İktidarın "ekonomi modeli" diye sunduğu ancak vatandaşı yoksulluğa sürükleyen politikalar, dünya basınına "ibretlik ders" konusu oldu.
İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye'nin 2023 seçimleri öncesindeki "düşük faiz" inadının bedelini ağır ödediğini yazdı.
Uluslararası ekonomi gazetesi Financial Times (FT), Türkiye ekonomisinin son yıllardaki serüvenini mercek altına alan çarpıcı bir analiz yayımladı. Haberde, özellikle 2023 seçimleri öncesinde iktidarın uyguladığı ve ekonomistlerin "irrasyonel" olarak nitelendirdiği politikaların yarattığı tahribata dikkat çekildi. Türkiye'nin yaşadığı bu sürecin, diğer ülkelerin merkez bankaları için bir "uyarı levhası" niteliğinde olduğu vurgulandı.
"GELENEKSEL DENGE ÇARPITILDI"
Analizde, Türkiye'nin potansiyeline rağmen yanlış kararlarla dengesinin bozulduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
"Yıllardır nüfusu 85 milyon civarında olan Türkiye, küresel ekonomide yükselen bir aktör konumunda. Ancak geçtiğimiz yıllarda uygulanan alışılmadık para politikasıyla, geleneksel faiz–enflasyon dengesi çarpıtıldı."
Özellikle 2022 yılında TÜFE'nin yüzde 85'i aşarak Avrupa ortalamasının katbekat üzerine çıktığı hatırlatılan haberde, bu durumun "ağır bir fatura" olarak geri döndüğü belirtildi.
SEÇİM BİTTİ, POLİTİKA DEĞİŞTİ AMA OLAN HALKA OLDU
2023 seçimlerinin ardından TCMB yönetiminin değişmesi ve Fatih Karahan liderliğinde yeniden "sıkı para politikasına" dönülmesini değerlendiren gazete, enflasyonun yüzde 31'e gerilemesine rağmen tehlikenin geçmediğini yazdı.
FT, düşüşe rağmen fiyatların "yapışkan" hale geldiğini belirterek şu uyarıyı aktardı:
"Uzmanlar ve eski merkez bankası yetkilileri, bu tür düşüşlerin yüzeysel olduğunu, fiyat baskısının içselleştiğini ve ekonomide “kalıcı enflasyon” riskinin devam ettiğini belirtiyor."
DÜNYAYA UYARI: BU HATAYA DÜŞMEYİN
Financial Times, Türkiye örneğini "iyi niyetli ama hatalı para politikalarının bedelinin ağır olduğu" yönünde bir ders olarak sundu. Düşük faiz ve yüksek enflasyon sarmalının vatandaşın alım gücünü nasıl erittiğine vurgu yapılan analizde, “İyi niyetle bile olsa, geleneksel para politikasından uzaklaşmak riskli” mesajı verildi. Gelişmekte olan ülkelerin benzer hatalar yapması durumunda, toplumların uzun süreli ekonomik şoklarla karşı karşıya kalabileceği ifade edildi.
EKONOMİ İSTEKLE DEĞİL, VERİLERLE YÖNETİLİR
Haberde, Merkez Bankası'nın 2026 ve 2027 yılları için koyduğu yüzde 16 ve yüzde 9'luk hedeflerin, mevcut riskler ışığında hala "tartışmalı" olduğu belirtildi.
Analiz, Türkiye'nin yaşadığı sürecin “ekonominin istekle değil, verilerle hareket edilmesi gereken bir ders” olduğu hatırlatmasıyla son buldu.