Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 4 doktor ile avukatları katıldı. Başka davadan tutuklu olan bir sanık da duruşmaya SEGBİS ile bağlandı.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen N.A, olay tarihinde Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde polis memuru olarak görev yaptığını belirterek, kendilerine bildirilen küçük yaştaki gebeleri deftere kaydedip, onların ikamet ettikleri kolluk birimlerine telefonla bildirim yaptıklarını anlattı.
Tanık N.A, genelde de yaşı küçük olduğu için bu kişileri çocuk büroya bildirdiklerini ifade ederek, yaşı küçüklerin kendilerine bizzat teslim edilmediğini, doktorların tuttukları kayıtlar üzerinden bildirim yaptıklarını söyledi.
Son savunması sorulan tutuksuz sanık M.T.K, bir hastanın tanısı yanlış girildiği için hakkında dava açıldığını, bu kişinin de gebe olmadığının anlaşıldığını belirtti.
Bir diğer tutuksuz sanık Ö.A, 31 yıllık hekim olduğunu, Türkiye'nin her yerinde çalıştığını dile getirerek, küçük yaşta gebelik yaşanan hastalarını bildirimini yaptığını söyledi.
Tutuksuz sanık E.V.K, kalbinin çok rahat olduğunu, hastaları ilgili yerlere bildirdiğini aktardı.
Bir diğer tutuksuz sanık Ü.H, olayın sistemsel bir problemden kaynaklandığını, hastaların hepsini bildirdiğini ifade etti. Sanık H.E.A, iddiaya konu hastayı asistanının muayene ettiğini belirterek, asistanı tarafından kendisine danışılmadığına dair not düşürüldüğünü, bu yüzden üzerine atılı suçla alakasının olmadığını kaydetti.
Sanıkların avukatlarından Mustafa Tırtır, hastanede sistemsel bir hatanın olduğunu, ortada herhangi bir suçun bulunmadığını belirterek, Suriye uyruklu kişilerin kayıtlarının sağlıklı bir şekilde tutulmadığından gerçek yaşlarının sistemde yazıldığı gibi olmadığını söyledi.
Son sözleri sorulan sanıklar, beraatlerini istedi.
Mahkeme, sanıklar E.V.K, H.E.A, İ.B, M.T.K, O.Y, Ö.A, Ş.Y.A, N.A. ve Y.C'nin "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçunu işlemedikleri sabit olduğundan beraat kararı verdi.
Sanıklar, C.İ, E.U, G.A, I.Ş.Y, İ.A.K, M.E.Ö, N.K, Ö.A. ve U.H'nin de "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’’ suçunu işledikleri ve kasıtlarının bulunduğu sabit olmadığından beraatlerine hükmetti.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, çoğunluğu Suriye uyruklu küçük çocukların gebe olduğu halde adli makamlara bildirilmediği ihbarında bulunulduğu belirtilmişti.
Hazırlanan denetim kurulu raporunda gebelik teşhisi konulan hasta sayısının 288'i Suriyeli olmak üzere 348 kişi olduğuna vurgu yapılan iddianamede, bu kişilerle ilgili bildirim formu düzenlenmediği kaydedilmişti.
Hastaneye başvuran söz konusu kişilerden hiçbirinin cebir ve tehditle hamile kaldığına yönelik bir iddia ve delil olmadığı için yaş durumlarına göre suçların belirlenmesi ve ona göre de sorumluların yükümlülüğünün tespitinin gerektiği değerlendirilmesinde bulunulan iddianamede, hastaneye 15 yaş altı hamile başvurusunun 51 olduğu, ancak bunlardan 17'sinin bildiriminin yapıldığı, 34'ünün bildirilmediği aktarılmıştı.
İddianamede, bu 34 çocuğun çoğunun poliklinik kayıt sisteminde olup kadın doğum kliniğinde kayıtları bulunmadığı dile getirilen iddianamede, 34 çocuğu muayene edip hamile oldukları belirleyen ve bildirimleri yapmayan 18 doktorun sorumluluğunun bulunduğu belirtilmişti.
Olayla ilgili soruşturma izni verilen 18 doktorun "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan 6 aydan 3 yıl altışar aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Çocukları muayene etmeyen, onlarla doğrudan herhangi bir bağlantısı bulunmayan hastanenin başhekimi A.Y.M. hakkında da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişti.
AA