Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay yaptığı açıklamada, kamudaki 700 binden fazla işçinin 2023-2024 dönemindeki mali ve sosyal haklarının belirlendiği Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'nü Mayıs ayında imzalandıklarını anımsattı.
İmzalandığı dönemde bir hayli yüksek olan sözleşmedeki oranların yüksek enflasyon nedeniyle eridiğini belirten Atalay, Türk-İş Kamu Koordinasyon Kurulu'nu toplayarak kayıpların giderilmesi için harekete geçtiklerini söyledi.
Atalay, bu süreçte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile kamu işçilerinin talebine dair görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildirdi.
"YÜZDE 32,57'LİK ARTIŞ YAPILMASINI SAĞLADIK"
Girişimleri sonucu, 29 Ocak'ta imzalanan ek protokolle ocak ayındaki ücret artışlarından sözleşme yürürlük tarihi farklı dönemlerde olan kamu işçilerinin de yararlandığını vurgulayan Atalay, bu sayede yaklaşık 230 bin kamu işçisinin ücretine yüzde 32,57'lik artış yapılmasını sağladıklarını dile getirdi.
Atalay, TÜİK tarafından ocak ayı enflasyonun yüzde 6,7 olarak açıklandığını hatırlatarak, "Ocak'tan sonra en az 10 puan kaybımız oluyor. Bu az bir kayıp değil. Bunu kök ücrete, ikramiyeye, 237 bin insana vurduğun zaman, 6 aylık maaşı ve 2 ikramiyeyi de eklediğin zaman büyük bir yekun tutuyor" dedi.
"MİLLET BUNDAN MEMNUN OLDU MU? HAYIR. BEN DE OLMADIM"
Türk-İş yönetimi olarak Kamu Koordinasyon Kurulunun, bağlı sendikaların ve işçilerin görüşlerini her zaman dikkate aldıklarını vurgulayan Atalay, "Ek protokolün imzalanması konusunda Türk-İş Kamu Koordinasyon Kurulu olarak ortak karar aldık. Sendikaların istemediği hiçbir işe imza atmamız mümkün değil. Bu, beklentileri karşılamadı. Millet bundan memnun oldu mu? Hayır. Ben de memnun olmadım" diye konuştu.
Atalay, kamu işçilerinin ücretlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Kamu işçisinin ücretleriyle ilgili düzenlemeye ihtiyaç var. Bunun adına 'ek zam' mı dersiniz, 'iyileştirme' mi dersiniz. Bu yönde bir adım atılmalı. Bu enflasyon devam ettiği sürece iyileştirmenin de anlamı kalmıyor. Bir taraftan üç lira veriliyor, enflasyonla dört lira alınıyor."
Çalışanların ücretleri üzerinden ödediği gelir vergisinin yüksekliğine de değinen Atalay, vergiyle ilgili haksız bir uygulama olduğunu dile getirdi. Atalay, "Bu durum sürdürülebilir bir şey değil. Bir işçinin aşağı yukarı 1,5 ücreti vergiye gidiyor. Bu doğru değil" değerlendirmesinde bulundu.
Kamudaki taşeron işçilerin kadro taleplerinin devam ettiğini anımsatan Atalay, taşeron işçilere verilen kadro sözünün yerine getirilmesi gerektiğini de söyledi.