Zonguldak’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait olan 25 rödovans sahasında çalışan yaklaşık 3 bin madenci, bölgedeki sanayi kuruluşlarının ithal kömür tercih etmesi nedeniyle işsiz kalma korkusu yaşıyor. TTK’nın kiracısı konumundaki işletmeciler ise kömür ocaklarını kapatmamak için birkaç ay daha güçlerinin kaldığını belirterek bir an önce çözüm bulunmasını istedi.
'Yerli üreticiyi durma seviyesine getirmiştir'
TTK’ya ait Gelik rödovans sahasını işleten Akkurt Madencilik’in yönetim kurulu başkanı Alaattin Kurnaz, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımız ‘yerli ve milli’ diyor. Maalesef biz de yılbaşından sonra, EPDK kararından sonra, biliyorsunuz hem pandemi hem savaşlardan sonra gelen maliyetlerle ilgili burada rödovanslı işletmeciler olarak bayağı sıkıntıya düştük. Bunun yanında EPDK, aldığı kararla ithal kömüre 3 bin 250, bizim kömüre de 2 bin 50 teşvik vererek yerli üreticiyi durma seviyesine getirmiştir. Bizim amacımız, ithal kömüre değil de burada yerli kömüre teşvik verilmesi. Burada yaklaşık, benim firmamda, Akkurt Madencilik’te 250 kişi çalışmaktadır. Havzada da 25 tane rödovansçı arkadaşlarımız var. Bunlarda da yaklaşık çalışan işçi sayısı 2 bin 800 ila 3 bindir.
'15 milyon ton yurt dışından kömür alıyorlar'
Burada şunu söylemek istiyorum. Biz, burada yoktan var eden firmalarız. Burada Türkiye Taşkömürü, 1951’de benim ocağımı açmış, 1970’e kadar üretim yapmış, tamamen çekilmiş. İyi damarları almış. Katma değeri, ekonomik değeri olmayan damarlarla biz burada üretim yapıyoruz. Katma değer sağlıyoruz burada. İşçilere, emekçilere istihdam sağlıyoruz. Burada bilindiği gibi dev sanayi kuruluşları var; KARDEMİR, ERDEMİR, Eren Enerji, ÇATES. Bunların yılda tüketimi yaklaşık 15 milyon ton. Yurt dışından kömür alıyorlar, maalesef bizden şu anda bir ton kömür almıyorlar. Burada enerji santrallerinin dedikleri şu, bilhassa Eren Enerji’nin dediği şu; 'Ben tamamen ithal kömürden teşvik alıyorum'. ÇATES’in de dediği bu; 'Sizden bu şartlarda kömür alamayız'. Şimdi ben de size soruyorum; 2022’de gelen maliyetler bize, yüzde 100’ün üzerine çıkmış. İşçilik, SSK maliyetleri artı yan ürünler dediğimiz direkti, çelikti yüzde 300’ü bulan maliyetlerimiz var. Enerji santrallerine gittiğimizde bize şunu diyorlar, bilhassa ÇATES şunu dedi; 'Biz, 2022 yılında size biz zam yapamayız, 2022 şartlarında veriyorsanız biz sizlerden kömür alırız’.
'Buralar kapandığı zaman ekonomik olarak sıkıntı olacak'
Şimdi, Zonguldak’ın varoluşu tamamen kömür. Şimdi, buradaki hepsi dışarıya bağımlı olmuş. Buradaki diyor ki ‘Sen işletmeni kapat. Burada da 2 bin 800-3 bin kişi var, bunlar da işsiz kalsın.’ Bunları düşündüğünüz zaman, 10 bin kişiye, ailesi ile beraber burada biz ekmek veriyoruz. Yarın buralar kapandığı zaman, Zonguldak havzası tamamen kömür ile var olmuş, yarın burada ekonomik olarak bir sosyal bir sıkıntı olacak. Onun için buradan ben, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanıma seslenmek istiyorum. Biz, burada sayın bakanımıza, bakan yardımcısına, buradaki milletvekillerine, il başkanına, sivil toplum örgütlerine… Hepsi konuyu iyi biliyor. Maalesef buradaki siyasi iktidar bu işe sağır yatıyor. Bakanlarımızın, hemen acil planı yapıp bu ithal kömüre değil, mutlaka yerli kömüre teşvik vermesi lazım. Zonguldak kömür madenciliği, zor bir madencilik. Bizim burası Soma gibi değil. Linyit ve Soma gruplarından bizi ayrı tutmaları lazım. Tamamen taş kömürüne bir yasa çıkarmaları lazım, acil buraya bir düzenleme yapıp. Yoksa bu yasa çıkmazsa bu konu her yıl gelecek. Bugün bir işçinin maliyeti bana 30 bin lira ise seneye 50 bin lira olacak. Biz, bu şartlarda ile aynı değerde kömürü satamayız, bizim yaşama şansımız yok. Her seferinde bizim Cumhurbaşkanımız ‘Yerli milli’ diyor. Maalesef buradaki büyük sanayiler, tamamen ithale dönmüş durumda. Buradaki milletvekillerimiz de maalesef bu işe sağır bakıyor, geçiştiriyorlar işi. İşi biliyorlar ama maalesef bazı kurumlar da arka bahçeleri olmuş, bunlar artık yani oralardan bir şeyler elde ediyorlar ki bu kadar yerli üreticinin yanında olmuyorlar."
'Yerli üretime geçilse belki işsizlik oranı daha da düşecek'
Maden işçisi Savaş Demirtaş ise şunları söyledi:
"2006’dan beri Akkurt Madencilik’teyim, emekli oldum. Şu an artan maliyetler ve bu rödovans olayı ile ilgili artışlar yüzünden ileriyi göremiyoruz. Ocakta çalışan aşağı yukarı 250 arkadaşımız var. Tamam, ben emekli oldum ama bir de onları düşünmek lazım. Bir kişi, aşağı yukarı 4 kişi demek. Burada aşağı yukarı bin kişi demek, çünkü aileleri falan. İthal kömür yerine yerli üretime geçilse belki işsizlik oranı daha da düşecek, belki de hepimiz rahat edeceğiz ama şu an şu şartlarda ilerimizi göremiyoruz. Zaten dışa bağımlı olmak yerine yerli üretim bence daha iyi. ‘İstihdamı artıralım’ diyorlar, istihdamı artıracaksak eğer ocaklar mesela kapanmasın ya da karşı karşıya kalmasın. Çünkü yerin altına girdiği zaman yerüstü ile bağlantını kopuyor, artı kelle koltukta, Allah’a emanet. Mesela evden çıkarken 'Allah’a ısmarladık, kendinize iyi bakın' diyoruz."
'Bu kafada soru işaretleri yaratan bir durum'
Maden mühendisi Uğur Akkurt da şöyle konuştu:
"İthal kömüre getirilen bir kota yok şu anda. Santrallere verilen bir teşvik var ama yerli kömür alırsa daha az, ithal kömür alırsa daha fazla. Bu kafada soru işaretleri yaratan bir durum. Bize bu konuda devletin de yardımcı olması lazım. ‘Yerli kömür üretilirse teşvik vereyim.’ Santrallere destek vermesi lazım, bunlar enerji üretiyor sonuçta. Enerjiyi dışardan almaktansa kendimiz üretmemiz daha az maliyetli olur. İthal kömüre belli kısıtlamalar gelirse, bizim bu konuda önümüzü açarlarsa yer altı kömür madenciliğinin de önü açılır."