İstanbul'un çeşitli ilçelerinde yaşayan 10 kardeşe, 13 yıl önce ölen babaları adına 18 bin 125 liralık elektrik faturası geldi. İcraya verildiklerini öğrendiklerinde büyük şok yaşayan kardeşler, babalarının Tokat'ta çiftçilik yaptığını ve hiç İstanbul'da yaşamadığını öne sürdü.
İstanbul'un çeşitli ilçelerinde oturan 10 kardeşin evlerine gelen icra kağıdına göre 2005'te vefat eden babaları Mustafa Avşar adına 1995'ten itibaren ödenmeyen elektrik faturası borçlarının faiziyle birlikte 18 bin 125 TL'ye ulaştığı yazıyordu. Belgeyi görünce büyük şaşkınlık yaşayan ve ilk başta birisinin kendisini dolandırmaya çalıştığını düşünen Selahattin Avşar belgenin doğruluğunu araştırmaya başladı.
Avşar, elektrik idaresine gittiğinde, babası Mustafa Avşar adına 1976 yılına ait Gaziosmanpaşa'da bir adreste elektrik aboneliği gözüktüğü, ödenmemiş faturalar nedeniyle faiziyle birlikte 18 bin 125 lira borçlu olduklarını ve borcu ödemedikleri taktirde 10 kardeşin evine icra geleceğini öğrendi. Bir hata olduğunu ve babasının İstanbul'da hiç oturmadığını savunan Avşar, diğer kardeşleriyle birlikte önce elektrik şirketine itiraz dilekçesi verdi sonra da adliyeye giderek şikayetçi oldu.
BORÇ FAİZİYLE 18 BİN 125 LİRA OLDU
Selahattin Avşar, babalarının 13 yıl önce vefat ettiğini ve Tokat'ta çiftçilik yaptığını İstanbul'da hiç ikamet etmediğini iddia ederek, "Bir tebligat aldık. İlk baktığımda dolandırıcıların işi diye düşündüm. E-devlet'ten baktığımda gerçek olduğunu öğrendim. Elektrik idaresine gittim dilekçemi yazdım. Böyle bir adreste ve İstanbul'da hiç ikamet etmediğini söyledim. Bütün kardeşler toplandık itiraz dilekçemizi de verdik. 2005'te vefat etti babam. 18 bin 125 lira bir borç çıktı. Kağıtlar elimize ulaştı ulaşalı uyku uyuyamıyoruz" diye konuştu.
'BABAM KÖYDE ÇİFTÇİLİK YAPIYORDU'
Babasının böyle bir aboneliği olmadığını savunan Selahattin Avşar, belgelerde çelişkiler olduğunu öne sürdü. Avşar, "Belgeye göre babam sözde 1976 senesinde elektrik abonesi olmuş. 1995, 1996,1997,1998, 2002, 2003 yıllarında borcunu ödemedi diye gözüküyor. Bu bina 1988 yılında başkası tarafından satın alınıyor. 1999 yılında ise bina yıkılıp yenisi yapılıyor. Zaten yeni yapılan bir binanın 2002 ve 2003'te borcu gözüküyor, çelişki zaten burada .Babamın bizden habersiz gelme şansı da yok. Babam köyde çiftçilik yapıyordu. Gelse bile çocuklarını görüp dönüyordu. 1976 senesinde zaten abonelik gözüküyorsa zaten İstanbul'da kimsemiz yoktu. Hepimiz köyde yaşıyorduk. Bizim İstanbul'a geliş tarihimiz 1984 en büyük ağabeyim o zaman göçmüş. Gelse de babam zaten 1 haftalığına falan gelip oğullarını ziyaret edip dönüyordu. Ben 1977 doğumluyum bu zamana kadar babamın burada ikamet ettiğini bu zamana kadar duymadım. Bu sokakta oturan akrabamız yok araştırmalarıma göre isim benzerliği de yok. Bu sokağa ilk defa geliyorum" diye konuştu.
Babasının okuması yazması olmadığını ve çok sonradan öğrendiği okuma yazması ile abonelik kağıdında bulunan imza kadar düzgün bir imza atamayacağını anlatan Avşar, bir an önce gerçeğin ortaya çıkmasını bekliyor.