Türkiye, devlete ait 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesini konuşurken, geçen yıl vatandaşların 350 bin ton civarında kaynağı ve kimliği belirsiz şeker yediği ortaya çıktı. Hayalet şekerin, ya kaçak ve kayıt dışı yollarla ülkeye girdiği ya da kayıt dışı nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretildiği belirtiliyor.
SÖZCÜ GAZETESİ'NDEN Erdoğan süzer'in haberine göre Türkiye'de şeker üretimi kota sınırlamalarına tabi olarak yapılabiliyor. Üretim kotasının yüzde 90'ını şeker pancarı, yüzde 10'unu NBŞ kullanıyor. Bakanlar Kurulu, gerekli gördüğü takdirde yüzde 10'luk NBŞ kotasını yüzde 50'ye kadar çıkarabiliyor. Bu üretimin dışında bir de dahilde işleme rejimi kapsamında, sadece ihracat amaçlı şeker ithalatı yapılabiliyor. Firmalar bu kapsamda yurt dışından getirdikleri şekeri içeride fabrikalarında işleyip çikolata ve şekerleme gibi ürünlere dönüştürüp ihraç ediyor.
Özelleştirilecek şeker fabrikalarında örgütlü Şeker-İş'in Başkanı İsa Gök, kotalara rağmen 350 bin ton kayıt dışı ya da kaçak şekerin iç piyasaya sürülmüş olabileceğini bildirdi. Nüfus ve talepte artış olmasına rağmen pancardan üretilen şekerin iç piyasadaki satışlarının, bir önceki yıla göre artacağı yerde düştüğünü belirten İsa Gök, bu durumun ülkeye ya kaçak şeker girdiğini ya da kayıt dışı olarak NBŞ üretildiğini gösterdiğini söyledi. Gök, iddialarını şöyle sıraladı:
NEREDE ÜRETİLDİĞİ BİLE BİLİNMİYOR
“2017'nin Ekim, Kasım, Aralık aylarını kapsayan kampanya döneminde, bir önceki yılın aynı kampanya dönemine göre 350 bin ton daha az pancar şekeri satılabildi. Tüketim arttığı halde pancar şekeri satışları azaldığına göre, birilerinin piyasaya girip daha ucuz şeker sattığı kesin. Demek ki ya NBŞ üretimi çok yükseldi ya da ülkeye nerede ve hangi hammaddeden üretildiği bilinmeyen en az 350 bin ton kaçak şeker girdi.”
Başkan Gök, kayıt dışı satılan şekerin vatandaşın sağlığına ne ölçüde zararlı olduğunun dahi bilinmediğini belirtirken, pancar şekerinin daha az satılmasının pancardan üretilen şekerin kotasını da riske attığını söyledi. İki yıl üst üste satışların düşmesi halinde üretim kotasının da otomatik olarak düşeceğini belirten Gök, “350 bin ton pancar şekerini satamadığımız için ürünü stoklara yığdık. Bu yılın eylül ayına kadar stokta 600 bin ton civarında pancar şekerimiz olacak. Bu durum hem maliyetlerimizi artırıyor, hem üretim kotamızı riske atıyor hem de çiftçimizin daha az pancar üretmesine neden oluyor” dedi. Başkan Gök, Şeker Kurulu'nun kapatılmadan önce denetimleri adeta yapamaz hale geldiğini, denetim boşluğu yüzünden de kaçak ve kayıt dışı şeker miktarında adeta patlama yaşandığını belirtti.
AMAÇ ÖZELLEŞTİRMEYİ HIZLANDIRMAK MI?
Türkiye'de pancardan üretilen şeker, gerek sosyal amaçlı fabrikaların yöre ekonomisine sağladığı katkı nedeniyle desteklenmesi gerekse diğer nedenlerle sağlığa zararlı NBŞ ve ithal rakiplerine göre daha pahalı satılıyor. Bu nedenle piyasa düzgün denetlenmediğinde vatandaş sağlığa zararlı şeker ve şekerli ürünlerle karşı karşıya kalıyor. Piyasadaki 350 bin tonluk kayıt dışı şekerin, bir süre önce yetkileri Tarım Bakanlığı'na devredilip kapatılan Şeker Kurulu'nun yeterli denetimleri yapmamasından kaynaklandığı, bağımsız kurulun devreden çıkarılması nedeniyle de bundan sonra denetimlerde yine aksamalar yaşanabileceği ifade ediliyor. Denetim eksikliğinin doğrudan pancar şekerini vurduğuna işaret eden uzmanlar, “Denetimlerin yapılmamasının arka planında fabrikaların özelleştirilmesini hızlandırmak yatıyor olabilir” dediler.