'İlkbaharın habercisi' göçmen kuşların Afrika ve güneydeki ülkelerden kuzeye göç dalgası sürüyor. Türkiye'deki kuş gözlemcileri de bu türleri fotoğraflayabilmek ve kuşların korunması için toplumsal bilinç oluşturulması amacıyla çalışmalar yapıyor, kamplar kuruyor. Birçok kuş gözlemcisi ve doğasever, göç döneminde yaralı kuşlar için yardıma koşarken, yaralanmaları ve ölümlerindeki en büyük neden de yine insan kaynaklı oluyor.
Tek bacakla binlerce kilometre gelmiş
Afrika ve güney ülkelerden yola çıkıp, Akdeniz'i aştıktan sonra yorgun düşen birçok göçmen kuş türünün ilk durağı ve dinleme noktası Antalya'da, son birkaç günde 3 üzücü olayla karşılaşıldı. Türkiye'de 80'e yakın kuş gözlemcisinin hafta sonu Manavgat ilçesi Denizkent sahilindeki Kuş Gözlem Kampı'nda kuş gözlemcisi Tamer Yılmaz, tek bacağını kaybeden ve bu halde binlerce kilometre yol katedip, Türkiye'ye ulaşan kara karınlı kumkuşunu görüntüledi.
'Çoğu insan kaynaklı'
Kara karınlı kumkuşunu deniz kenarında görüntüleyen Tamer Yılmaz, "Bir bacağı maalesef yoktu, yeni olmadığını düşünüyorum çünkü herhangi bir kan veya taze yara görüntüsü olmadığı gibi yeni haline bir nebze de olsa alışmış görünüyordu. Muhtemelen insanların bıraktığı tel, misina, ağ gibi atıklara takılıp, bir süre sonra ayağını kaybetmiş olabilir. Bu yaygın tür, kışı Akdeniz ülkelerinde, Arap Yarımadası ve Hindistan'da geçirip üreme için Avrupa ve Sibirya'ya göç ediyor" dedi.
Kuşun her koşulda verdiği yaşam savaşının insanlar için de örnek alınması gerektiğini anlatan Yılmaz, "Bu görüntülere baktığımızda bilinçsizce çevreye verdiğimiz zararların aslında başka canlıların hayatını ne kadar zorlaştırdığını düşünmeli ve ona göre davranmalıyız çünkü yaban hayvanları, doğada çoğunluğu insan kaynaklı birçok olumsuzluğa maruz kalıyor. Kuşlar özellikle göç yollarında, beslenme ve üreme alanlarında her geçen gün daha zorlu koşullarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Sulak alanların kirletilmesi, kurutulması, çevresel atıklar bunların başlıca sebepleri" diye konuştu.
Saz delicesi zehirlenmiş
Üzüntü veren ikinci olayda ise kuş gözlemcileri, çalılıklar arasında bitkin saz delicesini buldu. Veteriner hekim de olan kuş gözlemcisi Gökçe Coşkun, kuşun zehirlendiğini belirledi. Yırtıcı ve yerleşik tür olan saz delicesinin fiziksel hasarının olmadığını anlatan Coşkun, "Ağız içinde solgunluk ve pis koku geldiği için zehirlenmesinden şüphelendik. Kursağının boş olması nedeniyle un kurduyla besleyip, antibiyotik yaptım sonrasında Tamer bey, DKMP ekiplerine haber verdi. Ekipler, kamp alanından kuşu aldı ve rehabilitasyon merkezinde tedavisi yapılıyor. Şu anda kendine gelmiş durumda. Bir-iki gün bakımı yapılıp, tekrar doğaya salınacak. Yırtıcı bir tür. Zehirlenmiş fare veya kuş ya da tarım ilacına bulaşmış bir leşi yemiş olabilir dolayısıyla insan kaynaklı bir sebep olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.
İbibik tüfekle vurulmuş
Yine Manavgat'ta tüfekle vurulmuş ibibik ise yaralı bulundu. Gökçe Coşkun, kuşu bulan Musa Sağlam'ın kendisiyle irtibata geçtiğini belirterek, "Tüfekle ateş edilmiş ve vücuduna saçma isabet ederek, yaralanmış. DKMP ekipleriyle irtibat kurarak, tedaviye alınması sağlandı. İlkbaharın gelişiyle ibibikleri dört gözle bekledik. Onları görüp, izlemekten mutlu olmayacak ve üstüne silahla vuracak saf kötülük barındıran insanların olması beni kahrediyor. Ayrıca ibibik, Kur'an-ı Kerim'de de geçiyor ve kendisine kuş dilinin öğretildiği ifade edilen Süleyman peygambere, Saba Melikesi Belkıs hakkında haber getiren ve Süleyman'ın irşat mektubunu Belkıs'a ulaştıran kuş olarak anılmaktadır. Peygamber efendimizin de ayrıca bu kuşun öldürülmesini yasakladığı biliniyor" diye konuştu.
Görülmemiş felaket: Kuş gribi alarmı
Ulaş Gölü'nde su seviyesi yükseldi