Konfederasyonun, emekçilerin üretim ekonomisine ihtiyacı olduğunu vurguladığı açıklaması şöyle:
Ülkemizin siyasi, ekonomik ve toplumsal manzarası içler açısıdır. İktidar son zamanlarda baro ve odalar ile siyasi partilerin yasalarının değiştirilmesinin, Çarşı ve Mahalle Bekçilerine yeni yetkiler ve patronlara yeni ekonomi paketleri vermenin ve gazeteciler üzerinde baskı koşullarını oluşturmuştur.
AKP iktidarı yurttaşları ve demokratik kitle örgütlerini baskı altına alarak kendi anlayışlarına göre yönlendirmek ve toplumsal muhalefeti şekillendirmektedir.
AKP iktidarı yurttaşların sorunlarına çözüm üretmek yerine daha fazla borçlandırma ve kemer sıkma politikaları uygulamaktadır. Emekçilerin, dar gelirlilerin ve işçilerin geçim zorluğu sürmektedir. İktidar, ülkeyi yönetememekte ve ekonomik kriz her kesimi derinden etkilemektedir.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Yeni İstihdam Kalkanı” paketinin ayrıntılarına bakıldığında emekçilere kemer sıkma patronlara teşviklerle dolu görünmektedir. İktidarın, yurttaşlara müjde olarak sunduğu “kamu bankalarının konut, taşıt, tatil ve sosyal hayat” için verecekleri yeni borçlar bulunmaktadır.
Ülke tarihinin en büyük işsizlik dalgasını yaşanmakta ve hayat pahalılığı yaşanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Millet bahçelerinin açılışlarına ve kredi reklamlarına emekçiler inanmamaktadır. İktidar, emekçilere gelir güvencesi yerine yeni borçlar vaat etmektedir. Kredi olarak sunulan her paketin yeni borçlar olduğu gerçektir. Yurttaşların yeni borçlara değil iş ve gelir güvencesine ihtiyacı bulunmaktadır.
Emekçiler bir taraftan salgın nedeniyle yaşam mücadelesi vermekte diğer taraftan enflasyon ve işsizlik sarmalında çırpınmaktadır.
İktidar, tüm olumsuzlukların üzerini kapatmak için topluma korku salmakta ve baskı koşullarını oluşturmaktadır. İktidarın yanlış politikalarına karşı oluşacak toplumsal muhalefet mücadelesini ve itirazları susturmak amacıyla daha fazla kolluk güce ihtiyaç duyulmaktadır.
TBMM Genel Kurulu'nda, kabul edilen Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi'ne göre, çarşı ve mahalle bekçileri, kimlik sormak, silah kullanmak, üst araması, gösteri ve yürüyüşleri önlemek, halkın huzurunu bozanları ya da başkalarını rahatsız edenleri engellemek gibi geniş ve belirsiz yetkiler tanımaktadır.
Sözde kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi de yeni bekçilerin görevleri arasında olacağının farkındayız. Bu nedenle Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu tesadüf değildir.
Ülkede hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü isteyen siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, sendikaların, derneklerin itiraz edemeceği koşullar yaratılmaktadır.
İktidar, sadece siyasal değil, sosyal ve ekonomik özgürlükleri de yok etmektedir. Ülkemizi gerici ve antidemokratik uygulamalarla yönetmeye çalışan iktidar bu anlayışında vazgeçmelidir.
Salgın dolayısıyla siyasi, ekonomik ve toplumsal alanlarda derin yıkımlar yaşadığımız koşullarda; iktidarın sömürüye, talana, yıkıma dayalı ekonomik düzenlerinin karşısında mücadelemiz sürecektir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; siyasi iktidar bilmelidir ki emekçilerin siyasi ve ekonomik duyarlılığı ve mücadelesi devam edecektir. İktidarı, rant ve çıkar çevrelerinin beklentilerine göre değil ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye, anayasa ve hukuka uygun hareket etmeye çağırıyoruz.