İktidara yakın medyada Fox TV'den ayrılan Fatih Portakal'a yönelik linç kampanyasının amacına ulaştığını belirten Taşgetiren, "Tayyip Erdoğan’ın etrafında yolun sonunda uçurum varsa bile “Reis’in gidişine mani olur” düşüncesiyle onu söylememek Erdoğan’a iyilik midir? İşin demokrasi, düşünce hürriyeti, memleketin sergilediği imaj boyutu bir yana, sırf iktidarın selameti açısından baktığınızda iyi midir farklı ses çıkarılmaz hale gelmesi memleketin?" sorularını yöneltti.
Taşgetiren'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Aklıma şu soru geliyor:
-Acaba FETÖ’nün devletin kılcal damarlarına nüfuz ettiği günlerde, Tayyip Bey’e “Efendim bunlara bu kadar alan açılması sağlıklı değildir. Bunlarla fazla görüşmeseniz. Bunlar bulundukları alanda yanlış şeyler yapıyorlar. Sizin yanınıza rahat girip çıktıkları için bunu sahada kullanıyorlar” türünden bir ikaz geldi mi? Böyle ikazlar karşısında ne dendi? Acaba dikkate alınsa, 15 Temmuz gibi bir facia gerçekleşir miydi? Sonradan “Safmışız, Allah affetsin” demek zorunda kalınmasa daha iyi olmaz mıydı?
Bazen bugün hoşunuza gitmeyen bir uyarı, yarın sizi hayati risklere düşmekten korur.
Bir ülkede muhalefetin varlığı, düşünce çeşitliliği, farklı siyasi yapılar halinde örgütlenebilme imkanı, ülkenin felakete düşmesi için değildir. Muhalefet karşısında yıprandığınızı düşünmek yerine muhalefetin size yenilenme imkanı sağladığını düşünseniz sizin için de sağlıklı olur, memleket için de. Farklı düşünce “sistem körlüğü”ne karşı bir supapdır. Yöneticiler için sağlıklı olan, her gün bütün kamuoyunda dolaşan farklı düşünce ve itirazları derleyip, onların aynasında kendi kendisine bakmaktır.
Gazetelerin yazı işleri masasında her gün “Başkalarında ne var, neyi atlamışız, neyi başkaları farklı görmüş?” ona bakılır. Biz başka yazarları okuruz, kendi durduğumuz noktayı irdeleriz.
Memleket yönetimi de böyle bir interaktifliği gerektirir. Öylesi sağlıklı olur. "
İnsanların bunalıp kenara çekilme duygusuna itilmesi, medyada kendi sesimizin yankısını dinler hale gelmemiz, sağlık alameti değildir. Farklı düşünceyi boğmak, iktidara yönelik sevginin alameti de değildir. Yıllarca içinizde yaşayıp bugün farklı bir düşünceyi seslendiren insanı boğmak da, sizin erdeminiz olamaz.
Tayyip Erdoğan’ın Fatih Portakal’a da ihtiyacı var, Dilipak’a da… Hem de hınk deyicilerden daha fazla. Bilmem buradaki nüansı anlatabiliyor muyum?"
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.