden çekilmek şu an kesinlikle yanlış bir sinyal veriyor" derken, Michel, "Hukukun üstünlüğü AB'nin son derece önemli temellerinden biridir" diye konuştu.
AB Başkanı Von Der Leyen ve AB Konsey Başkanı Michel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beştepe'de yaptıkları görüşmenin ardından Ankara'da bulunan AB Türkiye Delegasyonu'na geçerek basın toplantısı yaptı. Toplantıda, Michel, "Hukukun üstünlüğü AB'nin son derece önemli temellerinden biridir. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş olması, AB’de ciddi endişeleri de beraberinde getirdi" dedi. Von Der Leyen de "Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden çok büyük kaygı duyuyorum. Bu sözleşmeden çekilmek şu an kesinlikle yanlış bir sinyal veriyor. AB daha sonra da olabilecek olumsuz gelişmeler hakkında konuşmaktan çekinmeyecektir" açıklamasını yaptı.
AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen'in açıklaması satır başlarıyla şöyle:
"AB, yanlış gelişmeleri konuşmaktan hiçbir zaman çekinmeyecektir" AB daha sonra da olabilecek olumsuz gelişmeler hakkında konuşmaktan çekinmeyecektir. Bu aynı zamanda, Yunanistan ve Kıbrıs gibi AB üyesi devletlere yönelik tek taraflı eylemler için de geçerlidir. İlişkinin gelecekte daha da iyi olması için hareket etmek istiyoruz, ama önümüzdeki günler ve haftalar bize bu gidişatın nasıl olacağını gösterecektir.
Hukukun üstünlüğüne saygı AB için hayati önem taşır: Kesinlikle açık ve dürüst bir ortaklık istiyoruz. AB ve Türkiye arasındaki ortaklık bizi bir araya getiren şeyi daha da güçlendiriyor, ama bizi birbirimizden ayıran şeye de odaklanmak gerekiyor. Bugün dile getirdiğimiz üzere, temel insan hakları ve hukukun üstünlüğüne saygı AB için hayati önem taşır ve bu bizim ilişkimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye, uluslararası insan haklarına ve standartlarına saygı duymalıdır.
Ekonomik ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz: Ekonomik ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz. AB Türkiye’nin 1 numaralı ithalat ve ihracat ortağı. Ticaretin arttırılması için Gümrük Birliği’nde şu anda yaşanan sorunlara eğileceğiz ve gümrük birliği çerçevesini güncellemeye çalışacağız. Bu benzersiz bir çerçeve başka hiçbir ülke ile böyle bir düzenlememiz yok.
Türkiye'nin taahhütlerini yerine getirmesini bekliyoruz: 2016 tarihli AB- Türkiye mutabakatı halen geçerlidir ve beraberinde olumlu sonuçlar da getirmiştir. Biz Türkiye’nin taahhütlerinin yanında durmasını ve taahhütlerini yerine getirmesini bekliyoruz. Bu düzensiz gidişlerin de önlenmesini kapsıyor. Yunan adalarından Türkiye’ye geri dönüşlerin herhangi bir gecikme olmadan başlamasını içeriyor. Böyle bir şey yapılması göç alanındaki iş birliğinin ile yaradığının da bir göstergesi olacak, iyi niyet göstergesi olacak. Biz mültecileri ve ev sahibi toplulukları desteklemeye devam edeceğiz. 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'ye bu zorlukla başa çıkmasında destek oluyoruz. Yardım eğitim ve sağlık önceliğinde devam edecek ama ileride AB’nin sağladığı mali yardım, mültecilerin kendi geçimlerini sağlayacak biçimde güçlendirilmelerine odaklanmalı."
Michel: AB, ilişki kurmaya hazır
AB Konseyi Başkanı Charles Michel ise şöyle konuştu:
"Erdoğan ile dış politika konularını da değerlendirdik. Tabii ki farklı görüşler var, ancak barış ve istikrarla ilgili yeni bazı fırsatların, özellikle, Libya’da ortaya çıkmasını ümit ediyoruz. AB’nin iş birliğine dayanan ve karşılıklı çıkarlara dayanan ilişkiyi kurmaya hazır olduğunu ifade etmek istiyoruz. Aynı zamanda, AB ve AB üyesi devletlerin çıkarlarını korumaya devam edeceğiz. Biz bu konuda elimizi uzatıyoruz. Türkiye’nin de bu fırsatı önemli ve sürdürebilir bir biçimde görmesini bekliyoruz. AB görüşmelere başlamaya hazır. Haziran ayında gerçekleşecek zirve toplantısında bu konudaki gelişmeleri ele alacak."