Dünya Ekonomik Forumu'nun 2019 raporunda, küresel ölçekte en büyük riskin su kıtlığı olduğunun belirten Altınbaş Üniversitesi Enerji ve Çevre Araştırmaları Merkezi'nden Esra Kaliber, "Bilim insanlarının çalışmalarına göre dünyayı kaplayan 1.4 milyar kilometreküp suyun yalnızca 200 bin kilometreküpü yani 1/5'inden azı insanların kullanımına uygun.
Bu miktarın sadece yüzde 0.014'ü temiz ve kolaylıkla ulaşılabilir durumda. Yer üstü (nehirler, göller gibi) sularının ve yeraltı sularının halihazırda 5 trilyon metreküpünü kullanıyoruz.
"4.2 milyar insan sıhhi koşullardan uzak yaşıyor"
Türkiye'nin ise yıllık 112 milyar metreküp kullanılabilir su potansiyeli olduğu tahmin ediliyor. Dünya çapında 2.2 milyar insanın içme suyuna sürekli erişiminin bulunmadığını, 3 milyar insan evinde elini yıkamak için alt yapıya sahip değil. 4.2 milyar insan su olmaması gibi nedenlerle sıhhi koşullardan uzak yaşıyor. Mevcut durumun daha da kötüleşeceği öngörüldüğünden Küresel Su Enstitüsü'nün tahminine göre 2030'a dek 700 milyon insanın su kıtlığı nedeniyle göç etmesi bekleniyor" ifadelerini kullandı.
"Su ayak izimiz 3 bin 800 litre"
Su kaynakları bu kadar değerliyken bireysel olarak her insanın yapabileceği önemli tutum ve davranışlar olduğunu vurgulayan Esra Kaliber, sözlerine şöyle devam etti:
"Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bir insanın yaşamını sürdürmesi için içme suyu olarak ve kişisel temizlik için günde toplam 50 litre suya ihtiyacı var. Elbette bundan çok daha fazlasını kullanıyoruz. Üstelik tüketimimizde en büyük kalemi oluşturan dolaylı su tüketimini doğrudan tüketime ekleyince dünyada günlük su tüketim ortalaması 3 bin 800 litreyi buluyor. Bu rakam, su ayak izi olarak adlandırılıyor" şeklinde konuştu.
"Elektrik üretimi ve petrol için de su tüketmek gerekiyor"
Birey olarak su ayak izini küçültmenin büyük bir gereklilik olduğunu belirten Kaliber, Su ayak izini küçültmek için yapılabilecekleri şöyle sıraladı:
"Su sızdıran tesisatları onarmak, su tasarrufu sağlayan tesisat ve aparatlar kullanmak, daha kısa süre duş almak, su tüketen makinelerimizi verimli kullanmak, arabamızı sık sık yıkamamak gibi doğrudan su tüketimimizi azaltacak önlemler sayılabilir. Ancak daha büyük bir kalem olan dolaylı tüketimi azaltmak için genel tüketimimizi azaltmamız gerekiyor. Üretim, işleme, nakliye gibi süreçler hesaba katıldığında bir dilim ekmek için ortalama 40 litre su, bir tavuk için 4 bin litre, bir biftek için 7 bin litre, bir fincan kahve için 128 litre, bir plastik şişe için 7.5 litre, bir hamburger için 2 bin 400 litre, bir tişört için 2 bin 700 litre, bir kot pantolon için 7 bin 600 litre su harcanıyor. Elektrik üretmek ve petrolü işlemek için de su tüketmek gerekiyor"
"Yarın değil, hemen bugün"
Tüm bu veriler ışığında su ayak izini küçültmek için tüketim alışkanlıklarını değiştirmek gerektiğine vurgu yapan Esra Kaliber "İhtiyacımızdan fazlasını satın almamamız, gıda israfına son vermemiz, enerji tasarrufu yapmamız ve internette çeşitli yerlerde bulunan su ayak izi hesaplama araçlarıyla tüketimimizi hesaplayarak fazla çıkan maddeleri gözden geçirmemiz gerekiyor. Yarın değil, hemen bugünden başlayarak" ifadelerini kullandı.
DHA