Enflasyonu frenlemek için bu yılın başından bu yana 70 merkez bankası faiz artırımına giderken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 8'inci toplantısında politika faizini yüzde 14'ten yüzde 13'e indirdi. Kararın ardından dünü 17.95'ten kapatan dolar 18.13 TL'ye kadar çıkarak 18.10'a geriledi. Dünü 18.28'den kapatan euro ise 18.47'yi gördükten sonra 18.45 TL'ye indi. Gram altın ise yüzde 1.3 artışla 1.030 TL’ye çıktı.
Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi de (CDS) kararın ardından hızla yükselerek, 650'lerden yeniden 780 baz puana çıktı.
Karar sonrasında borsaya da satış geldi. BIST 100 endeksinde kayıp yüzde 1'i aştı. BIST bankacılık endeksinde de yüzde 3'ün üzerinde gerileme görüldü.
Yayınlanan PPK metninde jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğüne dikkat çekilerek, şöyle denildi:
“Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.”
‘Enflasyon yüzde 5’e inene kadar devam’
Yılın başındaki güçlü büyümenin dış talebin de olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte de sürdüğüne dikkat çekilen metinde, şu ifadelere yer verildi:
“İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede kurul, makroihtiyati politika setini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarla daha da güçlendirmeye karar vermiştir. Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bununla birlikte, üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret etmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir."
'Biz gideriz tersine'
Bloomberg’in son yayınladığı haritaya göre, bu yıl dünyada 70 merkez bankası enflasyonu düşürmek için faizi en az 50 baz puan artırdı. Hatta bazı merkez bankalarının on yıllar sonra ilk kez faiz artırması dikkat çekti.
En son Ağbal artırmıştı
PPK, en son TCMB Başkanı Naci Ağbal döneminde yani 2021 Mart ayında politika faizini iki puan artırarak yüzde 19’a çıkarmıştı. Ağbal bu gelişme üzerine görevden alınarak yerine Şahap Kavcıoğlu atanmıştı. Kavcıoğlu ise görevi devraldıktan sonra 5 ay faizi sabit tuttu. Ancak daha sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın savunduğu "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" ve “Faiz ve enflasyonla mücadelede nas ne diyorsa onu yapacağız" tezleri çerçevesinde politika faizini kademeli olarak indirerek en son 16 Aralık 2021’de yüzde 14’e çekti.