Türkiye İklim Akıllı ve Rekabetçi Tarımsal Büyüme Projesi (TUCSAP) yaklaşık 14 milyon hektarlık bir alanı kapsayan toprak ve arazi bilgilerinin daha iyi toplanmasına ve kullanılmasına, hayvan hastalıkları takip ve teşhis olanaklarının geliştirilmesine ve kaynak verimliliğini iyileştirmek ve zararlı karbon emisyonlarını azaltmak için kullanılan teknolojilerin uygulamaya konulmasına yardımcı olacak.
Projeden 80 binden fazla çiftçi, hizmet sağlayıcı ve veterinerin doğrudan yararlanması hedefleniyor.
Söz konusu kredinin doğrudan faydalanıcıların ötesinde, proje, ilgili sektörel verilerin daha geniş bir paydaş kitlesinin kullanımına sunulması ve hayvan sağlığı hizmetlerinde sağlanacak iyileşmeler yoluyla Türkiye genelindeki çiftçilerin ve işletmelerin faydalanabileceği daha geniş çaplı etkiler de yaratması bekleniyor.
Dünya Bankasından yapılan açıklamada, "TUCSAP projesi daha geniş anlamda tarım sektörünün uzun vadeli sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunacak, gençler için iş fırsatları sağlayacak, dışa göçün önlenmesine katkıda bulunacak ve sonuçta kırsal alanlarda refah düzeyini yükseltecektir. TUCSAP projesi kadınların eğitimlere ve tarımsal danışmanlık destek hizmetlerine katılımlarını teşvik ederek, finansman fırsatlarına erişimi iyileştirerek ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili analizlerin ve politika oluşturmanın kolaylaştırılması için veriler üreterek toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasına da önemli katkıda bulunacaktır. Ayrıca, proje faaliyetleri tarım sektöründe kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesine de katkıda bulunacaktır" ifadelerine yer verildi.
Dünya Bankasından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Son yıllarda tarımsal üretim önemli ölçüde artmış, tarımsal gıda ürünleri ihracatı 2020 itibariyle ülke ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan 20,7 milyar dolara yükselmiştir. Tarım sektörü Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 6,6’sını oluşturmakta ve ülkedeki işgücünün yaklaşık yüzde 18’ini istihdam etmektedir. Bununla birlikte, tarımsal hasıladaki artışta ağırlıklı olarak girdi yoğunlaşması sürükleyici bir etken olduğundan ve kaynak kullanım verimliliğindeki ve teknoloji kullanımındaki iyileştirmeler çok daha az rol oynadığından dolayı, sektör önemli üretkenlik zorlukları ile karşı karşıyadır. Sonuç olarak, tarımsal büyüme önemli çevre ve iklim baskıları yaratmaktadır; tarım sektörü büyük ve verimsiz bir arazi, su ve enerji tüketicisidir ve ülkenin toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 13,4’ünü üretmektedir. Diğer taraftan, tarım sektörü kuraklık, taşkın ve orman yangını gibi iklim olaylarından etkilenmektedir."
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame, kredinin onaylanmasına yönelik, "Dünya Bankası, tarım sektöründe üretkenliği, kaynak verimliliğini ve iklim etkilerine karşı dayanıklılığı arttırmaya yönelik stratejiler belirlediği bir uyguladığı bir dönemde Türkiye ile işbirliği yapmaktan memnuniyet duymaktadır. Bu işbirliğinin tarım sektörünü daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir büyüme yoluna sokulmasına katkıda bulunacağını ve Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmasına yardımcı olacağını umuyorum" yorumunda bulundu.
Kouame, Türkiye’nin tarımsal gıda alanında sürdürülebilir dönüşüm sürecinin desteklenmesi, özellikle tarımsal gıda alanında ülkenin en büyük ticaret ortağı olan ve AB Yeşil Mutabakat girişimi yoluyla iklim eylemlerini teşvik eden Avrupa Birliği ile olan ticaret fırsatlarını koruyup geliştirirken, aynı zamanda sektörün rekabet gücünü de arttıracağını söyledi.
Projenin Dünya Bankası tarafındaki Görev Ekibi Lideri Luz Diaz Rios ise proje ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Tarım sektörüne dijital teknoloji çözümlerinin getirilmesi ve sürdürülebilir yönetimini desteklemek amacıyla tarımsal üretim, toprak ve arazi ile ilgili anlamlı bilgilerin oluşturulması, üretkenliği arttırarak iklim değişikliğinin ekosistemler ve kırsal gelirler ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasına katkıda bulunabilecektir. Bu proje tarım sektörünün daha sürdürülebilir, rekabetçi ve iklime uyumlu bir yöne doğru geçişini destekleyecektir”.
TUCSAP projesinin ana bileşenleri 3 ana başlıktan oluşuyor:
1- İklim değişikliği gündeminin asli unsurları olan toprak sağlığının belirlenmesi ve izlenmesi ve tarım arazilerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı ile ilgili ulusal kapasitenin güçlendirilmesi yoluyla sürdürülebilir toprak/arazi planlamasının ve yönetiminin geliştirilmesi.
2- Hayvan hastalıklarının erken teşhisi ve etkili hastalık sürveyansı, teşhisi ve kontrolü için kapasite oluşturulması ile veterinerlik ilaçlarının/aşılarının kontrolü ve resmi olarak düzenlenmesi yoluyla hayvan sağlığının iyileştirilmesi.
3- Yenilenebilir enerji kaynaklarının ve enerji açısından verimli teknolojilerin kullanılması; girdi kullanımında verimliliği arttıran, üretim maliyetlerini düşüren ve kirlilik ve sera gazı emisyonlarını azaltan dijital teknolojilerin benimsenmesinin desteklenmesi; ve iklim akıllı çözümler ile ilgili araştırma, geliştirme ve yenilikçilik çabalarının desteklenmesi dahil olmak üzere İklim Akıllı Teknolojilerin benimsenmesinin desteklenmesi.
Dünya Bankasının açıklamasında, "TUCSAP projesi Dünya Bankası’nın Türkiye’nin tarımsal gıda sektöründe dayanıklılığı desteklemek ve istihdam yaratmak için yürütmekte olduğu devam eden ve planlanan çabalarını tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Bu çabalar arasında devam etmekte olan Türkiye Sulama Modernizasyon projesi kapsamındaki su ile ilgili yatırımlar ve Türkiye Dayanıklı Peyzaj Entegrasyon Projesi (TULIP) kapsamında kırılgan durumdaki toplulukların dayanıklılığını ve geçim kaynaklarını güçlendirmeye yönelik tarımla ilgili yatırımlar yer almaktadır" denildi.