300 ilkokul öğrencisi camiye götürüldü

Çekmeköy İlçe Müftülüğü’nce düzenlenen, “Yedi Yaşındayım, Namaza Başlıyorum” programı kapsamında 300 ilkokul öğrencisi, velileri ile öğle namazı için camiye götürüldü.

Pedagogların, “Küçük yaştaki çocuğa verilen dini eğitim, çocukta geri dönülemez zarara yol açar” uyarısını yok sayan yeni bir uygulamaya daha imza atıldı. Çekmeköy İlçe Müftülüğü Gençlik Koordinatörlüğü’nün organize ettiği, “Yedi Yaşındayım, Namaza Başlıyorum” programı ile yüzlerce çocuk camiye taşındı.

İstanbul Fatih Sultan Mehmet Camii’nde düzenlenen etkinliğe 300 ilkokul öğrencisinin yanı sıra 500 de veli katıldı. Sabahın erken saatlerinde başlayan etkinliğin amacı, “Çocukları namaz kılmaya teşvik etmek” şeklinde açıklandı.

Programa katılan çocuklara, üzerinde, “Gözümün Nuru Namaz” yazılı tişört ile tesbih hediye edilmesi dikkati çekti. Tişört ve tesbihin yanı sıra kız çocuklara başörtüsü, erkek çocuklara ise takke dağıtıldı. Türkiye Diyanet Vakfı’nın hazırladığı, “Abdest ve Namaz Boyama Kitabı” da öğrencilere verildi.

Çocuklar somut olarak düşünür

BirGün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre; Uzman Psikolog Özge Şahin, çocukların fiziksel, sosyal ve duygusal olduğu kadar bilişsel olarak da yetişkinlerden farklı olduğunun altını çizerek, “Bilişsel gelişim olarak baktığımızda çocukların ortalama olarak 12 yaşından sonra soyut kavramları anlamaya ve içselleştirmeye başladıkları bilinmektedir. Din, ahlak gibi kavramlar soyut kavramlardır; tam da bu nedenle soyut kavramlarla ilgili eğitimlere en erken 12 yaşında başlanmalıdır” dedi. Şahin, 7-12 yaş arasındaki çocukların somut olarak düşündüğünü belirterek, “Örneğin, deyimlerle ilgili resim yapmaları istendiğinde soyut anlamı kavrayamamakta ve somut olarak ne deniyorsa onunla ilgili çizimler yapmaktadırlar. (Etekleri zil çalmak: eteğin altına ziller konulması; tası tarağı toplamak: bir tas ve tarak resminin arasına ‘+’ işaretinin konması gibi)” ifadelerini kullandı.

Gelişim basamakları dikkate alınmalı

Din eğitiminde yalnızca bir dinin anlatılmaması ve aile ile okulda korkuya dayanan bir din eğitimi olmaması gerektiğini ifade eden Şahin, şunları söyledi:

“Korkutmaların olduğu eğitimlerden sonra çocuklarda kaygı oluştuğunu, davranışlarında yaşlarına göre gerileme olduğunu hatta kendine zarar verme davranışlarının meydana geldiğini görüyoruz. ‘Regl olmadan önce işlenen günahlar sayılmaz’ sözünü duyan bir çocuk, günah işlememek için intihar girişiminde bulunup, kendine zarar verebilir ya da hayatını kaybedebilir. Tüm bunların olmaması için verilen tüm eğitimlerde çocuğun gelişim basamakları dikkate alınmalıdır ve verilen eğitimler herhangi bir hak ihlaline zemin hazırlamamalıdır.”

 

Türkiye Haberleri