Henüz masaya bile oturulmadı! Sarı sendikanın ilk talebi 'aidat' oldu!

Memur-Sen'in 'dayanışma aidatı'nın zorunlu hale getirilmesine yönelik çalışmaları gündeme gelmişti. Bu madde sendikanın 8. Dönem Toplu Sözleşme teklifinde de yer aldı.

Cengiz Karagöz - Halktv.com.tr - ÖZEL HABER

Milyonlarca kamu emekçisi geçim sıkıntısı çekerken, 'sarı sendika' Memur-Sen, ağustos ayında başlayacak toplu sözleşme öncesi memur haklarına değil 'dayanışma aidatının' zorunlu hale getirilmesine odaklanmış durumda.

Halktv.com.tr geçen ay Memur-Sen'in toplu sözleşme öncesi memur haklarına değil 'dayanışma aidatının' zorunlu hale getirilmesi talebini gündeme getirmişti.
Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) Başkanı Abdurrahman Aktürk'ün geçen ay "dayanışma aidatı getirilecek" uyarısı, Memur-Sen'in 8. Dönem Toplu Sözleşme teklifleriyle doğrulandı. Bu teklif kabul edilirse sendika üyesi olmayan kamu görevlilerinin, toplu sözleşmeden yararlanabilmesi için artık dayanışma aidatı ödemesi gerekecek.

Ayrıca Memur-Sen'in teklifine ilişkin dikkat çeken birçok ayrıntı söz konusu. SAHADER Başkanı Aktürk, Memur-Sen'in 8. Dönem Toplu Sözleşme teklifine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

"3600 EK GÖSTERGE TALEBİ HALA ÇÖZÜLEMEDİ"

Yıllardır dile getirilen 3600 ek gösterge talebinin yine gündemde olduğunu belirten Aktürk, "Daha önce 'aldık', 'çözüldü' denilen bu gösterge, bu toplu sözleşmede hâlâ çözülememiş bir başlık olarak yer almakta" dedi.

4688 sayılı yasa değişikliğinin 2026 yılı Haziran ayına kadar tamamlanması için ortak çalışma yürütülmesi planlandığını ancak bu maddeye dair herhangi bir somut ilerleme olmamasını eleştiren Aktürk, "Harcırah Kanunu’nda %100 artış teklif edilse bile, bugün memurun görev nedeniyle bir öğretmenevinde kalması hâlâ mümkün değil. Bu durum tekliflerin yaşamla olan bağının ne denli zayıf olduğunu ortaya koyuyor. Önceki toplu sözleşmelerde yer alan 42. maddeden 66. maddeye kadar olan 25 maddenin hiçbir güncellemeye uğramadan olduğu gibi yeni sözleşmeye eklenmesi, yenilikten uzak ve yüzeysel bir yaklaşımın diğer göstergesi" dedi.

Temmuz ayında doğalgaza yapılan yüzde 24’lük zamma karşılık memura yalnızca yüzde 15,57 zam yapıldığını, bunun üzerine Memur-Sen herhangi bir protesto ya da itiraz göstermeden 8. Dönem Toplu Sözleşme’yi işaret ettiğini söyleyen Aktürk, "Ancak şimdi görüyoruz ki, bu sözleşmede teklif edilen refah payı sadece %10 ve bu oran da Ocak 2026’da yürürlüğe girecek. Memur taban aylığına 10.000 TL eklenmesi teklif edilmiş olsa da, mevcut brüt asgari ücret 22.000 TL seviyesinde ve Ocak 2026’da zam alacak. Bu durumda söz konusu teklif Ocak'ta yine asgari ücretin altında kalacak. Ölüm yardımı için %200 artış istenmiş olsa da, işçilere şu anda 20.000 TL ödenirken, memurlar için bu tutar zamlı haliyle dahi yalnızca 14.400 TL’ye ulaşacak ve bu da 2026 için geçerli olacak. Bu, memur lehine değil, yine memurun aleyhine olan bir tabloyu yansıtıyor" diye konuştu.

"KAYBEDEN MEMUR OLDU"

Aktürk'ün açıklamasında, "Dini bayramlarda kamu çalışanlarına ikramiye verilmesi ve vergi diliminin %15’e sabitlenmesi gibi teklifler ise geç kalınmış talepler arasında. Bu vaatlerin kapsamı belirsiz, uygulanabilirliği ise meçhul.

- Görevde yükselme sınavlarından sonra yapılan mülakatların kaldırılmasına dair herhangi bir teklifin olmaması, yıllardır liyakat yerine adam kayırmanın devam ettirileceği yönünde ciddi bir kaygı yaratıyor.

- Memur işi yapan işçilerin memuriyete geçirilmesi talebi de tekliflerde yer alıyor. Ancak memuriyet, mezuniyet, sınav ve liyakat gibi objektif koşullara dayalı bir hakken, bu teklifin esas amacı memurun haklarını korumaktan çok, sendikanın kasasını doldurmak. Bu geçiş sayesinde yeni üye ve aidat kazanımı hedefleniyor.

- Yılını dolduran kamu çalışanlarının yıllık izinlerinde cumartesi ve pazar günlerinin düşülmemesi maddesi ise nihayet gündeme gelmiş olsa da çok geç kalınmış bir adım olarak görülüyor.

- Tüm bu tabloya bakıldığında, tam 7 dönemdir masaya oturan yetkili konfederasyon, taleplerinin hiçbirini tam anlamıyla hayata geçirememiştir. Her seferinde sonuç alamadığı tekliflerin ardından suçu Hakem Heyeti’ne yükleyip aradan sıyrılma yolunu seçmektedir. Dahası, bu konfederasyon Ağustos ayına kadar herhangi bir protesto ya da eylem gerçekleştirmemiştir. 14 yıldır aynı masa etrafında dönen pazarlıklar, ne hükümetin ne de Memur-Sen’in kaybettiği bir süreçtir. Bu masanın tek ve sürekli kaybedeni memurdur" ifadeleri yer aldı.

Ekonomi Haberleri