10 Ekim davasında bilgi ve belge talebine 'Mümkün olmamaktadır' yanıtı

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na, davanın firari 16 sanığının nerede olduğunu sordu. Başkanlık mahkemenin bu talebini, “Başkanlığımızdan talep edilen bilgi ve belgelerin adli ve idari bir soruşturmada kullanılacağı değerlendirildiğinden, bilgi ve belge taleplerinin karşılanması mümkün olmamaktadır” gerekçesiyle geri çevirdi.

Terör örgütü IŞİD’in Ankara Tren Garı’nda 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlediği canlı bomba saldırılarına ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada, firari 16 sanığın nerede olduğuna ilişkin bilgi talebine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan yanıt geldi. 10 Ekim katliamının organizatörlerinden, IŞİD’in sınır emirleri İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin de aralarında olduğu 16 sanık hakkında mahkemeye yanıt gönderen İstihbarat Daire Başkanlığı, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na atıfta bulunarak, istihbari bilgilerin adli ve idari soruşturmalarda delil olarak kullanılamayacağını anımsattı. Yazıda, "Başkanlığımızdan talep edilen bilgi ve belgelerin adli ve idari bir soruşturmada kullanılacağı değerlendirildiğinden, söz konusu bilgi ve belge taleplerinin karşılanması mümkün olmamaktadır. Söz konusu talebin TEM Daire Başkanlığı’ndan temin edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir” denildi.

TEM'den yanıt gelmişti

TEM Daire Başkanlığı da davada daha önce mahkemeye firari sanıklara ilişkin bilgi vermişti. Daire Başkan Yardımcısı H.Y. imzalı yazıda, IŞİD’in kırmızı bültenle Türkiye emiri İlhami Balı’nın, Suriye’de YPG kontrolünde ve adı ‘X’ olarak belirtilen esir kampında olduğu belirtilmişti. Gaziantep Terörle Mücadele Müdürü U.T.G. imzalı belgelerde ise davanın firari sanıklardan Mustafa Delibaşlar’ın “SDG” isimli esir kampında, eşi Fadile Delibaşlar’ın ise “Roj” isimli esir kampında kaldığı açıklanmıştı. Firari sanık Cebrail Kaya’nın da Suriye’deki “SDG” adlı esir kampında bulunduğu bilgisi yer almıştı. Davanın firari sanıkları arasında yer alan IŞİD’in Türkiye ve Suriye sınır sorumlusu Deniz Büyükçelebi ile Bayram Yıldız, Kasım Dere, Muhammed Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar’ın Suriye’de çatışma bölgelerine gittiği, ancak bir daha Türkiye’ye dönüş yapmadığı tespit edilmişti.

Firarı sanık Edremit Türe hakkında ise eşi Gülay Türe’nin verdiği bilgi yer almıştı. Gülay Türe, eşinin gelinlerinin yanında, Suriye’de olduğunu bilgisini emniyet ile paylaşmıştı. Firari sanık Kenan Kutval’ın 2014 yılında Suriye’de öldüğü için Gaziantep’te evinin önünde taziye çadırı kurulduğu belirtilmiş, ancak Kuval’ın ölümüne ilişkin teyitli bir bilgi olmadığı bildirilmişti.

Büyükçelebi’nin Şam’da, Balı’nın İdlib’de olduğu bildirilmişti

Öte yandan, IŞİD’in Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde düzenlediği ve 33 kişinin yaşamını yitirdiği canlı bomba saldırıyla ilgili Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren davada, IŞİD’li İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin bulundukları yerlere ilişkin bilgi paylaşılmıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün mahkemeye gönderdiği yazıda şu ifadeler yer almıştı:

“Talep edilen hususlara ilişkin Daire Başkanlığımız kayıtlarında yapılan çalışmalar neticesinde; Deniz Büyükçelebi isimli şahsın 2019 Ağustos ayı itibariyle Suriye'de rejim güçleri tarafından yakalandığı ve Suriye/Şam'da tutuklu olduğu, İlhami Balı isimli şahsın ise Mayıs 2021 yılı itibariyle Suriye/İdlib'e bağlı Harabat Köyü civarında kaldığı şeklinde istihbari mahiyette bilgiler ve her iki şahsında ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan Terör Arananlar Listesi’nde Kırmızı kategoride aranma kayıtlarının bulunduğu tespit edilmiştir"

Türkiye Haberleri