Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında konuştu.
Erdoğan, konuşmasında 1939 yılında Erzincan’da meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremi gündeme getirdi. 33 bin kişinin yaşamını yitirdiği depremi hatırlatan Erdoğan, “Şimdiki CHP Sözcüsü’nün dedesi o zaman İçişleri Bakanı’ydı” dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- İzmir depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.Deprem anından itibaren arama-kurtarma, enkaz kaldırma, hasar tespiti ve sağlık hizmetleri ile barınma-gıda tespitleriyle depremzedelerin tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmıştır.
- 1 ay içinde deprem konutlarının yapımına başlayacağız .Önümüzdeki yıl bitmeden de hak sahiplerine evlerini teslim etmiş olacağız. Yaşanan her felaket bir derstir. Ne yazık ki ana muhalefetin başındaki zat, oraya yaptığı turistik ziyarette, '5 gün oldu, enkaz hâlâ kaldırılmadı' diyor. Eğer enkaz kaldırmada bir yarışın içerisine girilmiş olsaydı, 5. gün enkaz altından o yavru nasıl çıkarılacaktı? Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Kalkıp orada canhıraş her şeyini feda etmeye hazır olan bakan arkadaşlarımız, STK'larımız hakkında ileri geri konuşuyorsun. Kızılay ile ilgili bir şey söylemişti, 'Bir tane Kızılay çadırı görmedim' demişti, Elazığ'da. Burada da Kızılay'a verdiler veriştirler. Kızılay, AFAD orada ve hazırlıklar 4 bine yakın çadırla hazır oldular. Yoğun bir şekilde çadır kuruluşları hepsi yapıldı.
- Büyük Marmara Depremi'nin ardından başlayan mevzuat düzenlemelerini hükümetlerimiz dönemlerinde geliştirerek sürdürdük. Farklı kurumlara dağılmış imkanları bir araya getirerek her depremde ön safta yer alan AFAD'ı biz kurduk. Stokta bin konteyner vardı. Bu konteynerleri İzmir'de kullanıyoruz, kullanacağız. Şu anda İzmir'le ilgili bu malum depremin olduğu bölge sulak bir bölge.
"Hâlâ dönüştürmemiz gereken 6-7 milyon konut bulunuyor."
- Biz şimdi orada Tarım Orman Hayvancılık'a ait bölgeyi 1 milyon 400 bin metrekare, burayı rezerv alan olarak şu anda yapılacak olan konutlara tahsis ettik. Konutları Çevre Şehircilik Bakanlığımız inşaata başlayacak. İstiyoruz ki zemin sorunu olmasın. Tüm oradaki zeminle ilgili etütler yapıldı, adımlarımız buna göre atılıyor. Genişleme noktasında da daha farklı rezerv alanlarını oluşturma gayreti içindeyiz.Hâlâ dönüştürmemiz gereken 6-7 milyon konut bulunuyor. İstanbul başta olmak üzere deprem riskinin yüksek olduğu şehirlerimizde bu süreci hızlandıracağız.Artık depremlerin ve diğer afetlerin ardından hızlı bir müdahale ile vatandaşlarımızın yanında yer alıyoruz. Riskli yapı tespiti yapılan 1 milyon 395 bin birimdeki 5 milyon vatandaşımıza yaklaşık 15.5 milyar liralık destek verdik.
- Hiçbir meblağ insanımızın canından kıymetli değildir. Bu süreci hızlandırmamız gerek. Riskli 1 milyon 395 bin bağımsız birimdeki kentsel dönüşüm için 15,5 milyar liralık destek verdik. Deprem sonrasında devreye girecek afet ve acil durum planlarını sürekli güncelliyoruz.
"Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak"
- Geçtiğimiz salı iktidara gelişimizin 18. yılıydı. 1 milyon fidanı toprakla buluşmayı hedeflemiştik. Tören kısmını iptal ettik. İnşallah önümüzdeki yıllarda 1 milyon yeni üyeyi temsilen 1 milyon fidanı toprakla buluşturmayı sürdüreceğiz. AK Parti Türkiye'nin en fazla üyeye sahip olan partisidir. Madem AK Parti milletin partisidir, öyleyse üye sayımızın da sürekli artması gerekiyor. 1 milyon yeni üye hedefimize ulaşıyoruz. 11 milyon 200 bin sayısını yakalamış bulunuyoruz. Üyelerimiz el ele verseler Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna insan zinciri oluşturabiliriz. 18 yaşını doldurmuş herkesi üye olarak görmek istiyoruz. AK Parti'nin hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz. Bizim için üye sayısı sadece bir skor değildir.
- Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. AK Parti’nin sadece milete yaslanan bir parti olduğunu söylüyoruz. Sırtını millet dışında herhangi bir güce, odağa, yapıya dayayanlar yok olurken AK Parti dimdik duruyor. İnsanlık tarihine büyük yürüyüşler yön vermiştir. Sizlere ve üyelerimize güveniyorum.
"İstanbul çöl gibiydi"
- Bu ülkede yıllarca çevrecilik adına büyümemizi engellemeye yönelik faaliyetler yürütüldü. Pek çok projemize karşı kampanyalar yürütüldü. Bunların gerisine baktığımızda hiçbirinin altında çevre yok. Türkiye’de çevrenin korunmasına en büyük yatırımı biz yaptık. İstanbul çöl gibiydi. Hükûmete geldik ondan sonra da milyarlarca fidan ağaç dikimini biz yaptık. Sessiz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar. Bu teröristler benzin dökerek İskenderun’da bu ormanlarımızı yaktılar. Buralarda ciddi mücadeleler yapıldı ve hâlâ da devam ediyor.
- Çiftçilerimize 2020'nin 11 ayında 17,1 milyar liralık tarımsal destek verdik. Ana muhalefetin başındaki zat, 'Çiftçilerimiz aç' diyor, kulağı var duymuyor. Bazıları gıda sektörünün nasıl işlediğini bilmediği için Türkiye'nin buğday ithal ettiğini söyleyerek kafa karıştırıyor. İhraca yönelik ithal yapıyoruz, anlamaz bu işlerden... Bol bol iftira atsın... Stokçuluk faaliyetlerine elbette göz yumamayız. Bazıları Türkiye'nin tohumda dışarıya bağımlı olduğunu söylüyor. Sor bir ya ama dert başka.
"Teşkilatlarımızda sen-ben olayını bırakalım"
Teşkilatlarımızda sen-ben olayını bırakalım, kanaat önderi arkadaşlarımızı tercih ederek il teşkilatlarımızı oluşturalım; davanın erleri olarak olaya yaklaşalım ve bakışımız da böyle olsun.