Dövizdeki yükselişin önüne geçmek ve TL mevduatı daha cazip hale getirip döviz talebini azaltmak için 21 Aralık 2021’de başlatılan kur korumalı mevduat (KKM), tam tersi etki yarattı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 24 Aralık ile biten ilk hafta TL mevduatın KKM hariç toplam mevduat içindeki payı 37.35 seviyesindeyken, 27 Mayıs haftası verisinde KKM hariç TL mevduatın payı yüzde 28.16'e geriledi. Toplam hacmi 4.7 trilyon TL'ye ulaşan döviz mevduat ve KKM hesaplarının toplam mevduattaki payının yüzde 71.84’le rekor kırdığını belirten ekonomist Mahfi Eğilmez, “Faizden kaçarken kura yakalandık. KKM gelir dağılımını daha da bozmuş olarak tarihe geçecek” dedi.
Mahfi Eğilmez, bloğunda yayınladığı yazısında KKM hesabının getiri yükünün banka ve Hazine arasında paylaşıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
Tam tersine döviz mevduatını artırdı
Banka hesaba uyguladığı yüzde 17 faizi mevduat sahibine kendi kaynaklarından öderken, ortaya çıkacak kur farkını da Hazine, bütçeden ödüyor. Kur Korumalı Mevduat Hesabı uygulamasının dört sakıncalı sonucu var: (1) Bankalar, ödemeleri gereken faizin bir bölümünü Hazine’ye devrederek maliyeti düşürmüş ve dolayısıyla daha fazla kâr etmiş oluyorlar. (2) Hazine, hiçbir şekilde kullanmadığı bir paranın maliyetini paylaşarak bankalara bir çeşit finansal destek sağlamış oluyor. Bir başka ifadeyle Hazine, halktan toplanan vergilerin bir bölümünü bankalarda kur korumalı mevduat hesabı açtırmış olan kişi ve kurumlara ödemiş ve bütçeye gereksiz bir yük yüklemiş oluyor. (3) Tasarruf sahipleriyle vergi ödeyenler bire bir örtüşmediği için bankalarda birikimi olmayan insanların ödediği vergiler de Hazine tarafından bankalarda birikimi olanların hesabına ödendiği için gelir dağılımı eşitsizliği daha da bozuluyor. (4) Kur korumalı mevduat hesabı döviz mevduatları dışında TL mevduatlara da uygulandığı için TL mevduatı da bir anlamda dövize endeksleyerek döviz mevduatını artırmış oluyor. Böylece döviz mevduatını azaltmayı öngörerek yola çıkan kur korumalı mevduat uygulaması sonuçta tam tersine döviz mevduatını artırmış oluyor.
Grafikten açıkça görülebileceği gibi dolarizasyon yükselmeye devam ediyor ve 27 Mayıs itibarıyla yüzde 71.8'e ulaşarak rekor kırmış bulunuyor. Kur korumalı mevduat uygulaması, dolarizasyonu azaltmak bir yana artırmış, yanı sıra bütçeye gereksiz yükler yüklemiş ve gelir dağılımını daha da bozmuş bir uygulama olarak tarihe geçecek gibi görünüyor. Türkiye'nin, son bir yıldaki ekonomi politikası uygulamasını şöyle özetlemek mümkün: Faizden kaçarken kura yakalanmak.”