İstanbul Beyoğlu’nda 2 Haziran 2010 tarihinde gözaltına alındıktan sonra çıplak arama ve işkenceye maruz kalan Onur Yaser Can’ın intihar ederek hayatına son vermesi olayıyla ilgili davada önemli bir gelişme yaşandı. Mahkeme, 14 yıl süren hukuki süreç sonucunda emniyet görevlilerinin işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçlarından yargılanmalarının yolunu açtı.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Haziran 2023 tarihinde sanık polis amiri H.A. ve polis memurları M.O., O.Ü., ve Y.B.’yi resmi belgeyi bozmak ve yok etmek suçlarından cezalandırmıştı. Ancak, mahkeme sanıkların işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçlarından da yargılanmalarını değerlendirmemiş ve dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti.
Danıştay 2. Dairesi, 27 Mart 2024 tarihinde verdiği kararda, sanık polislerin Onur Yaser Can’a yönelik işledikleri suçlar bakımından "kendilerini şaibeden uzak tutacak yeterli izlenimin oluşmadığını" belirtmişti. Bu karardan sonra İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, 22 Temmuz 2024 tarihinde 2011 yılında verilen takipsizlik kararını kaldırdı. Bu karar, sanık polislerin işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçlarından yargılanmalarının önünü açtı.
'ADALET MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK'
Onur Yaser Can’a adalet için açılan X (Twitter) hesabında yapılan açıklamada, takipsizlik kararının kaldırılmasının, Onur Yaser Can’ın artık hayatta olmayan anne ve babası Mevlüt Can ve Hatice Can’ın 14 yıllık hukuk mücadelesi sonucunda mümkün olduğu vurgulandı. Açıklamada, bu kararın Türkiye’de insan hakları hukukunun gelişiminde kritik bir dönüm noktası olduğu, işkence ve cezasızlıkla mücadelede emsal teşkil edebileceği ifade edildi.
Açıklamada ayrıca, "Bugün verilen bu karar, Onur Yaser Can’ın işkence, kötü muamele ve cinsel saldırı altında sorgulanması, ifade tutanaklarının tehditle değiştirilmesi ve sonrasında sürekli takip ve taciz edilerek intihara sürüklenmesi fiillerini işleyen emniyet görevlilerinin yargılanmalarının yolunu açmaktadır. Bu karar, adaletin gecikmeden sağlanması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur" ifadeleri kullanıldı.
Can ailesi ve avukatlarının 14 yılı aşkın süredir sürdürdükleri hukuk mücadelesinin devam edeceği, sürecin takip edileceği ve kamuoyunun bilgilendirileceği belirtildi.