Bankaya olan kredi ya da kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişilerin oranı 2021 yılında yüzde 147 oranında artış gösterdi. Artışı değerlendiren Ziraat Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı ve Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, 1 milyon 704 bin kişi böylece yasal takibe girmiş olduğunu ifade etti.
Borç ödememe krizi nedeniyle vatandaşların varsa otomobil, konut, dükkan gibi taşınmazlarına bankalar haciz koyup çok ucuza icra ihalelerinde satıp kalan para olursa da borçluya verip dosyayı kapatmayı tercih ediyor. Teminatları yoksa da borçlar varlık yönetim şirketlerine satılıp haraç mezat tahsilatlar yapılıyor.
Babuşcu'nun tespitlerine göre, 5 ayda ülkenin uluslararası kredi riski primi 380'den 540'a fırladı. Borçlanmayı daha maliyetli hale getiren bu gösterge değişimiyle birlikte Hazine'nin 10 yıl vadeli borçlanma tahvilinin faizi yüzde 18'den yüzde 21.9'a, 5 yıllık Eurobond faiz yükü yüzde 5.62'den yüzde 7.27'ye çıktı. Dolar kuru 8.40'tan 18 lira seviyelerine kadar çıktıktan sonra kur garantili TL mevduat verilerek 13.65 TL seviyelerine ancak çekilebildi. İhtiyaç kredisi faizleri yaklaşık 7 puan artarken Merkez Bankası rezervleri eksi 37.3 milyar dolardan eksi 50.2 milyar dolara kadar düştü.
Fatura bankalara kesildi
Merkez Bankası başkanlarıyla ekonomi bakanlarını sık sık değiştirmesine rağmen ekonomideki kötü gidişi frenleyemeyen hükümet geçen eylül ayında radikal bir kararla, ‘Faiz neden, enflasyon sonuçtur' tezini ortaya attı. Hemen ardından da Merkez Bankası faizini önce yüzde 19'dan yüzde 18'e ardından da seri indirimlerle yüzde 14'e çekti. Faiz indirimiyle birlikte ekonomideki dengeler hızla bozulmaya başladı. Kur fırladı, iğneden ipliğe her şeye ardı arkası kesilmeyen zam sağanağı başladı.