"2050 yılında denizlerde balıklardan çok mikroplastik olacak"
İzmir'de konuyla ilgili çalışmalar yapan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Başaran, denizlerde ve okyanuslarda giderek artan mikroplastik tehlikesine dikkat çekerek, "Plastik son yıllarda çok fazla tüketilmeye başladı. Plastik bizim hayatımızı kolaylaştırıyor fakat çok büyük artış gösterdi.
Denizlerimizin kıyılarında araştırmalar yaptığımızda, denizel çöp dediğimiz birçok katı materyaller görmeye başladık. Küresel ölçekte de Güney Pasifik Adaları'nda çöp dağları oluşturuyor. Bunların yüzde 80'i insan aktiviteleri sonucu oluşuyor. Denizel çöplerin içinde cam, tahta ve alüminyum materyaller var. Bunlar zaman içinde yüzen katı atık durumuna geliyor. Uzun süreçler boyunca, dalgalar, rüzgarlar ve sıcaklıkla birlikte bu çöpler daha küçük parçalara ayrılıyor.
Makro plastik dediğimiz çöplerin hepsi kısa süreçte mikro partiküllere parçalanmıyor. Bir kısmı yüzer durumda. Deniz canlıların ölümlerine yola açabiliyor. Deniz canlıları bunları besin olarak tüketiyor. Bu parçalar canlıların midesinde hacim kaplıyor, bu nedenle o canlı doyduğunu sanıyor. Besin yetersizliği nedeniyle ölüyor.
Özellikle balinaların, deniz kaplumbağalarının, deniz kuşlarının midelerini açtıklarında çok farklı materyaller bulunuyor. Deniz kaplumbağası parçalanmamış bir poşeti bir deniz anası sanarak tüketiyor. Plastiklerin azaltılması konusunda birçok çalışmanın yapılması gerekiyor. Dünyada yılda 8.8 milyon ton plastik atık denizlere ulaşıyor.
Plastik atıklar, 5 milimetrenin altındaki bir boyuta ulaştığında mikroplastik oluyor. Mikroplastik atıklar planktonlardan su kuşlarına kadar ulaşan bir besin zincirinde yol alıyorlar. Mikroplastikler deniz ve okyanuslarda büyük boyutlara ulaşıyor. Modellemelere göre, 2050 yılında denizde balıklardan çok mikroplastiklerin oluşacağı iddia ediliyor" şeklinde konuştu.
'Denizlere atılan maske ve eldivenlerin etkisi büyük'
Son dönemde virüsten korunmak adına kullanılan eldiven ve maskelerin de deniz kirliliği yarattığını anlatan Başaran, "Bu atıkların en son geleceği nokta denizlerimiz ve okyanuslarımız.
Virüs bulaşmış olan, kullanılmış eldiven ve maskelerin, denizdeki canlı organizmalara çok büyük etkileri olabilir. Fakat, çok yeni bir konu olduğu için bununla ilgili bir araştırma yok. Fakat çok önemli bir konu. Koronavirüs sürecinde atıklar artmamalı, maske ve eldivenleri çöplere atmaya özen göstermeliyiz" dedi.
'Önlemler artırılabilir'
Balıkların midesine giren mikroplastiklerin içindeki maddelerden bahseden Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Aksu da, "Projenin amacı İzmir Körfezi'nde mikroplastik kirliliği ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapmak. İzmir ekosisteminde bu kirliliğin ne boyutlarda olduğunu araştırıyoruz. Balıklarda ve midyelerde, deniz dibinde ve deniz ortamında örneklemeler yapacağız. Proje sonucunda yetkililere bir veri sunmuş olacağız. Bu konuda halk arasında bir bilinçlenme var.
Önlemler artırılabilir. Derelerden, rekreasyon alanlarından, liman taşımacılık faaliyetlerinden İzmir Körfezi'ne ciddi miktarlarda plastik girişi söz konusu. Mikroplastiklerin içerisinde bulunan zararlı kimyasalları midelerine alan canlıların sindirim sisteminde zorluklar yaşanıyor.
Midyeler süzerek beslendiklerinden önemli miktarda mikroplastiği bünyelerine alıp biriktiriyorlar.
Bunlar o canlıların üremelerine kadar etkiliyor. Mikroplastiklerle birlikte alınan 'bisfenol'a maddesi balıklarda büyümeyi etkiliyor. Daha önce yapılan çalışmalarda saptanmış. Bu bakımdan bu maddelerin balıklar tarafından alınması tehlike teşkil ediyor" diye konuştu.
Çuvallarla çöp toplandı
Öte yandan yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan çevre ve deniz kirliliğine dikkat çekmek amacıyla geçen hafta düzenlenen etkinlikte Rotary Dalış Hobi Grubu üyesi dalgıçlar Çeşme'de denizden çuvallarla çöp topladı.
Denizin dibinden çıkan teneke kutular, cam şişeler, tekne parçaları, naylon ve plastik poşetler gün boyu deniz kirliliğine dikkat çekmek amacıyla Çeşme Balıkçı Barınağı bölgesinde sergilendi.