Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), AKP güdümünde yürüttüğü hatalı para politikaları ile Türkiye'yi derin bir sefalet girdabına sürüklerken, Türk lirasının tarihi seviyelerde değer kaybı yaşamasına neden olmuştu.
2021 yılı itibarıyla AKP'nin arka kapı müdahaleleri ile ekonomik kriz derinleşirken, bağımsız para politikaları yürütmesi beklenen Merkez Bankası, peş peşe hatalı politikalar ile net döviz pozisyonunda eksiye düşmüştü.
4 YIL SONRA BİR İLK YAŞANDI
Göreve başlayan yeni ekonomi yönetimi ile birlikte ekonomide rasyonel politikalara dönüş sinyalleri veren Türkiye, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in liderliğindeki yeni ekonomi programıyla birlikte bir yandan parasal sıkılaşma sürecine başlarken, bir yandan da uluslararası sermayenin Türkiye'ye girişini sağlamaya çalışıyor.
31 Mart seçimlerinin ardından net döviz pozisyonunda hızlıca toparlanma yaşayan TCMB, -74.6 milyar dolar olan döviz rezervlerini bugün itibarıyla 500 milyon dolar artıya geçirdi. Bu durum, 4 yıl 4 aydır eksi rezerve sahip olan TCMB'nin, ilk kez net rezervlerde artıya geçtiği anlamı taşırken, yaz aylarında artış gösterecek turizm gelirleri ve yabancı sermayenin girişiyle birlikte döviz pozisyonunda çok daha iyi bir durumun ortaya çıkması planlanıyor.
Merkez Bankası, piyasalardan topladığı dövizleri stoklayarak bu paranın bir bölümünü Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının tasfiyesi için kullanmayı amaçlıyor. 21 Aralık 2021 tarihinde yürürlüğe giren uygulama ile ani kur artışlarının önüne geçilmek planlansa da, zamanla Hazine'ye büyük bir yük getiren uygulamanın maliyeti 1 trilyon lirayı aşmıştı.
Merkez Bankası, olumsuz ekonomik durumlar ve geçmişte yaşanan ani kur artışlarına benzer senaryolar için kasasında ciddi bir döviz birikimi yaratmayı planlarken, bu birikimin bir kısmı ile KKM'den çıkışlar finanse edilecek.