Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin de ekonomist olduğunu ifade ederek "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam" demiş ve Türkiye'nin faiz politikasında 'Nas' dönemini başlatmıştı.
3 Eylül 2021’de 'Nas' ile başlayan indirimlerle yüzde 19’dan yüzde 8,5’e kadar düşen faiz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelmesinin ardından yeniden yükselişe geçti. Bu sürede Dolar 36.52, Euro 39,67 lirayı gördü.
MAHFİ EĞİLMEZ EKONOMİK KRİZİN BİRİNDEN ÇIKIP DİĞERİNE NASIL GİRDİĞİMİZİ ANLATTI
"Faiz düşerse enflasyon artar yani enflasyon artarsa düşürmek için faizi artırmak gerekir" sözleri ile yapılan yanlışı daha önce de açıklayan Ekonomist Mahfi Eğilmez, T24'teki yazısında faiz, enflasyon ve ekonomik krize dair gerçekleri herkesin anlayacağı şekilde yeniden anlattı.
AKP öncesi ekonomik krizin çukurundan çıkmayı başaran Türkiye'nin yeniden nasıl ekonomik krizin pençesine takıldığını açıklayan Eğilmez şunları söyledi:
Bizim yaşadığımız en önemli krizlerden birisi gelişmiş dünyanın karşılaştığı küresel krizden yedi yıl kadar önce 2001’de çıktı.
Bu kriz sırasında IMF desteğiyle faiz politikası, zorunlu karşılıklar gibi düzenlemelerle para politikası, vergilerin yeniden düzenlenmesi ve bütçe açıklarının giderilmesi yoluyla kamu mali disiplininin sağlanması gibi maliye politikası önlemlerine yer verirken bankacılık reformu gibi yapısal reformların da yapılması sağlandı.
Avrupa Birliğiyle tam üyelik müzakereleri başlatıldı. Bütün bu olumlu düzenleme ve adımların sonucu olarak Türkiye kısa sayılabilecek bir sürede krizden çıktı.
'FAİZ SEBEP' DEĞİLMİŞ
Ne var ki bu olumlu görünüm çok sürmedi. Önce Avrupa Birliğiyle ilişkiler programlandığı şekilde ilerlemez oldu, ardından yapısal reformlar yapılacak yerde yapılmış olanlar da tersine çevrilmeye başlandı.
2018 yılında girilen başkanlık sistemiyle birlikte kamu yönetimi iyiden iyiye zayıfladı, ekonomi politikasında, özellikle faiz politikasında yanlış adımlar atılmaya başlandı ve bu yanlışlar 2021 yılında enflasyon yükselirken faizi düşürme hamlesiyle doruk noktasına çıktı. Faiz negatif hale gelince dövize yöneliş oldu, bu kez bu yönelişi önlemek için KKM uygulamasıyla kur garantisi getirildi.
2023 yılı ortasında bu yanlışlardan dönüş için yeni bir program uygulamaya kondu.
Bu program faiz ve zorunlu karşılıklar düzenlemesi gibi para politikası araçlarının kullanılmasına dayanıyor. Kamu kesiminin, özellikle yüksek yöneticilerin yarattığı büyük israfla ilgili hiçbir düzenleme içermiyor. Maliye politikasıyla harcamaları kısmak yolunda düzenleme yapılamayınca bu kez enflasyonu yükselttiği bilinen dolaylı vergileri artırmaya ağırlık verilmek zorunda kalındı.
2021 yılından itibaren iki yıl boyunca enflasyona göre çok düşük faizle kredi kullanmaya başlamış olan iş âlemi, faizlerdeki yükselişe ayak uyduramadı. Ülke riskinin yüksekliği (CDS primi halen 257 bp düzeyinde bulunuyor) ve düşürülmeye çalışılması bir yana tam tersine risk artırıcı açıklamalar yapılması doğrudan yabancı sermaye girişinin önünü kesti.
“ÖLÜ KEDİ SIÇRAMASI”
Doğrudan yabancı sermaye girişi çok düşük düzeyde kalınca yabancı sıcak para çeşidi olan carry trade yoluyla ve Türk yatırımcıların dolar hesaplarını bozdurup Türk Lirası hesaplara geçmesini sağlayan bir sistemle finansman çevrilmeye çalışılıyor.
Böyle bir ortam ülke ekonomisinin çekici gücü olan sanayi kesimi üretiminin ciddi darbe almasına yol açıyor. Sanayi üretimi 2024 sonunda kısa bir çıkış göstermiş olsa da bunun bir “ölü kedi sıçraması” [ii] olduğu aşağıdaki grafikten görülebiliyor.
Özetle bugün geldiğimiz durumdan bugün uyguladığımız gibi yalnızca para politikasıyla çıkmak mümkün görünmüyor. Enflasyonda tümüyle baz etkisine dayalı geçici düşüşlere bakarak sorun çözülüyor gibi düşünmek çok yanlış olur. Artık bir dakika bile kaybetmeden hukukun üstünlüğü ve güçler ayrımına dayalı demokrasinin kurulmasından başlayarak vergi reformu, kamu harcama reformu, teşvik sisteminin doğru kullanılması gibi yapısal reformlara başlamamız gerekiyor.