Kastamonu’nun Cide ilçesinde sekiz yıl önce başlatılıp Loç Vadisi sakinlerinin direnişiyle iptal edilen hidroelektrik santrali (HES) projesi yeniden gündemde.
Cide Regülatörü ve HES Projesinin yapılması öngörülen alan, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından belirlenip ilan edilmiş Küre Dağları Milli Parkı’nın tampon alanında yer alıyor.
WWF tarafından Avrupa Ormanları’nın Türkiye’deki 9 'Sıcak Nokta'sından biri kabul edilen Küre Dağları, doğal yapısını günümüze kadar taşıyabilmiş yaşlı ormanları, akarsu ekosistemleri, yaban hayatı ve biyolojik zenginlikleri ile bir doğa harikası.
Bugün ülkemizde işletme halinde ve yapım aşamasında 500’ü aşkın HES var. Planlanan HES sayısı ise 1200’ü buluyor. Bu sayılara bakıldığında, TR'de Su Kullanım Hakkı Anlaşması yapılmayan, doğal yatağında serbestçe akan hiçbir akarsuyun kalmayacağı söylenebilir.
#VadimeDokunma çünkü Milli Park ve benzeri alanlarda koruma altında bulunan bakir akarsular, doğal ekosistemlerin işleyişini ve onun iç dinamiklerini anlamak, bununla ilgili bilimsel çalışmalar yapmak için bir laboratuvar niteliğindedir.
Bugün dünya ülkeleri korunan alanlarını arttırarak ülke yüzeylerinin %20’sine çıkartmak için büyük çaba harcıyor çünkü doğanın korunması geleceğe yönelik en önemli yatırım olarak görülüyor. TR'de ise Küre Dağları Milli Parkı sınırında HES inşa edilmesi planlanıyor.
#VadimeDokunma çünkü Küre Dağları Milli Parkı gibi tüm ‘doğa koruma alanları’, biyolojik çeşitliliği yerinde korumanın ve doğal ekosistemlerin varlığını ve geleceğini güvence altına almanın en etkili araçlarından biri.
#VadimeDokunma çünkü koruma alanları, bulundukları yerde doğal evrimin ve ekolojik süreçlerin devamına ve doğal çevrenin kendi kendine onarmasına olanak sağlar.
Cide HES Projesinin milli park sınırlarının hemen dışına kaydırılması bir mühendislik çözümü gibi görünse de ekoloji bilimi açısından uygun bir çözüm değildir. #VadimeDokunma
Havzanın bütününe bakarsak, Milli Park sınırları içine girip çıkan akarsuyun HES sahasının ötesinde tekrar MP sınırlarına girdiğini görürüz. Milli Park sınırları insan eliyle çizilmiş suni çizgilerdir ve ekolojik dinamikler bu sınırların ötesinde de devam eder.
Milli parkın iki parçası arasındaki ekolojik koridora bir HES projesi sıkıştırıp işletmek, Ayasofya ile Sultanahmet Camii arasında termik santral yapmaktan farklı değildir.