Son zamanlarda para piyasalarında yaşanan sert iniş çıkışlar ve yüksek enflasyon, bankacılık sektörünü de etkiledi.
Sektörün canlı kredi olarak sınıflandırdığı ödemesi 30 ile 90 gün arası geciken kredilerin bulunduğu yakın izlemedeki kredilerin ödemelerinde son dönemde yükseliş gözleniyor.
Üç bankacılık sektörü kaynağının verdiği bilgiye göre yakın izlemedeki kredilerde bir kıpırdanma var. Kaynaklar, şu an çok büyük bir hareket olmadığını söylerken bir trend değişimi yaşandığına ise dikkat çekti. BDDK şubat ayı verisine göre bankacılık sektörünün yakın izlemedeki krediler için ayırdığı karşılık 212.9 milyar lirayı bulurken geçen yıl şubata göre yüzde 30 artışa işaret ediyor.
ÖDEMESİ GECİKEN YAKIN İZLEMEYE
Ekonomim’den Şebnem Turhan’ın aktardığı bilgilere göre bankacılık sektöründe, krediler üç ana gruba ayrılır. İlk iki grup "canlı krediler" olarak bilinir. Birincisi, standart nitelikli kredilerdir. Bunlar, ödemeleri süresinde yapılan veya 30 günden fazla gecikmeyen, gelecekte de geri ödeme sorunları beklenmeyen ve teminatlara başvurulmaksızın tamamen tahsil edilebilecek kredilerdir. İkinci grup ise "yakın izlemedeki krediler" olarak adlandırılır. Bu krediler, makroekonomik koşullardaki değişikliklerden veya borçlunun faaliyet gösterdiği sektörlerdeki olumsuz gelişmelerden etkilenen veya borçlunun ödeme gücünde veya nakit akışında olumsuz değişiklikler yaşanan kredileri içerir. Bu grup krediler, ödemeleri 30 ila 90 gün arasında geciken kredileri kapsar.
VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE SATIŞ HIZLANDI
Son üçüncü grup ise takibe düşen krediler olarak biliniyor. Bu gruptaki krediler teminatların net gerçekleşebilir değerinin veya borçlunun özkaynaklarının borcun vadesinde ödenmesini karşılamada yetersiz bulunması nedeniyle teminata başvurulmaksızın tamamının tahsil imkanı sınırlı olan ve gözlenen sorunların düzeltilmemesi durumunda zarara yol açması muhtemel olan krediler olarak sınıflandırılıyor. Ve bankacılık sektörü bu tarz kredileri tahsili gecikmiş alacak olarak sınıfl andırıp dönem dönem de varlık yönetim şirketlerine satışını gerçekleştiriyor. Yeni yılla birlikte ise bankacılık sektörünün tahsili gecikmiş alacak satışı hızlandı, bu yılın tamamında sektörün varlık yönetim şirketlerine devretmesi beklenen miktarın 13 milyar lirayı aşması tahmin ediliyor.
TAHSİLİ GECİKMİŞ ALACAK OLMA POTANSİYELİ
Birinci gruptaki krediler sorunsuz bir şekilde geri ödenirken, ikinci gruptaki krediler yakın izleme altında tutulan ve tahsilatında gecikme potansiyeli olan kredilerdir. Bu tür kredilere ilişkin veriler Türkiye Bankalar Birliği tarafından üç aylık dönemler halinde yayımlanmaktadır. TBB'nin en son verisi Eylül 2023 dönemine aittir ve henüz 2023 sonu verileri açıklanmamıştır. İkinci gruptaki kredilerin büyüklüğü 844 milyar lira düzeyindedir ve bu kredilerin toplam kredilere oranı %8,1'dir. Bu oranlar 2020'de %10,2, 2021'de %11,1 ve 2022 sonunda %8,8 idi. Pandemi döneminde, 2020'de kredilerin tahsilatında gevşeme yapılmıştı ancak şu anda krediler normale dönmekte ancak yavaş bir seyir izlemektedir.
BANKALARDA YAKIN İZLEMEYE YAKIN TAKİP
Bankacılık sektörü kaynakları son dönemde yakın izlemedeki kredilerin büyüklüğünde bir kıpırdanma olduğunu dile getirdi. Bir bankacılık sektörü kaynağı banka kapsamında gerçekleştirdikleri toplantılarda yakın izlemedeki kredilerin artışının önemli bir gündem maddesi olduğunu ve bu artışın takip edilmesi gerektiğinin vurgulandığını söyledi. Bir özel mevduat bankası kaynağı ise yakın izlemedeki kredilerde kıpırdanma olduğunu vurgulayarak özellikle bireysel ihtiyaç kredisi ve kredi kartında kapasite üstü harcamaların bunda etkili olduğunu ifade etti. Bir başka özel banka kaynağı da çok artış olmasa da yakın izlemedeki kredilerde kıpırdanma olduğunu söyledi.
YAKIN İZLEME İÇİN AYRILAN KARŞILIK 212.9 MİLYAR LİRA
TBB verileri oldukça geride kalsa da bankacılık sektörü uzmanları yakın izlemedeki kredilerin seyrini takip için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun aylık verilerini kullanıyor. BDDK aylık verilerinde bankacılık sektörünün üç gruptaki krediler için ayırdıkları karşılıkların bilgisi yer alıyor. Aylık verilerde bilanço kısmında beklenen zarar karşılıkları bölümünde birinci aşama standart krediler için ayrılan karşılığı, kredi riskinde önemli artış ikinci aşama bölümü ise yakın izlemedeki krediler için ayrılan karşılık miktarını içeriyor. Bankacılık sektörü uzmanı ortalama olarak bankaların yakın izlemedeki krediler için ayırdığı karşılık oranının kredi toplamının yüzde 20'si olarak hesaplandığını söyledi. BDDK'nın şubat verisine göre ikinci aşama yani yakın izlemedeki krediler için ayrılan karşılık 212 milyar 897 milyon lira seviyesinde. Basit bir hesaplama yapıldığı takdirde bankalar kredilerin yüzde 20'si kadar karşılık ayırdıysa yakın izlemedeki kredilerin 1 trilyon lira seviyesinde olması muhtemel.
MART VE NİSAN AYINDA SERT VİRAJ
Bankacılık sektörü kaynakları özellikle mart ve nisanda yakın izlemedeki kredilerdeki artışın daha belirgin olduğunu vurguladı. Yani 6 Mayıs’ta açıklanacak olan BDDK mart ayı verileri yakın izlemedeki kredilerde artış trendine ilişkin daha önemli bilgi verecek ancak şubat itibariyle geçen yıl şubat ayına göre yakın izlemedeki krediler için ayrılan karşılık oranında artış yüzde 30 seviyesinde bulunuyor.
AYRILAN KARŞILIKTA EN YÜKSEK ARTIŞ YABANCI MEVDUATTA
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) şubat ayı verilerine göre yakın yakın izlemedeki krediler için ayrılan karşılıklarda geçen yıla göre en yüksek artış yabancı mevduat bankalarında gerçekleşti. Kamu mevduat bankaları şubat itibariyle 91.8 milyar lira karşılık ayırdı yakın izlemedeki kredileri için ve geçen yıla göre yüzde 24,22 artış yaşandı. Yerli özel mevduat bankaları ise 48.6 milyar lira karşılık ayırdı, geçen yıl şubata göre artış yüzde 30,2 seviyesinde. Yabancı mevduat bankaları ise şubatta yakın izlemedeki krediler için 57.5 milyar lira karşılık ayırdı. Bu geçen yıl şubat ayına göre artışın yüzde 34,6 olduğunu ortaya koyuyor.
SON İKİ AY DAHA YAKINDAN İZLENECEK
Bankacılık sektörü akademisyeni BDDK verilerinden ayrılan karşılık miktarının yakın izlemedeki kredilerin hareketinin çok hızlı olmadığını ancak bir trend değişikliğinden bahsedilebileceğini söyledi. Akademisyen yakın izlemedeki krediler için ayrılan karşılıktaki hareket için iki olasılıktan bahsedilebileceğini belirterek ya bu kredilerin tahsil edilerek birinci aşamaya çıktığını ya da yeni eklenen yakın izleme kredilere karşılık eskilerin tahsili gecikmiş alacak şekline dönüşmüş olabileceğini vurguladı. Bu nedenle de yakın izlemedeki kredilerde hızlı bir artış yaşanmamış olabileceğini söyleyen akademisyen son iki ayın verilerinin ise daha yakından izlenmesi gerektiğine işaret etti.