62 yıllık Buca Cezaevi Adalet Bakanlığı kararıyla 17 Mayıs 2021’de kapatılmasının ardından geçen yaklaşık 1 yıllık süre zarfında alanın nasıl değerlendirileceği tartışmalara konu olmuştu. 4 Mart günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü'nde yapılan yıkım ihalesini, 16 milyon 420 bin TL teklifle üstlenilen yıkım işi 5 Mart günü başladı.
Tunç Soyer ne istemişti?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yıkım çalışmaları başlayan Buca Cezaevi arazisinin yeşil alan olarak kente kazandırılması yönündeki çağrısının ardından kentin sivil toplum örgütleri de harekete geçti. 50’ye yakın kuruluştan oluşan Buca Cezaevi Özgürleşirken Platformu, basın açıklaması yaparak cezaevi arazisini yapılaşmaya açmanın kent suçu olacağını dile getirdi.
Olası bir depremde yıkılma riski olan cezaevi ilçenin trafiğini de olumsuz etkiliyordu. Bina yoğunluğunun fazla, park ve bahçelerin ise sınırlı olduğu ilçede Buca halkı ile alanın nasıl değerlendirilmesini istedikleri hakkında fikirlerini sorduk.
Buca’nın nefes alacak bir alana ihtiyacı olduğuna vurgu yapan Emel Baykal, “Buca’nın yeşil alana ihtiyacı var. Başkanımız Tunç Soyer’de bu doğrultuda çalışmaları var bunu istiyor. Bizde destekliyoruz” şeklinde konuştu.
'Buca’nın nefes almaya ihtiyacı var'
Alanın AVM olarak değerlendirilme ihtimalinin bile günümüz ekonomisinde kötü bir fikir olduğunun altını çizen Uluhan Altaş, “Park ve depremde toplanma alanı olabilir. Buca’nın yeşil alana ihtiyacı var. Beton yığını olmamalı. AVM ya da beton yığınına dönüştürülmesi hiç hoş değil. Bütün ümidimiz yeşil alan olması. Saçmalık izin alınmadan hiçbir şey yapılmamalı ama yasa tanımayan bir iktidar var” dedi.
Buca’da yeşil alan olarak sadece Hasanağa Parkı’nın olduğunu söyleyen üniversite öğrencisi Ayberk Saçıntı, “Çocuklar ve gençler için yatırım olmalı. Top sahası, basketbol sahası olsun. Spor aktiviteleri yapılabileceği bir alan olsun. İzmir’de çokça AVM zaten var” ifadelerini kullandı.
Alanın kültür merkezi olarak değerlendirilmesini isteyen ve Buca’da ikamet eden Nevin ise, “Kültür merkezi olmasını istiyorum. Sinema, tiyatro, konferans salonları olsun. Çünkü burada sinemaya gidebilecek bir yerimiz yok. Halka yararlı bir şeyler olmasını istiyorum. Tabii ki daha sağlıklı bir şekilde yapılabilirdi. Asbest dumanları geliyormuş. Kötü bir şey tabii sağlığımız için çok önemli. Daha dikkatli olunabilirdi. İnsanlar hiç mutlu değil bir de bu pis şeyi solumak hiç doğru değil” dedi.
‘Önünden her geçtiğimde geçmişi anımsıyorum’
12 Eylül döneminde daha 17 yaşında iken tutuklanan ve cezaevi hayatının büyük bir kısmını Buca Cezaevi’nde geçiren eski siyasi tutuklu Adnan Çobanoğlu ise şu şekilde konuştu:
“Koğuş için aylık duvar gazetesi çıkartırdık, duygularımızı anlatan ve biz daha o zamanlardan cezaevinin bir kültür merkezi olmasının hayallerini kuruyorduk. Önünden her geçtiğimde bana geçmiş yılları anımsatıyor. İleride Buca Cezaevi’nin tarihini anlatan bir kültür merkezi alan içerisine yapılabilir. Çünkü orada bu ülkenin çok önemli insanlar, devrimcileri yattı, asıldı, idam cezası aldı. Bu anlamda önemli bir tarihi var. Bu ülke demokrasisi için önemli bir tarihi içeriyor. Tabi ki başta yeşil alan olarak değerlendirilmesini ve açık hava müzesiyle beraber kültür merkezi haline getirilmesini isterim.”